Nazım Peker
Nazım Peker

Türkiye-Suriye Nereye

Yanı başımızda kanayan bir yaradır Suriye. Neden Suriye sorusu önemlidir. Arap Baharlarına bakmak için; İsrail’i görmek ve irdelemek gerekir. Bilindiği gibi İsrail, kendi yurdu olmamasına rağmen Filistin’i; BM kararı ile gasp ederek kurdurulmuş suni bir devlettir.
 
Müslüman coğrafyadaki tek Müslüman olmayan devlettir. Onun için yaşaması Müslüman devletlerin insaf ve gücüne kalmıştır. Ortadoğu’da oynanan oyunların tümünün altında; İsrail’in var olması ve yaşaması GERÇEĞİ yatmaktadır.
 
Evet! Suriye’de bir zulüm vardır. Bunu kimseler inkâr edemez ve görmezden de gelemez. Lakin neresinden bakarsanız bakın bu, yine de Suriye’nin iç işleridir. Eğer dersek, “ Suriye’de insan hakları demokrasi yok!” biraz yalan ve yanlış söylemiş oluruz.. Suriye’ye müdahil olan S.Arabistan ve Katar’da, insan hakları ve demokrasi var mı?
 
Türkiye, önceleri çok iyi bir Suriye politikası yürütüyordu. İkna politikasını 7-8 ay kadar devam ettirdi. Sonra ne olduysa oldu, ABD, Fransa ve AB’den daha bir taraf olup çıkıverdik.
 
Kazandık mı?
 
Elinizi vicdanınıza koyun ve bir düşünün. Gelişmelere bir bakın; KAZANMIŞA benziyor muyuz?
 
Suriye, Atasözümüzün belirttiği şekliyle, “ İki ucu pis bir değnek.”
 
Bir tarafta,  (Özgür Suriye Ordusu tarafında) ABD, S.Arabistan, Katar ve AB’nin İtalya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si ve BİZ. Öbür tarafta ve Esad yanında, Rusya, İran ve Çin.
 
Bu denklemin içinden nasıl çıkılacak?
 
Sıfır sorun mucidi, Stratejik Derinlik uzmanı Sayın A. Davutoğlu nasıl sıyrılacak bilinmez. Her geçen gün, Türkiye’nin aleyhine gelişmektedir. Komşularımızla dost olanı kaldı mı? Kalmak ne kelime bizleri tehdit noktasına da gelmediler mi?
 
İran ve Suriye’nin son aylarda pkk’ya verdiği destek, bu destek ile pkk’nın ülkeyi ne hale getirdiğini idrak edemeyen ebleh kaldı mı?
 
Bakmakla yükümlü duruma getirildiğimiz 100 bin Suriyeli mülteci, ekonomimiz yanında sosyal dokumuzu da bozmak üzere. Hataylıların feryadı ve “ Artık mülteci filan istemiyoruz!” haykırışları hayra alamet mi?
 
Fransa’nın dalga geçer gibi 20 çadır göndermesi; ne anlama geliyor varın siz karar verin.
 
Elbette Esad, vaz geçilmez değildir. Çin, Rusya ve İran ile ikili, makul ve mantıklı görüşmelerle bu problem daha kolay çözülürdü diye düşünmekteyim. Rusya, Suriye’deki konumundan, İran Şii doktrininden, Çin ise ekonomik çıkarlarından vazgeçmez.
 
Şu anda Suriye’de iş mezhep çatışmasına dönmüş ve zararı görenlerde Sünni Müslüman halktır. Bu mudur bizim başarılı Suriye politikamız?
 
ABD ve AB ile görüşürken Çin, Rusya ve İran ile de görüşüp bir orta yol bulsaydık. Bu kadar kan dökülmez, mezhep çatışmasına dönmez, Esat’da bu kadar direnemezdi.
 
ABD’de seçim var. O’nun meselesi Suriye değil bizzat ABD’dir. Fransa’nın durumu ortada, İtalya ekonomik saplantı da; ABD’liler zaten anket sonucuna göre bir askeri müdahaleye kesinlikle “HAYIR” demekteler.
 
İhale bize kalıyor.
 
Destek olalım, bir koyup üç alalım derken birini mi alacağız bilemiyorum?
 
Sınırlarımız yolgeçen hanına döndü, kevgir misali. Ne giren belli ne çıkan?
 
Bu at bu arabayı çekmeyecek. Suriye bir yere gidiyor da TÜRKİYE nereye? Ne demek tampon bölge? Irak’ta biz bu filmi görmüştük ve hiç hoşumuza gitmemişti.
 
Esen kalınız

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!