Bir yıl daha geldi geçti. Nasıl da yanıp tutuştuk hasretinle, nasıl da özledik seni. Askerin şafak sayması, mahkûmun duvarları çentiklemesi gibi iple çektik gelmeni. Ama işte bitti hasretimiz. Çöllerden vahaya koşan susamışlar gibi sana koşuyoruz, ey on bir ayın sultanı Shoping fest!
Gelişini bilboardlardan sezdim ilk önce. Vay be dedim kendi kendime sınırlı ve yavan alışverişlerle geçen bir yılın daha sonuna geldik öyle mi? Mavi Marmara’ydı, Van depremiydi, yok efendim yetimlerle buluşmaydı, insanlık Suriye içindi falan derken unutup gittik seni. Bu dünyanın hay huyu bitecek değil. Ama bir nebze de olsa bize nefes aldıracak, bize kendimiz için de bir şeyler yapmamız gerektiğini hatırlatacak, belki ebedi kurtuluşu bize getirecek olan mübarek Shoping fest yetişti imdadımıza. Bu mübarek günlerin idrakine varmalıyız değerli dostlarım. Bir ay olsun, ödeyebilir miyim düşüncesini kafamızdan çıkarıp kredi kartı limitlerimizi sonuna kadar kullanmalıyız. Ve indirimler, ah değerli dostlarım o indirimlerin size nasıl döneceğini, fırsatları değerlendirmenin size ne imkânlar sağlayacağını bir bilseydiniz gerekirse kredi çeker yine de indirirdiniz ne varsa.
İtiraf etmek gerekirse önceleri bu kadar savurgan değildim ben. Biraz olsun tutumlu olmanın iyi bir şey olduğunu düşünürdüm. Ama bir gün Reklamcı hazretlerinin bir sözüyle kendimi buldum. Diyordu ki; “paraları paraları deli gibi deli gibi paraları maraları saç saç saç. Çar çur har vur ah, deli gibi deli gibi saç saç saç”. Şimdi Shoping festin gelişi daha bir anlamlı geliyor bana. Heyecanlandırıyor beni. Hazzın damarlarımda dolaştığını hissedebiliyorum. Bu yılki reklam panolarında İstanbul Boğazı’nın üzerinden kırmızı etekleri uçuşarak geçen kız imajı beni o kadar etkiledi ki Reklamcının kerametine bir kez daha iman ettim. Her sabah güneş doğmadan biraz önce uyanıyorum ve oturma odamın duvarına astığım bu kırmızı etekli kız posteri önünde diz çöküp huşu içinde onu izliyorum. Günde en az beş sefer tekrarlıyorum bunu. Aaaah Shopig fest, şimdi daha huzurluyum.
Aslolan elbette tüketmek, hangi mağazada tükettiğinin önemi yok tabi ki. Ama büyük alışveriş merkezleri daha çok heyecanlandırıyor beni. O kalabalığın arasına dalmak, bitmek tükenmek bilmeyen dükkânları dolaşmak, deri bir ayakkabıya dokunmak örneğin, ya da iki plazmanın özelliklerini karşılaştırmak bana zamanı unutturuyor. Cevahiriye ve Kanyon-u Şerif, Shoping fest boyunca daha sık tercih ettiğim merkezler.
Unutmayın ey cemaat-i müsrifûn, Hazreti Reklamcı diyor ki “I consume therefor ı am.” Yani ey cemaat-i müsrifûn “tüketiyorum o halde varım.” Bir başka spotunda Reklamcı Hazretleri Shoping festin önemini şöyle dile getiriyor “Shop and fest yani alışveriş ve eğlence, size mutluluğu getirir.” Gününüzü yaşayın, anlık hevesleri arzulayın, boş vaatlere kanmayın ey cemaat-i müsrifûn!
Bir başka Shoping Fest yazısında görüşmek dileğiyle…
Harca beni, ey alış veriş!
www.inecekvar.net