Bu soru aylardır uykularımı kaçırmakta. Müslümanlar neden ülkelerinden kaçmaktalar?
Kaçılan ülkeler: Irak, Suriye, Mısır, Lübnan, Somali, Tunus, Yemen, İran, Filistin, Afganistan ve Afrika’nın pek çok ülkesi. Hepsi de Müslüman, Kuran hükümlerinin yürürlükte olduğu söylenen; minarelerinde ezan okunan, camilerinde namaz kılınan, oruç tutulup, kurban kesilen ülkeler.
Buraların halkı neden ülkelerinden kaçmaktalar. Hem de ölümü pahasına.
Kaçılan başlıca ülkeler: Almanya, ABD, Fransa, Kanada, Belçika, İngiltere, İsviçre, Hollanda, Danimarka, İtalya, Avusturya. Hepsinin de dinine lanet.
Kiliselerinde haç çıkarılan, fuhşu bol olan, başları ve kıçları açıkların hüküm sürdüğü, yılbaşı kutlanan Kuran hükümlerinin olmadığı kâfir ya da küffar diyarları!
Şimdi soralım: Müslüman adı taşıyan, Kuran’a göre sosyal hayatı düzenlenen, başları örtük çoğunda da peçeli bayanların yaşadığı ülkenin insanları neden ülkelerinden kaçmaktalar? Her türlü riski ve olumsuzluğu göze alarak!
Bu insanları ülkelerinden hangi olumsuz “şey” kaçırtmakta?
Bu insanlar, ezan seslerinin duyulduğu, camilerinde namazların kılındığı cennet ülkelerinden, çan seslerinin inlediği, kıçı ve başı açıkların kol gezdiği, yılbaşıların kutlandığı kiliselerin süslediği bu kâfir (!) diyarlarını neden kendi ülkelerine “TERCİH” etmekteler?
Alman Şansölyesi Merkel’in, “Torunlarımıza, Mekke daha yakındı oraya gitmediler. Ama onlar nedense bizi tercih ettiler ve binlerce kilometre uzaktan bize geldiler diyeceğiz.” sözü; bir Müslüman olarak beynime çivi gibi çakıldı, utandım.
İş bununla da kalsa iyi; “Türkiye de İslam yok, laiklik dinsizliktir” diyen ne kadar rejim kaçkını sahte İslam savunucusu, hadis ve mezhep Müslümanı; Şevki Yılmaz, Cemalettin Kaplan, Hasan Mezarcı gibileri varsa; sıkışınca neden bir İslam ülkesine gitmediler de, Almanya, Fransa gibi kâfir ülkelerini tercih etiler?
Fetullah’ın canım Mekke, Medine dururken ABD’de de ne işi var?
Bu rejim kaçkınlarının tamamının tercihi; Batı olmuştur. Batı laik değil mi, orada İslam mı var, şeriat hükümleri mi geçerli?
Neden hiç düşünmezsiniz?
Adam İslam kavgası yapıyorsa, sıkışınca neden bir İslam ülkesine kaçmıyor?
Onlarda biliyor, hiçbir İslam ülkesinde Kuran hükümlerinin olmadığını. Uygulamanın, yönetimin; Hadis uydurmasıyla Kuran dışı olduğunu!
Eğer o Müslüman ülkelerde Kuran hükümleri uygulansa idi; alın terine saygı olmaz mıydı? Yedi yaşındaki kızlara nikâh kıyılıp karı yapılır mıydı? Emek sömürülür müydü? Halkı fakir yöneticileri zengin ve israf batağında olur muydu? Zenginleri göbekli, elleri yağlı fakirleri zayıf ve çıplak olur muydu?
Kuran’ın olduğu yerde insan vardır, insana, emeğe, alın terine, mahreme saygı ve hürmet vardır, vicdan, insaf, merhamet, emanete sahiplenmek, tutum, yardımlaşma vardır. En önemlisi de; Sosyal hayatı adilce düzenleyen HUKUK vardır.
Onun için, kendi ülkelerinde bunalan insanlar: refaha, huzura, insan hakkına ve hukuka sığınmak istemekteler.
Ne kadar acı değil mi? Allah bunları görmüyor mu? Bunları yapanlara ve yapılmasına ses çıkarmayan topluma Allah merhamet eder mi? İstediğin kadar namaz kıl, oruç tut, başını, kıçını ört, tecvitli Kuran oku, yılbaşı kutlama. Hakkın, emeğin, alın terinin ve hukukun yanında değilsen. Hakkı tutup kaldırmıyorsan! Adaletli olmuyorsan, israfın ve savurganlığın lüksündeysen; vicdanı ve merhameti terk ettiysen elbette Allah’ın laneti üzerinize olacaktır.
Kuran adaleti ile yönetmediğiniz, düşünmeyi ve hakkı insanın ekseni yapmadığınız sürece:
“Düşünmeyenlerin üzerine pislik yağar- O akıllarını kullanmayanların üzerine uğursuzluk yağar” Yunus:100
Esen kalınız