Milli Eğitim, müfredatı sil baştan düzenliyor. Atatürk’ün ve ilkelerinin derslerde işleniş kapsamı daraltılıyor. “Eğitimdir ki, bir ulusu ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır, ya da bir ulusu esaret ve sefalete terk eder.”
Öğretmenliğim süresince “ATATÜRK İLKELERİNİ” bütün müfredat konularının üstünde tutan birisi olarak inanıyorum ki, ülkemizin Atatürk ile başlayan “çağdaşlaşma yolculuğumuza” kimse engel olamayacak ve “milli ruh inancımızı” kimse bozamayacaktır.
“Ulusa gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden yararlanalım, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorundayız… Bir kitle ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere gereksinim duyar.” diyerek Atamızın önemli bir sorumluluk yüklediği ÖĞRETMENLERİMİZİ saygıyla selamlıyorum.
Özellikle son yıllarda Atatürk’ün kademeli olarak, tarihimizden, toplum hafızasından ve okul müfredatlarından çıkarılması, gelecek nesillerimizin “ilkesizleştirilmesi ve kimliksizleştirilmesi” çabalarına karşılık bütün ümidim öğretmenlerimizde!
Bizler biliyoruz ki, ÖĞRETMENLİK SADECE BİR MESLEK DEĞİLDİR. Onlar geleceğimiz için canla başla mücadele veren, birer cumhuriyet neferleridirler.
“Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister.” ki yeni nesilleri, bu nitelik ve kabiliyette yetiştirecek olan yine onlardır.
Cumhuriyetin istediği “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller” ancak onların çabaları ile vücut bulacaktır.
Onlar binlerce yıl önceki kuralları bugün aynen uygulamaya kalkışanlarla, ilmin ve fennin dışında yol gösterici arayanlarla, yani cehaletle savaşmaktadırlar.
Öğretmenlerimizin bu mücadeledeki ilke ve ülküleri ise, gücünü Türk tarihi ve töresinden alan “ATATÜRK ilke ve inkılapları” olmaktadır.
Her şey “Vatan ve millet sevgisi… Milli bağımsızlık ve özgürlük… Egemenliğin millete ait olması… Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine yükselmek… Milli kültürün geliştirilmesi… Türk milletine inançları… Laiklik, akılcılık, milli birlik ve beraberliğimiz…” için.
Şimdi birileri, Türkiye’yi çağdaş bir ülke hâline getirmek için en büyük yol gösterici olarak bilimi işaret etmiş olan ulu önder ‘ATATÜRK’ü, çocuklarımızdan ve eğitimimizden uzak tutmaya, ilkelerini “ortak değerimiz” olmaktan çıkarmaya çalışıyor.
Belli ki tarihi yeniden, kendilerine göre yazma niyetinde olanlar, yeni bir yönetim anlayışı ve yol güzergâhı oluşturmak isteyenler var. Bu yüzden de amaçlarına engel olarak gördükleri, ortak değerlerimizi HEDEF almakta, yok saymaktalar.
Diyorum ya, ümidim öğretmenlerimizde.
Ülküsünün idrakinde ve sorumluluğunda olan öğretmenlerimiz var ya, işte onlara güvenim tam!
BİR ÖĞRETMEN OLARAK hiç şüphem yok ki onlar, “aklın ve bilimin” ışığında, “milli birlik ve egemenlik ruhuna” uygun PIRIL PRIL BİR GENÇLİK YETİŞTİRMEK İÇİN ne yapacaklarını, hangi müfredatı uygulayacaklarını ve kimin izinden gideceklerini çok iyi bilirler.
Atam izindeyiz!