Salih Köprülü
O eski halinden eser yok şimdi…
Meram’a aşık bazı yazarların kitaplarından okuduğumuz ve fotoğraflardan gördüğümüz kadarı ile Meram’ın eski hali daha güzelmiş…
Çocukluğumuzda Meram’a gitmek sanki başka bir şehre gitmek gibiydi…
Havası, suyu, sessizliği, dinlendirici özelliği ve insanları ile bir başkaydı…
90’lı yıllarda Konya’nın nefes alabileceği tek yer Meram’dı… Ondan önce öyledir… Şimdi de öyle…
Konya’nın halen tek Meram’ı var…
Ne kadar etrafını beton yapılar sarsa da ormanın içine otopark yapılsa da insanı şehir stresinden uzaklaştırıcı etkisi var…
Çağın getirdiği beton yaşam biçiminden Meram da nasibini aldı…
Gelişmişliğin, beton ve yüksek binalar ile ölçülmesi, Meram’ın eski havasını bozdu.
“Meram’da nasıl daha çok nefes alanları oluşturabilirimden?” “Meram’a gelen turistlerden nasıl para kazanabilirim?” olayına döndü işler…
Aslında en büyük yanlışımız bu galiba…
Maddiyatı, insanın önüne geçiriyoruz… Hizmetleri para kazanma odaklı değil de insan odaklı yaptığımızda, zaten o hizmet insanları çekecektir…
Meram’a yiyecek ve içecek mekanları açıp, burada 1 veya 2 TL’lik çayı, 3-4 TL’ye satıp, turistlerden, Konyalılardan ciddi kar ile para kazandığını düşünmek uzun vadeli değil kısa vadeli yatırımdır. Zihniyet ise, günü kurtarma, kısa yoldan zengin olma zihniyetidir.
Meram ve turizm özdeşleştirilmek isteniyor ise, Meram’ın doğal havasına kesinlikle dokunulmamalı… Meram Tavus Baba Kent Ormanı’nın içine otopark değil, doğal yaşamı destekleyen at çiftliği kurulmalı… İnsanlar orman içinde arabaları ile değil at ile gezsin… O araçların ve araçlardan oluşan çöplerin ormana ve Meram’a verdiği zarar 20 yıl sonra ortaya çıkacak…
Meram’ın tarihinde yazlık evleri vardı… Meram ile özdeşleşmiş… Yeni yeni birkaç ev günümüze kazandırıldı… Fakat bu evlerin sayısı önceleri fazlaydı… Kimisi ilgisizlikten yıkıldı… Kimisinin yerine de mimari açıdan insana haz vermeyen villalar yapıldı… Az da olsa eski ihtişamıyla yenilenmeyi bekleyen eski Meram evleri halen var… Bu evler turizme kazandırılmalı… Eğer bir çalışma yapılıyorsa Meram bütün değerleri ile ele alınmalı…
Meram Konya için özeldir… Vazgeçilmezdir… Bir ailede “bu hafta sonu nereye gidelim?” sorusuna, çoğunluğun “Meram” dediği, neredeyse her Konyalının burada mutlaka bir anısının bulunduğu bir yerdir. Sessiz sokaklarında yürümek yine dinlendiricidir… Havası yine rahatlatıcıdır… Fakat beton, etrafını çepeçevre sarmıştır… Sessizliği adeta beton için fırsat olmuştur…
Üstad Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ne güzel söylemiş: “Elveda Meram, elveda… Seni tarihimizin sessiz güzelleriyle kırk pare bohçalara kundaklarcasına sarıyor, sarmalıyor, bir yerlere emanet ediyorum. Çünkü ben seni özlediğimde o bohçayı açıp, içinde seni bulmaya çalışacağım. Eğer kuş olup, bir yerlere gitmemişsen… Elveda Meram…”
Yeni Meram
