Rusya Anayasası’nda yapılacak olan değişiklikler, Rusların yüzyıllardır yürüttüğü Ruslaştırma siyasetinin devamıdır. Çarlık Rusyası döneminde Hıristiyanlaştırma yoluyla Ruslaştırma siyaseti yürüten Ruslar Sovyet döneminde Rus dilli tek tip insan yaratma yolunu seçmiştir. 2000 yılında Putin iktidara geldikten sonra ise Ruslaştırma siyaseti farklı bir yön almıştır. Putin Rusya Anayasası’nda değişiklikler yaparak Ruslaştırma siyasetini kanunlaştırmaktadır. Latin alfabesine geçişin yasaklanması, millî okulların kapatılması, lise mezuniyet ve üniversite giriş sınavlarının Rusça yapılması, ana dili ders saatlerinin 2 saat ile sınırlandırılması Ruslaştırma siyasetinin bir parçasıdır. Yapılacak son değişiklik ise Rus olmayan milletleri yok etme siyasetinin doruk noktasıdır.
Rusya Anayasa değişikliği konusu Tataristan Parlamentosu’nda da görüşülmüştür. Konuşma yapanlar arasında Ramil Töhvetullin “geri adım atmanın da bir sınırı olmalıdır” diyerek bu konuda tepkisini göstermiştir. Tataristan’ın eski cumhurbaşkanı M. Şeymiyev 30 dakikalık konuşmasında “Putin’e aferin, Rusya’yı tüm devletler dikkate alıyor, böyle bir değişikliğe ihtiyaç vardı” sözleriyle Rusya Anayasası’ndaki değişiklikleri desteklediğini ifade etmiştir. Tataristan’ın mevcut sözde cumhurbaşkanı R. Miñnehanov ise “Anayasanın garantisine müracaat önemlidir, bu ne kanunlara, ne anayasaya karşıdır” şeklindeki kısa konuşması ile değişiklikten yana tavrını koymuştur. Konuşmalardan sonra oylama yapılmıştır. Oylamaya katılan 98 milletvekilinin 78’i “evet”, 1’i “hayır”, 7’si “çekimser” oy kullanmıştır. Böylece Tataristan Parlamentosu Rusya Anayasası’nda yapılacak değişikliklere onay vermiştir. Verilen bu onay millete yapılan bir ihanet olmanın dışında seçilen milletvekillerinin kimliğinin, satılmışlığının, korkaklığının da bir göstergesidir.
Rusya Anayasası’nda yapılacak olan değişikliklere karşı çıkanlar da vardır. Onlardan birisi eski milletvekili, tarihçi İndus Tahirov’dur. Anayasada bu değişiklikler yapılmadan önce arşiv belgelerine bakılmasının gerektiğini söyleyen Tahirov, “1700 yılına kadar haritada Rusya olmamış, Tatariya (Tatar ili) olmuştur. Rusya Avrupa’ya Kazan mührü aracılığıyla girmiştir”, diyerek kimin kurucu millet olduğunu delillerle izah etmiştir.
Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devletin bir birlik devleti içinde birleşmesine federasyon denir. Rusya’nın sözde “federasyon” olduğunu daha önce de söylüyorduk, anayasada yapılacak olan bu değişiklik federasyonun olmadığının bir kanıtıdır. Ana dili Rus dili, devletin kurucusu Rus milleti denmesinden sonra ne anayasa ne de devlet federasyon adını taşıyamaz. Federasyon kelimesi anlamını yetirmesi ile birlikte diğer milletler artık millî kimliklerini, dillerini ve kültürlerini koruyacak tek başına ayrı devlet kurmanın yollarını aramalıdır. Zira Rusya’da Rus olmayan milletlere yer yoktur. Söz konusu anayasa değişikliği ile “Rusya, Ruslarındır!” sloganını hayata geçirecektir.