Bu hafta sonu Aydınlar Ocakları’nın “39. Büyük Şurası” için Çanakkale’ye gittim. İyi ki de; gitmişim. Orada eski dostlarla kucaklaştık, yenileri ile de tanıştık.
Hele Azerbaycan’dan gelen dostlar vardıki; görmeye ve tanımaya değerdiler. Onlardan biri olan “Ordunun Dostları Matbuat Kulübü”nün kurucusu Emin Hasanlı öyle bir laf etti ki; benim uzun zamandır Türk Milletinin durumunu formülüze eden arayışıma nihayet verdi…
Ona göre ve bana göre de, Türk Milleti çok güzel bir deyimle “Ruhtan Düşmüş”tür… Evet, Türk Milleti; ideallerini, hedeflerini, benliğini, örfünü, töresi vs. diğer tüm özelliklerini neredeyse yitirmiştir. Bu aslında gerçek manada bir “Ruhtan Düşüş”tür. Bunları söylemek zordur ama içinde bulunduğumuz durum, başka türlü tasvir edilemez diye düşünüyorum.
Nerededir; Oğuz Atam, Mete Han, Atilla, Cengiz Han, Alparslan, Ertuğrul ve Osman Gaziler, Fatihler, Yavuzlar, Kanuniler, Mustafa Kemaller ve niceleri nerededir?
Onları felsefesi, mantığı, ahlakı, edebi, hissiyatı vs. nerededir?
Çanakkale’ye gidince şehitler diyarına ayak basmadan, onlarla helalleşmek çabasında olmadan geri dönmek olur mu?
General Hamilton’un dediği gibi adeta “üzerimize koşmuyor uçuyorlardı” dediği yiğitlerle hasbihal etmeden hiç Çanakkale’ye gitmiş sayılırmıyız?
Ne oldu da bize, her bir seyimizle ruhtan düştük?
Fatih değilmiydi 21 yaşında İstanbul’u feth eden? Ya Mustafa Kemal 38’inde değilmiydi Samsun’a ayak bastığı zaman? Ne oldu bizede yaşlısı genci ile bu ruhtan düştük?
Erdem Holding ve Genpa’nın Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem, Çorlu’da Trakya Aktif Genç İşadamları Derneği’nde yaptığı konuşmada “Meclisimizin yarısı Kürt, biz hala Türk – Kürt kavgası yapıyoruz… Ben Mardinliyim. Ben Kürtüm ama Türk’ten daha fazla Türkçüyüm” diyor. Aman Allah’ım Türkçülük, Zeynel Abidin Erdem’e kalmış!
Oradan görüyoruz ki; şarkıcı Ferhat Göçer’in de “kürt” olduğu yeni aklına gelmiş. Sırada ünlü gürcüler, çerkezler, araplar, ermeniler, arnavutlar, boşnaklar, süryaniler, çingeneler var ama bir türlü Türküm diyene denk gelmiyoruz.
Eh Türk “Ruhtan Düşmüş”… Abondone olmuş. Hiç bir şeyin farkında değilde ondan!
Seyit Onbaşı’nın yüzlerce kiloluk mermiyi nasıl kaldırdığını ve bir daha dene dediklerinde yapamadığını ve cevaben “o an kendimde değildim” dediğini tarihi belgeler yazıyor.
İşte Seyit Onbaşı’nın bombayı ikinci kez kaldıramamasının sebebi, o ruhtan düşmüş olmasıdır. Eğer o ruha sahip olmaya devam etse idi değil yüzlerce kiloluk mermiyi kaldırmayı, tonlarca ağırlıktaki Krupp toplarını kaldırıp düşmanı bir kez daha anasından doğduğuna pişman ederdi.
Bu sebeple Türk ruhtaki düşüşünü yeniden telafi etmek zorundadır. Türk ruhu, Azerbaycanlı Emin Hasanlı’nın dediği gibi düştüğü yerden ayağa kalkmalıdır. Yeni hedefler, buna uygun idealler ve yaşamı ona gore tanzim etme hali, Türkler tarafından bir an once belirlenmelidir. Yoksa bu ruhtan düşme hali devam ettikçe, Türklerin ülkesi Türkiye’de hiç Türk’ün kalmadığını göreceğiz!..