Prof. Dr.Abdulkadir YUVALI
MHP Adan Milletvekili Aday Adayı
Anadolu Coğrafyası, bu coğrafyanın fatihi Selçukluların Haçlılar karşısındaki başarısı, duruşu ve göstermiş olduğu insanî yaklaşımlarına bağlı olarak 13.Yüzyıldan itibaren TÜRKİYE olarak tanımlanmıştır. Anadolu, coğrafi konumu itibariyle adeta doğal sınırları ile farklı bir özellik arz etmektedir. Zira tarihin her döneminde bu coğrafya, hangi şartları taşırsa taşısın birden çok siyasi teşekkülün hâkimiyetine izin vermemiş ve böyle durumlarda daimi savaşlarla iç içe olmuştur. Bunun en açık örneği Beylikler Devri Türk tarihinin, beylikler arası hakimiyet mücadelesinin yaklaşık olarak 150 yıl sürmüş olması bir tesadüf değildir. Bunlardan en uzunu olanı da; canı, kanı, dini ve kültürü hemen aynı olan Osmanlı-Karamanlı veya Osmanlı Akkoyunlu mücadeleleri örnek olarak gösterilebilir. Başka bir ifadeyle, Osmanlı Devleti bugünkü Türkiye sınırları üzerinde hakimiyet kurabilmek için yaklaşık olarak 200 yıllık bir zaman söz konusu olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin 624 yıllık ömrü boyunca Anadolu bir Türk vatanı olma özelliğini korumuştur. Ancak 30 Ekim 1918 Mondros ateşkes anlaşması ile Haçlı dünyası bir defa daha amacına ulaşmanın heyecanını yaşamış, Birinci dünya savaşı sonunda, Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u geçici de olsa işgal etmiş ve Anadolu’yu yaptığı gizli anlaşmalarla sekiz parçaya bölmeye teşebbüs etmişti. Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN öncülünde vermiş olduğu istiklal savaşı sonunda işgalcileri bir bir Anadolu’dan kovmuş ve Lozan anlaşması ile bugünkü üniter Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarih sahnesindeki yerini aldığı için de, bütün dünya yeniden Anadolu için TÜRKİYE adını kullanmakta ve inşallah da dünya durdukça kullanacaktır.
Son günlerde, dillerde, ekranlarda ve siyasal içerikli yazılar medya (havuz medyasında) ve özellikle de AKP’nin siyasi sloganlarında YENİ TÜRKİYE sözleri yer almaktadır. Bu süreçte, sık sık Osmanlı sözcüğü gündemde tutulmaktadır. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti’nin birlik, bütünlük temeli ile ilgili veciz sözler sık sık eleştiri konusu haline getirilmekte, Türk kültürü, MOZAİK sözcüğü birlikte tanımlanmaktadır. TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR mealindeki sözler ise sözüm ona en yetkili ağızlarca eleştirilmektedir. TÜRKİYE TÜRKİYEE’DE YAŞAYAN HERKESİNDİR sözü öne çıkartılmaktadır. Bu arada Türk Milleti; 16, 226, 36 ayrı etnik grup olarak tanımlanmakta ve bu talihsiz beyan da değişik vesilelerle gündemde tutulmaktadır Burada HERKESİNDİR. Burada bireyler yurttaşlar değil, etnik gruplar merkezli etno popülizm yapılmaktadır. Böylece milli egemenliğin, vatanın ve hatta Türk Milletinin anılan sayılardaki gruplar arasında bölüşülmesi gündemde tutulmakta, çokuluslu, çok ortaklı bir devlet (Türk Devletinin, Anonim şirket gibi) yönetilmesi modeli ortaya atılmakta ve devletin adına da YENİ TÜRKİYE denilmesi gerektiği söylenmekte ve sloganlarla zihinlere yerleştirilmektedir. ABD’nin Arap Baharı formülü ile İslam dünyasındaki yıkımları nasıl yumuşatılarak ORTA DOĞU yerine YENİ ORTADOĞU sözcüğü kullanılıyorsa, bizde de, MHP’nin ısrarla savunduğu BÜYÜK TÜRKİYE yerine YENİ TÜRKİYE kavramı YERLEŞTİRİLME arzusu yatmaktadır. Şayet tarihten günümüze kullanılmakta olan ORTADOĞU kavramı yerine bugünkü YENİ ORTADOĞU mukayese edilecek olursa AKP’nin YENİ TÜRKİYE’SİNİN manasını anlamak güç olmayacaktır. Açıkça söylüyoruz ki, YENİ TÜRKİYE sözü Mondros-Sevr ile sekiz parçaya bölünmüş olan TÜRKİYE’Yİ ifadenden başka bir şey değildir.Bu konuda vakit varken, düşünce melekesini kaybetmemiş olan herkesi bir kere daha düşünmeye davet ediyoruz
Şu halde YENİ TÜRKİYE ile TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLET’NİN üniter yapısının bozulması ve etnik temele dayalı(36 etnik halk) halklardan oluşan bir ANADOLU FEDERASYONU özlemi ifade edilmektedir. Çünkü dün Haçlılar, sonrasında İngiltere’nin öncülüğündeki Batı dünyası ve bugün Yenidünya adıyla ABD, tarihî, kültürel ve din coğrafyası temelindeki MHP’nin BÜYÜK TÜRKİYE’SİNİ değil YENİ TÜRKİYE arzusu içindedirler. Yüzlerce yıldan beri haçlıların emeli, hesabı ve hedefi ETNİK VEYA MEZHEP TEMELİNE DAYALI BİR ANADOLU değil miydi?
Haçlı dünyası hayallerindeki Anadolu için sürekli projeler üretiyorlar. Atalarımız SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ sözünü boşa söylememiştir. ABD ‘nin açıktan ilan etmiş olduğu BOP’UN Türkiye ayağı hiç şüpheniz olmasın ki, YENİ TÜRKİYE’DİR. Bunun için AKP-HDP örneğinde olduğu gibi proje partilerinin kurulması, sürekli etno popülizm yaparak etnik fitnenin ateşlenmesi ve bu yolda her türlü desteğin sağlanması konusu artık su yüzüne çıkmıştır.Nitekim bu konuda başlatılmış olan OSLO’DAN DOLMABAHÇE’YE uzanan yol haritasında, “Oslo Mutabakatı”nın 8. maddesinde “Kürt sorununun nihai çözümünün ,ancak Çatışmazlık zemininde gerçekleşebileceğinden hareketle tüm askeri,siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması ve uygun tedbirlerin karşılıklı geliştirilmesi esastır.”hükmü yer alabilmiştir.Aynı şekilde, Ocak 2013’te tekrarlanarak “İmralı Mutabakatı”nın 1.maddesinde Güneydoğu ve bütün yurtta”tüm askeri,siyasi ve diplomatik operasyonların ve eylemlerin durdurulması”ndan bahsedilebilmektedir.
İslam ülkelerinde estirilmiş olan cehennem rüzgârının (onlar Arap Baharı dediler) Türkiye’deki adı YENİ TÜRKİYE örneğidir. Bu rüzgâr, önce İslam dünyasının yüz akı CAN PAKİSTAN’DA estirildi ve nihayetinde terör örgütleri ve dâhili sorunlarla baş başa bırakılan bu kardeş ülke İslam dünyası için güç-güven kaynağı olmaktan çıkartılmıştır. Şimdi YENİ TÜRKİYE ile aynı oyun Türkiye’ye yani terör örgütleri ile cebelleşen, dahilde etno popülizm ile etnik fitne hareketi ve nihayetinde kendi derdi ile baş başa kalan bir Türkiye olması yönündeki proje etap etap uygulamaya konmaktadır.
YENİ TÜRKİYE, Türkiye’nin üniter yapısının bozulması etnik fitnenin ateşlenmesine bağlı olarak eyalet sistemiyle kaynakları, değerleri paramparça edilmiş ama başında bir başkanı olan bir sürece doğru zorlanmaktadır. Anadolu, eski çağlardan günümüze coğrafyasındaki siyasal parçalanmışlığa izin vermemiş olsa da zaman zaman bu tür maceralara bağlı olarak insanların kanlarının sular gibi aktığının şahidi insanlık tarihidir. Bu gün bu çirkin oyanlardan birisi sahnelenmektedir.
Bütün bu görüntüler, hesaplar ve yorumlardan sonra YENİ TÜRKİYE’NİN bir proje hem de BOP’UN Anadolu merkezli nihai hedefi olmadığı söylenebilir mi? İşte bu çirkin oyunları bozabilecek yegâne güç olarak Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu uzak-yakın herkes bildiği için bütün şer kuvvetlerinin hedefi MHP ve onun ülkücü aydınlar kadrosu ve haliyle de bu büyük hareketin günümüzdeki lideri Dr. Devlet BAHÇELİ Beyefendi olduğuna dost-düşman herkes şahittir. Haydi Türkiye kurtuluşa giden yolun liderinin sesine kulak ver, MHP ile birlikte yürü ve bu çirkin oyunları bozması konusunda 7 Haziran 2015 de MHP’ye yetki ver, yetki ver ki, bütün bu tehdit, tehlikeler düşmanlarının kursağında kalsın. Saygılarımla.