Bu hafta spor yazacağım diye bilgisayarın başına oturdum. Kaç senedir hiç spordan söz etmediğime de hayıflandım. Laf aramızda ben de, spor da yazarsam, kanal kanal dolaşıp her konuda engin bilgilerini bizimle paylaşan “her bir şeyden anlayanlar” grubuna girebilirim diye de düşündüm. Öyle ya! Koskoca Süper Ligimiz tamamlanmıştı. Bir şampiyonumuz vardı. Ve de ne yazık ki üç de ligden düşenimiz…
Derken Federasyonun toplandığı ve alınan kararla “pandemi mağduriyetleri” nedeniyle küme düşmenin kaldırıldığı bizzat ÖZERK TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI, yılların SPOR ADAMI Nihat Özdemir tarafından açıklandı.
İyi de…
Kısa bir süre önce -nedense- “Bu yıl düşme olmasın!” talebinde bulunan Trabzonspor’a “Böyle bir şeyi sezon başı açıklamadan yapamazsınız. Bunu dünyaya anlatamazsınız” diyen Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir değil miydi sanki! Hemen Google efendiye sordum. “Valla öyle!” dedi.
Al başıma bir dert daha… Durup dururken düşünecek bir soruyla cebelleşmenin zamanı mı şimdi? Düşündüğüm şeye bir bakın lütfen: “Başkan beyefendi, bu durumu dünyaya nasıl anlatacak?” Dünya lideri bir ülkenin, dünya lideri bir federasyon başkanı olarak, kısa süre önce söylediklerini nasıl temizleyecek. Ah, bu ,internet dünyası olmasa, iş kolaydı ama… Şimdi zor! Hadi Türkiye’deki bilgileri silmek için taptaze çıkan sosyal medya yasasındaki “Unutulma Hakkı” nı kullandınız diyelim; peki, dünya ne olacak?
Kendi küçücük vizyonumla bu sorunu kara kara düşünürken, imdadıma Malatya’dan, Kayseri’den, Ankara’dan tanımadığım dostlarım yetişti. Tanımadığım derken gerçekten tanımıyorum. Dostlarım derken bana bu zor ve çetrefilli durumdan kurtarma yolunu gösterdiler ya! Bundan iyi dostluk mu olur? Bu yüzden onlar benim TANIMADIĞIM DOSTLARIM…
Nasıl mı? Anlatayım efendim:
Malatya Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, şehri pankartlarla süsledi:
“Malatyasporumuzun ligde kalmasını sağlayan hemşehrimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı arz ediyorum.” ( Bu pankartla Rizeli bildiğim Sayın Cumhurbaşkanımızın Malatyalı olduğunu da öğrendim. Koskoca Belediye Başkanı yalan mı söyleyecek yani!)
Kayserililer durur mu? Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da kale surlarına astırdığı pankartlarla Cumhurbaşkanına teşekkür etti ve “Tüm Kayseri’nin ortak değerleri olan Kayserispor için şehrimizin her tarafını teşekkür afişlerimiz ile donattık. Kadim şehir Kayseri vefayı ve teşekkürü asla unutmaz.” dedi.
Ankaragücü yönetimi de Ankara’nın billboardlarını donattı ”Birlikte Güçlüyüz. Büyük Ankaragücü camiası olarak; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Gençlik ve Spor Bakanımız Mehmet Muharrem Kasapoğlu’na, TFF Yönetim Kurulu’na ve Kulüpler Birliği Vakfı’na şükranlarımızı sunarız.”
İşte çıkış yolu için kafamda şimşek çaktıran, bu eylemler oldu. Meğer üç takımın ligden düşmesini kaldıran Federasyon değil, Sayın Cumhurbaşkanı’ymış.
Şimdi çözüm kolay: Federasyon Başkanı tüm dünyaya; “Valla ligden düşme kuralını ben değiştirmedim; Sayın Cumhurbaşkanımız değiştirdi.” dese federasyonumuzu da kendini de ipten alır. Dünya Liderimize kim ne diyebilir ki?… Hani “Bu ten bu canda durdukça Rahip Brunson dışarı çıkamaz demişti, bağımsız mahkemelerimiz de cezasını çakmıştı; sonra ne olduysa Rahip Brunson Amerika yolunu tutuvermişti. Trump da Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkürden başka bir şey mi diyebilmişti. İçerde veya dışarda kim bağımsız yargı, emirle salıverme gibi boş lakırdıların peşine düşmüştü. Hiç kimse… İşte güç budur!
Tam rahatlamıştım ki iç sesim yine ortaya çıktı:
İyi de Federasyon ÖZERK değil miydi?
Çok kızdım: “Tamam, özerkse ne oluyor? Ne fark eder? Gene benimle uğraşmaya başladın.”
“Özerkse…” dedi; “Kimse o kurumun kararına karışamaz ve onun kararını değiştiremez.”
“Cumhurbaşkanı bile mi?” dedim; “Cumhurbaşkanı bile!” dedi. Hem, diye sözlerine devam etti: “Fatmagül’ün suçu ne?”
“Ne alaka?” diye sordum. Sen o diziyi seyretmedin mi sorusuna da olumsuz cevap verdim.
“Akhisarspor’a temsil olsun.” diye söyledim dedi iç sesim ve bana Akhisarspor’un Belediye ve Kulüp Başkanlarının demeçlerini özetledi:
Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, “Mağduriyet giderilmek isteniyorsa, Play-off oynayıp çıkamayan 3 takım da Süper Lig’e alınsın” dedi. Pandemiden Akhisarspor’un da olumsuz etkilendiğini hatırlatarak futbol otoritelerine göre pandemi düşenler için sorun ama çıkamayanlar için değil. Böyle bir adalet yok.”
Akhisarspor Başkanı Fatih Karabulut, konuyla ilgili olarak ”Düşeni pandemi deyip düşürmediler. Düşene pandemi var da çıkmak isteyene yok mu? Oynayanlar Süper Lig’e çıkamadı. Pandemiden en çok etkilenen takım Akhisarspor. Hocamız ve yardımcısını iki maça çıkaramadık. Covid tanısı konan 12 kişi oldu ve İlk 11’de 3 futbolcumuzu 3 maç oynatamayıp idman bile yaptıramadık.”
Son tahlilde…
Kayserispor, Basın Sözcüsü Mustafa Tokgöz canlı yayında, “Gün geldi sportif ekibimizde, gün geldi idari ekibimizde koronavirüs tespit edildi. Ligi sabote etmemek adına, endişe vermemek adına hiçbir şey açıklamadık. Sırf Süper Lig oynansın diye” sahtecilik itirafında bulunduğu halde Cumhurbaşkanımız istedi diye ligde kalıyor; korona yüzünden cidden mağdur olan Akhisarspor, bu mağduriyetin de etkili olduğu bir 90 dakika yüzünden Süper Lig’e çıkamıyor.
Yaa!… Söyleyin bakalım: “Fatmagül’ün pardon Akhisarspor’un suçu ne?”
