Abdestsiz namaz olur mu diyeceksiniz şimdi, olmaz tabiî ki; ama Türk askerine kirli eller tarafından abdestsiz kıldırılan namazlar elbette Allah katında karşılığını bulacaktır. Tutulan orucun arkasından gelen bayramımız da yine aynı kirli eller tarafından şekersiz, tatsız, tuzsuz bırakılmıştır.
Artık kalem ne yazar bilinmez. Orucumuzu tuttuk, tam bayram geldi dedik, gülüp eğlenip, eş, dost, akraba hal hatır arayacaktık; şeker tadında bayram geçirecektik, büyüklerimizden harçlıklarımızı koparacaktık ki, burnumuzdan getirdiler yine. Şemdinli, Uludere, Yüksekova vs. derken Güneydoğunun en huzurlu kenti Gaziantep’imize gözlerini diktiler. Kimin neyi, ne için yatığı belli. Giden canlar, akan kanlar kimin çarkına su olarak taşınıyor o da belli. Geçtiğimiz yıl: “….Dua etsinler Ramazan Bayramındayız…", “…Bunların hesabı sorulacak! …”, “… Bıçak kemiğe dayandı…” diyenler, bu yıl tatilin keyfini sürerlerken; Gazi şehrimiz Antep’imiz, 9-69 yerinden bombalandı. Doğru söylüyorsunuz Hüseyin Çelik; “bir Mehmetçik öldü diye meclisi toplayamayız.” Ama oy toplamak için hemen, özel bir uçakla olay mahalline gideriz, sanki bir şey yapacakmışsınız gibi.
Karşıyaka‘yı bulabildiniz mi bari? Ben isterseniz tarif edeyim:
Gazi şehrimin fakir semtlerinden biri. Ekmek paralarını kazanmak için memleketimin çeşitli yerlerinden göç etmiş ailelerimin oturduğu yer. Alın terlerini silmeden fukara yuvalarına aş götüren babaların mahallesi. Virane evi köşk niyetine kullanan elleri öpülesi anaların yeri. Amerikalarda özel okullarda okuyormuş gibi davranan Anadolu’nun ben gibi sümüklü çocuklarının oturduğu yer. Ama bu sümüklü çocuklar, bu memleketin evlatları artık sizi görmez, umarım görmez. Kırmızı halıyla karşılandığınız günler geride kaldı. Artık al kanlarla karşılanıyorsunuz…
Gazi şehrimiz, Şehit Kamil’in kardeşleri, Şahin Ağamın torunları ölmedi. Anında vermesi gereken tepkileri verdi. Elbette bu yeterli değil; ama ateş bir kere yandı artık. Bütün ülkeye mesaj verildi.
Vatani görevinden izne gelen Onur Fikret Aker’in yarım kalan görevi tamamlanacak. Şehitlerimizin kanları yerde kalmayacak. Peşkeş çekilen vatan toprakları gerçek sahiplerini bulacak. Bu artık hükümetten çıkmış bir mesele. Hükümet memleketin dilini anlamıyorsa; memleket, hükümete ve dünyaya dilini anlatmasını bilir. Bu tarih boyunca böyle olmuştur. Hele ki tarihte olduğu gibi ilk ayaklanmayı başlatanlar Antep’se meşale yine Antep’te yanmıştır.
Ardından bir haber daha, Uludere’de 10 şehit. Yeter artık bu ülke buna dayanmaz. Terörle yatıp terörle kalkar hale geldik. Terör algısıyla büyüyen bugünün çocuklarının yarın ne hale gelece belli değil.
Evet, Habur’dan başlayan terör hattı, Türkiye’nin bütün güney sınırı boyunca uzatılmıştır. Bugün Antepli, dün bedelini ödediği ve Gazilik unvanıyla nişanladığı topraklar üzerinde terör korkusuyla irkilmişken; Suriye’den gelen ve ülkesi kan gölüne dönmüşken kendileri lüks içinde yaşayan Suriyeliler şehirde gayet rahat dolaşmaktadırlar.
Dün Kurtuluş Savaşı’nda üstüne düşeni yapan Gazi Şehir, bugün de doğu ve batı emperyalizmine ve yerli iş birlikçilerine karşı Türk milletinin uyanışının simgesi olur inşallah. Aynı ekmeği, aynı suyu, aynı havayı paylaştığım hemşehrilerime bir kez daha geçmiş olsun diyorum, şehitlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifa diliyorum.
Allah dün olduğu gibi bugün de Türk milletine zulmedenlerin cezasını yine Türk milletinin dik duruşuyla verecektir…