Sevgili okurlarım, bir ülkenin zenginliğini tarif ederken; o, ülkenin yer ALTI ve yer ÜSTÜ zenginlikleri ile İSTİHDAMI göz önüne alınır.
Bugün sizlerle güzel ülkemin YER ALTI zenginliklerini paylaşacağım.
Türkiye iki kıta üzerinde kurulu, iki kıtayı birbirine bağlayan kara-hava ve deniz yoluna sahip ender ülkelerden biridir.
Türkiye’de bu alanda araştırmalar yapan tek ve yetkili kurum olan Maden Tetkik Arama MTA’nın sunduğu 2012 yılına ait, “Temel Ekonomik Göstergeler Raporu”ndan aynen alıyorum. 700 ton ALTIN, 4 milyon ton Abonit, 203 bin ton Antimon, 82 milyon ton Asfaltit, 29 milyon 646 bin ton Asbest, 1 milyon 786 bin ton BAKIR, 35 milyon ton Barit, 250 milyon 543 bin ton Bentonit, 87 milyon 375 bin ton Boksit, 3 Milyar 66 milyon 300 bin ton BOR, 2 milyon 294 bin ton Çinko, 122 milyon ton DEMİR, 44 milyon 224 bin ton Dolamit, 70 milyon 500 bin ton Fosfat, 90 bin ton GÜMÜŞ, 5 milyar 733 milyon 708 bin ton KAYA Tuzu, 354 bin 362 ton KİL, 26 milyon ton Krom, 860 bin ton Kuvars, 626 bin ton Kükürt, 13 milyar 300 milyon ton Linyit, 5 milyar 161 milyon ton mermer, 1 milyar 479 milyon ton Pomza, 1 milyar 126 milyon ton Taşkömürü, 386 bin ton TORYUM, 9 bin 129 ton URANYUM ve 23 milyon ton PETROL rezervimizin olduğu saptanmış durumda.
Petrol konusunda ben bu kadarla yetinmiyorum ve bilinenin çok ama pek çok üzerinde Petrolün olduğuna inanıyorum. Etrafımızdaki bütün komşularda; Suriye’de, Irak’ta, İran’da, Azerbaycan’da, Rusya’da, Bulgaristan’da, Yunanistan’da petrol olacak bizde olmayacak?
Bu, akıl işi midir?
Allah (cc) Türkiye’yi mi cezalandırmakta?
Neden bir kukla Kürt Devleti kurdurulmak istenmekte ve Özellikle de Suriye, Irak ve Türkiye’de PETROL olan bölgelerde?
“Düşünenlerden değil misiniz? Düşünmez misiniz?” Ayetleri gereği düşündüğümde; böylesine haklı bir yargıya varmaktayım.
Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere:
Bu ülkenin madenleri bu ülke insanına yıllarca yeter de artar bile.
Yeter ki madenlerimizi başkalarına, özelleştirme adı altında peşkeş çekmeyelim.
***
35. MADDE NEDEN DEĞİŞTİRİLDİ?
TSK İç Hizmet yasasının 35. Maddesi Hükümeti, çok rahatsız etmiş olmalı ki Hükümet, 11 yıl sonra bu maddeyi “daha fazla demokratikleşme ve askeri vesayetten kurtulma” gerekçesiyle değiştirdi. Biz, ABD’nin vesayetinden kurtulsak yeter de artar bile.
Neden?
Mevcut şekli: “Askerlik; Türk Vatanını, İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir.” Şeklinde ve 52 yıldır da yürürlükteyken; AKP’nin önerisi ve AKP, CHP ve BDP’nin oylarıyla; “ Yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak. TBMM kararıyla yurt dışında verilecek görevleri yapmak ve uluslar arası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır. Askerlik; harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyetidir” şeklinde değiştirildi. Tanımdan; “Türk Vatanı, İstiklal, Cumhuriyet ve Korumak” sözcükleri çıkarıldı.
Neden?
İçte bir isyan çıksa, bir ayaklanma olsa asker buna müdahale edemeyecek mi?
PKK’nın ekmeğine yağ sürülmüş olmuyor mu?
Yoksa Türk askerini ülke çıkarları ve sınırları dışında da dövüştürmek mi istemektesiniz?
Güya bu madde eski şekliyle, Darbelere zemin ve yasal dayanakmış.. Peh peh!
Bizde bir söz vardır, “Minareyi çalan kılıfını bulur.”
Eğer Kurt, kuzuyu yiyecekse, pınarın başında da Kurt varsa ve daha aşağıdaki kuzuya dönüp “Suyumu neden bulandırıyorsun?” diyebilir.
Esen kalınız.
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı