Bozkurtların Ölümünden Dirilişine

Tarih, dünya üzerinde milletlerin mücadelesine sahne olmuştur. Bu mücadelenin zemini özellikle yüzyılımızın ortalarından itibaren fikri alanda olmaktadır. Bu fikri mücadelenin birçok açılımı olmasına rağmen bunların en önemlisi kültürel hâkimiyettir. Fikri mücadele insanların beyinlerine düşünce tarzlarına hakim olmak esasına dayanır. Fikri mücadelede mağlup olmuş bir milletin topraklarında bağımsız gözükmesinin bir aldatmaca olduğunu, gerçek bağımsızlığın milli karaktere sahip olunup olunmadığında aranması gerektiği hakikatini kendimize temel almalıyız. Fertleri, milli idrakini kaybetmiş milletler başkalaşmaya başlar. Bu başkalaşım tabii karşılandığında millet ölüm döşeğindedir.
Türk Milliyetçiliği, ölüm döşeğine yatırılmak istenen Türk Milletinin bir başkaldırısıdır. Gelişmiş devletler özentisine dayalı komplekslerden değil, milli şahsiyetine sahip çıkma vakarından güç alır. Muhakkak ki dünya ilim hayatında ve teknik çalışmalarda başarılar sağlamış milletlerin bu özelliklerinin de hakkını vermek bizim milli şahsiyetimizin gereğidir. Lakin Türk Milliyetçileri ilmi çalışmaları takip etmek, onları uygulamak hatta yeni ilmi çalışmalar başlatmanın gerekliliğine inanmaktadır. Türk Milliyetçiliği, fikri hâkimiyetini kendi fertlerinde tesis ettiğinde bu çalışmaların daha birçok alanla birlikte lokomotifi olacaktır.
Bugün, Türk Milliyetçiliği fikri bilinciyle ilmi pratikle modern teşkilat yapısı kurmak lazımdır. Bu teşkilatların faaliyetlerini siyaset dışı alanlara yöneltmek gerekir; tiyatro, edebiyat, basın-yayın, çevre, insan hakları gibi… Türk Milliyetçiliğinin kültürel açılımlarını tanımlayacak ve tamamlayacak alanlarda, içi dolu, sanat değeri yüksek ve sosyal gerçekliği olan eserler ortaya koymak gereklidir. Bir toplumun fikri, edebi, kültürel ve sosyal hayatında belirleyici olmayan teşkilatların sadece mensubiyet duygusu ile ayakta kalmaları mümkün değildir. Sürekli güncellenen toplum dimağına etki yapabilmek sağlam birikim, müspet ve kıvrak zekâ, güçlü teşkilat yapısı ile mümkün olabilir. Bunu sağlamak ise ancak bu kaygıyı taşıyan ve bu değişimi yapabilme kudretine sahip hasbi düşünebilen milliyetçi kadrolarla mümkün olacaktır.
12 Haziran 2011 seçimlerine giderken MHP Genel Başkanı
Devlet BAHÇELİ bu dönüşümün ilk işaretlerini vererek başlattığı “Güç Birliği Hareketi”  bu anlamda çok önemlidir. Bu sürecin sağlıklı devamı yakın zamanda milletin önüne çıkarak  “Milliyetçi Hareket”i temsil edecek kadroların niteliği ile mümkün olacaktır. 9 Işık Doktrini’nde ifadesini bulan şekli ile Ahlakçılık, Ülkücülük ve Şahsiyetçilik ilkelerine uygun adaylar hem MHP’nin oyunu ciddi oranda arttıracaktır, hem de “21. Yüzyılda Lider Ülke” hedefine ulaşmamızı sağlayacak daha güçlü teşkilat yapısı için temel taşı niteliğinde olacaktır.
Önümüzdeki dört ay, “
Bozkurtların Ölümü” romanın son sayfalarını okuduğumuz günler olacak ve 12 Haziran’dan sonra “Bozkurtlar Diriliyor”u okuyacağız.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!