Eğer siyasetçiler; gelecek SEÇİMLERİ değil de gelecek NESİLLERİ düşünselerdi bu kadar küçülmezlerdi.
Rahmetli Alparslan Türkeş için, bu RP-AKP zihniyeti neler demediler neler. Ermeniliğinden, Yahudi dostluğuna kadar yakıştırmadıkları iftira kalmamıştı.
Tuğrul Efendi kendini yaktı (!) ve kapağı AKP’ye attı ya!
S. Davutoğlu, hidayete erdi, büyüklük gösterdi ve her yıl iki bayramda ve Türkeş’in ölüm yıldönümünde olmak üzere üç kez ziyaret(!) edip Fatiha okuduğu Başbuğ’un kabrine dördüncü ziyaretini de yaptı.
Ülke, bu haberle çalkalandı. Ajanslar son haber olarak geçtiler.
Siyasetçiler, neden bu kadar: DÖNER oldular? Neden bu kadar siyaseti kirlettiler? Neden bu kadar ayağa düştüler?
Başbuğ’un mezarı kaç yıldır oradaydı?
S. Davutoğlu kaç yıldır, atamalı ve seçilmiş Dışişleri Bakanı idi? Kaç aydır da Başbakanlık makamında oturmakta?
Bu güne kadar, Başbuğ’un mezarını ziyaret etmek neden aklına gelmemişti?
Bu ziyareti, Başbuğ’a saygı ve nezaket olarak mı yorumlayacağız? Yoksa siyaset ve oy uğruna ne kadar küçüldüklerine mi? Bu millet o kadar da ENAYİ değil.
Yahu insaf? Siz kemiksiz 13 yıldır ülkeyi yönetmektesiniz. Nerelere ad vermediniz?
Atatürk Üniversitesi var mı? Var. İnönü Üniversitesi var mı? Var. Celal Bayar Üniversitesi var mı? Var.
S, Demirel Üniversitesi var mı? Var. T. Özal Üniversitesi var mı? Var. B. Ecevit Üniversitesi var mı? Var. N. Erbakan Üniversitesi var mı? Var. Abdullah Gül Üniversitesi var mı? Var. R. T. Üniversitesi var mı? Var.
Türklük dostu, demokrasi kahramanı(!) Şerafettin ELÇİ Havaalanı var mı? Var.
Alparslan Türkeş adı, herhangi bir üniversite de ya da devlet kuruluşunda var mı?
Rahmeti Başbuğ’un bir neferi olarak soruyorum: neden yok? Rahmetli Türkeş, bu millete “birlik olun, iri olun diri olun, bölünmeyin” demekten, komünizme karşı koymaktan başka ne kötülük yapmıştı acaba?
Yıldırım Efendi, S. Davutoğlu’na bunları neden bir hatırlatmadı? Aklına mı gelmedi acaba?
Olsun! Atatürk, kendisine hakaret edenleri huzurunda nasıl sap gibi hazır olda tutuyorsa; rahmeti Türkeş’te, hasımlarına mezarı başında Fatiha okutup, su döktürmeyi başarmıştır.
Onun için her ikisi de liderdir, başbuğdur.
Siyasetçiler, ne zaman dik durur ve sözlerine güvenilir olursa; erdemli ve onurlu olurlar.
Öyle; “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” söylemiyle, “Elimizi taşın altına soktuk” beylik laflarıyla bu iş olmaz. Var mısınız, maaşlarınızı, sosyal kazanımlarınızı helal etmediğimiz emekli maaşlarınızı, azaltmaya ya da hiç almamaya?!
Esen kalınız.
nazim-peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı