Duygusallık ve PKK İle Müzakere Süreci

Duygusal, olmak insanların yaratılışlarında olan bir özelliğidir. İnsanoğlu, yaratılış gereği insanın içini acıtan olaylara karşı ağlar, bu gayet normaldir. İnsanoğlunun bu özelliği sayesinde diğer yaratılanlardan aklını da kullanarak üstünlüğünü sağlamıştır.
 
     Türkiye’de bugün öyle bir olay yaşanıyor ki kavramların içi boşaltılmış yaşananlara karşı şaşırmamak elde değil. PKK ile yapılan bu ihanet ve yıkım süreci müzakereden ziyade teröre teslimiyetten başka hiç bir anlam ifade etmiyor. AKP hükümeti, PKK’ya teslimiyette iyi bir manevrayla hümanizm rolüne bürünmüştür. Bu yaşanan teslimiyetler eş başkanlık görevini ustalık döneminde ustaca yapma projesidir. Türk Milleti yıllardır APO denen bebek katilini Ermeni, ateist ve Marksist bilirdi, gerçek de de öyledir, sonra hükümetin bir bakanı, Yakup İnce ve TCMB eski başkanı Durmuş Yılmaz’ın açıklamaları insanların beynini yıkama ve psikolojik hareketlerdir. Neymiş Apo eskiden nurcuymuş da, Sait Nursi’nin kitaplarını okuyormuş kaderin cilvesi olarak PKK’ya katılmış PKK’yı aslında devlet kurdurmuş derin devlet kurdurmuş bunların zihniyetine göre bebek katili aslında suçsuz, o bir nurcu! Bizler bebek katilini yanlış anlamışız. Vay Apo vay, sen neymişsin be gerçekten büyük adammışsın! Be APO, AKP’yi bile ayağına getirdiğine göre geleceğin parlak, yakında  reis-i cumhur da olursun.
 
   Apo’nun bir an önce evlenme programlarına katılmasında büyük fayda var. Belki kısmeti açılır ada var, doktor var, televizyon var, artık bebek katiline eş lazım; ben iddia ediyorum Apo televizyona telefonla bağlansın binlerce talipli çıkar. Kim derdi bebek katilinin barış vizyonu olacağını, “hayaldi gerçek oldu”. Bundan on bir sene önce İstanbul’un göbeğinde kim derdi “hepimiz Ermeni’yiz” diye bağırmayı, bak şimdi gerçek oldu. Eskiden Atatürkçü olmak onurdu, şimdi ırkçılık oldu. Ergenekonculuk oldu; aslında her Türk Ergenekoncudur. CHP’li bayan vekilin Türkçülük yapması karşısında Kürtçülük cephesi ayağa kalktı. Kürtçülük demokratlık, Türkçülük suç oldu.
 
     Tüm bu gelişmeler karşısında Türk Milleti uyanık olmalıdır. İhanetin nereden geldiğini fark etmeli, geleceğini ucuz politikalara terk etmemelidir. AKP, Türk Devletini tasfiye süreçlerinde ustaca bir tepki ölçme nabız ölçme siyaseti uyguluyor, önce hükümetin ağlayan bakanına bir açıklama yaptırıyor, sonra Erdoğan’ın açıklaması ile geri adım atmış rolü yapıyor; sonra bu bakanın dediği oluyor aslında geri adım atan yok halkın gazı alınıyor. İmralı’daki katille görüşmeler önce nabız ölçme ile başladı, sonra İmralı’da BDP ile pişti olmalar. Bu yaşananlar küresel güçlerin taşeronlarını nasıl ustaca kullandığını açıkça gösteriyor.
 
     PKK ile yaşanan al gülüm ver gülüm sürecine nedense hep İmralı deniliyor, işin biraz da romantikleşmiş hali, İmralı’dan kastedilen nedir? Orda ne var, güvercin sevenler derneği mi var, acaba ne var orada? Binlerce insanın kanını içmiş bebek katili APO var. Bu sürecin adı Türk Milleti’nin geleceğini küresel güçlere terk etmek, devleti tasfiye etmek, Sevr’i Ilımlı İslam kisvesi altında hayata geçirmektir. Türk Milleti bu ihanet sürecine er geç izin vermeyecek, bu ülkenin bölünmesine asla rıza göstermeyecek, Kurtuluş Savaşı’nda nasıl yedi düvele karşı geldiyse onların günümüzdeki taşeronları ile baş edecek güçtedir.
 
  NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!