Son 15-20 yıldır neredeyse tekerleme haline getirilen, bu nedenle bilinçli-bilinçsiz tekrarlanan bir söylem var: Kurtuluş Savaşı’nı Türk’üyle, Kürt’üyle her birlikte bu ülkenin çocukları beraber yaptı, Cumhuriyeti beraber kurdu.
Bu söylem, sadece söylem olarak kalsa hiçbir sakıncası yok. Ancak, söylem olarak kalmıyor. Türkiye’nin yönetimi, anayasası vs. dahil birçok konuda Türk Milleti aleyhine ortaya konulan ihanet projelerinin altyapısı olarak kullanılmak amacıyla istismar ediliyor . Son olarak adına “Çözüm Süreci”denilen, ama aslında Türkiye’yi ve Türk Milleti’ni çözme, dağıtma projesi olan ihanet projesinin de altyapısı olarak kullanılmak için istismar ediliyor.
Teröristbaşı ÖCALAN, 21 Mart 2013 günü BDP’nin Diyarbakır’da yaptığı mitingde okunan Nevruz mesajı ile bu istismarı şu sözleriyle yapıyor: "Çanakkale’de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, 1920 Meclis’ini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin ortaya koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM’nin kuruluşundaki ruh bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır.
Tıpkı yakın tarihte Misak-ı Milli çerçevesinde, Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’nın derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. Tüm bu kesimleri eşitlikçi özgür ve demokratik ifade tarzının örgütlenmesini gerçekleştirmeye çağırıyorum."
Teröristbaşı bu söylemiyle, Kürtleri Kurtuluş Savaşı’na ortak ederek bu yolla Türkiye Cumhuriyeti’ne de ortak etmeyi, sonuçta aynen Irak’ta olduğu gibi Anayasaya Türkiye Cumhuriyeti “Türk ve Kürt Halklarından oluşmaktadır.”diye yazdırmayı Kürtçe’yi ikinci resmi dil olarak kabul ettirmeyi amaçlamaktadır.
Tarihi gerçeklere herkesin saygılı olması gerekir. Kürtlerin Türklerle birlikte Kurtuluş Savaşı’nı yaptığı, Cumhuriyeti birlikte kurdukları tarihi bir gerçek ise biz de dahil bu gerçekliğin önünde şapka çıkartılması gerekir.
Kurtuluş Savaşı’nı kimlerin yaptığı, daha doğrusu Kurtuluş Savaşı kapsamındaki muharebelerde kimlerin çarpıştığı Genelkurmay arşivlerinden kolayca çıkartılabilir. Bu yönde bir araştırma olup olmadığını bilmiyorum. Şahsen benim böyle bir araştırma yapma imkanım yok. Elimizde Kurtuluş Savaşı’na kimlerin katıldığına dair istatistiki bir bilgi de yok. Ancak, medyaya yansıdığı kadarıyla Kurtuluş Savaşı kapsamındaki muharebelerde şehit olanların sayısı ve hangi bölgelerden olduğuna dair bilgiler var. Bu bilgiler, üç aşağı beş yukarı Kurtuluş Savaşı’na kimlerin katıldığına dair bir fikir verebiliyor. Bu bilgileri aşağıda sunuyorum. Şöyle ki;
BÖLGE ŞEHİT SAYISI ORANI
Karadeniz Bölgesi 11.759 %34
İç Anadolu Bölgesi 8.827 %25
Ege Bölgesi 5.307 %15
Marmara Bölgesi 2.488 %7
Akdeniz Bölgesi 4.210 %12
Doğu Anadolu Bölgesi 1.609 %5
Güneydoğu Anadolu Bölgesi 685 %2
Yukarıda verdiğimiz bilgileri değerlendirdiğimizde ortaya çıkan sonuç şudur:
Kurtuluş Savaşı yıllarında bölgeler arası göç yok denecek düzeydedir. O yıllarda Karadeniz, İç Anadolu, Ege, Marmara, Akdeniz Bölgeleri’nden savaşa katılanların tamamını “Türk” olarak kabul edersek yanlış yapmayız. Bu bölgelerden şehit olanların oranı toplam olarak %93’e ulaşmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri’nden şehit olanların oranı toplam olarak %7’dir. Bunların da en az yarısının Türk kökenli olma ihtimali karşısında Kurtuluş Savaşı’nda şehit olanların %96-97’sinin Türk olduğunu söylemek mümkündür. Bu durumda ortaya çıkan tartışmasız gerçeği şöyle ifade etmek mümkündür:
KURTULUŞ SAVAŞI’NI TÜRKLER YAPMIŞTIR, CUMHURİYETİ TÜRKLER KURMUŞTUR. HİÇ KİMSE KURTULUŞ SAVAŞI’NA VE CUMHURİYETE ORTAK OLMAYA KALKIŞMAMALIDIR.