Nazım Peker
Nazım Peker

Sızdırılan Zeytinyağı Mı?

Ülke gündemi, ülkem adına hoş olmayan şeylerle dolup taşmakta! İmralı, Şemdinli ve onların TBMM’deki uzantıları ülkemi tehdit etmekteler “Barıştan yana olmayanlar namertlerdir. Olsanız da namertsiniz, olmasanız da namertsiniz” deme noktasına geldiler.. S. Başbakan ve hükümet yetkilileri bütün bu olup bitenler karşısında oldukça soğukkanlılar ya da soğukkanlı görünmekteler.

  Hükümetin ve S. Başbakanın en büyük rakipleri, haz almadıkları, düşmanca davranışta bulundukları ise ya Kılıçdaroğlu ya da S. Bahçeli. Yatıp kalkıp bu iki lidere çatıyor, tenkit ediyor, eleştiriyor, halka şikâyet ediyor. Ortada oynanan “ÇÖZÜM SÜRECİ” tiyatrosuna ise tek laf yok.

  İmralı’ya heyetler gidiyor, görüşmeler yapılıyor, mektuplar yazılıyor, yazılan mektuplar ilgili yerlere ulaşıyor. Buralardan alınan cevaplar İmralı’ya götürülüyor BDP’liler habire hükümeti, s. Başbakanı, muhalefeti, kurumları tehdit ediyorlar ama dişe dokunur bir ses yok, “Ne oluyoruz siz de kimsiniz, bu ne kepazeliktir?” kükremesi hiç yok.

  İmralı görüşmelerinin tutanakları sızdırıldı ya! Yazılı ve görsel medya bunu haber yaptı ya! “Vay efendim kim sızdırdı neden sızdırdı, nasıl sızdırdı?” gayretindeler. Oysa sızanlar zeytinyağı değildi. Bebek katilinin ülkenin rejimiyle ilgili beyanlarıydı. Başbakanı bile biz başbakan yaptık, sayemizde orada duruyor, rejim de değişmelidir beyanıydı. Genel affa gerek yok,  Yeni Anayasa ile hepimiz serbest kalacağız gibi ülkenin TEMEL taşlarını yerinden sarsan beyan ve açıklamalarıydı.

  Siz olsanız hangisiyle ilgilenirdiniz?

  Kimin nasıl ve neden sızdırdığıyla mı? Yoksa “Bu ne rezalet, bu ne saçmalık, bu ne küçültücü bir beyan böyle” diye tutanağın içeriğiyle mi?

  İyi ki de sızmış, iyi ki de sızdırılmış. Böylece ülkenin semalarında dolaşan gizli planlarının birazından haberimiz oldu. S. Başbakan ve hükümetin neden illa bu Anayasa değişmeli, bu Anayasa’dan kurtulmalıyız gayret ve sıkıntılarını bir nebze de olsa öğrenmiş, dolaşan kirli oyunlardan da haberdar olmuş olduk. Hükümetin gizli bir AJANDASININ OLDUĞUNDAN DA HABERDAR OLUVERDİK, (Bekir Bozdağ’ın açıklaması)

  Sızdırma denince sandım ki, bidondan zeytinyağı ya da damacanadan su sızıyor. Oysa bunca dolaşmalar ve görüşmeler, ülkemin kaderiyle ilgili imiş. Sıkıntı buradan kaynaklanıyormuş meğer.

  Madem yaptığınız iş, utanılacak bir iş değil madem görüşmelerde gizli kapaklı bir art niyet yok. Neden korkar, kimden çekinirsiniz?

  Madem utanılacak, korkulacak, gizli bir art niyetiniz var neden böyle bir işe girişirsiniz? Siz oy veren yüzde elli seçmen, böyle bir işe kalkışın diye mi o değerli oylarla sizi iktidar yaptılar? Bu değerli seçmene de bir saygısızlık olmuyor mu? Onun emanetine ve güvenine bir saygısızlık olmuyor mu? Bu yapılanlar güveni kötüye kullanma sayılmıyor mu?

  Demek ki sızdırılan ne su nede zeytinyağı imiş! Böyle olsa telafisi mümkün olurdu. Ama söz konusu ülkedir. Şehit kanlarıyla VATAN yapılan bu mübarek topraktır.

  Öyle sanıyorum ki, bu gizli-kapaklı görüşmeler, asil ve necip Türk milletini tedirgin etmektedir. Bunun elbette bir ödentisi olacaktır. Öyle görünüyor ki, bu kirli girişimler AKP’nin sonunu getirecek gibi. Bizden söylemesi

  Esen kalınız.  

  NOT: S. B. Atalay diyor ki, “ Bu salıverme bir jest ve centilmenliktir. Bir pazarlık söz konusu değildir” Madem öyle, neden KCK davasından görevden aldığınız BDP’li belediye başkanlarını göreve iade ettiniz? Bakalım daha nelere şahit olacağız?
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!