Başbakan Erdoğan, Teröristbaşına Hangi Sözlerin Verildiğini Açıklamalıdır

Başbakan Tayyip ERDOĞAN, uzun bir zamandan beri terör örgütüyle mücadele, siyasi uzantılarıyla da müzakere yaptıklarını tekrarlayıp duruyor.

Başbakan’ın söyleminde bir çelişki var. Çünkü, terör örgütüyle ya mücadele edersiniz, ya da müzakere. İkisi aynı anda  olmaz. Zira, adama derler ki: Madem ki mücadele ediyorsun müzakereye ne gerek var? Mücadeleni adam gibi yap, terör örgütünün kökünü kazı. Müzakere ediyorsan, mücadele edemediğin ortaya çıkmıştır. O zaman da “Mücadele ediyorum.” diye milleti aldatma.

 Hükümetin “Terör örgütüyle mücadele ediyoruz.” söylemi gerçek olmayıp kamuoyunun tepkisini önlemeye yönelik bir aldatmacadır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında terör neredeyse sıfırlanmıştı.
AKP Hükümeti, gerçekten mücadele etmiş olsaydı, geldiğimiz noktada terör örgütünün esamesi okunmuyor olacaktı.

AKP Hükümeti, 2002’den beri terör örgütü ile mücadele etmemiş, mücadele ediyor görüntüsü vermiştir.

AKP Hükümeti, 2002’den beri çeşitli biçimlerde terör örgütüne göz yummuş,  böylelikle terör örgütünün güçlenip terör eylemlerini tırmandırmasına, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eder hale gelmesine fırsat tanımıştır.

AKP Hükümeti, en az 2007’den beri de terör örgütüyle müzakere etmektedir. Bu, bizzat  açılımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir ATALAY’ın beyanları ile sabittir.

Terör örgütüyle müzakere önceleri gizli yürütülmüştür. Gizlilik, ilk olarak Oslo müzakerelerine ilişkin ses kayıtlarının ortaya çıkmasıyla ortadan kalkmıştır.

AKP Hükümeti, gerek PKK’nın terör eylemlerini tırmandırması, gerek açlık grevleri, gerekse okyanus ötesinin bastırması neticesinde teröristbaşı ile açık müzakerelere başlamak zorunda kalmıştır.

Hükümet, teröristbaşı ile yaptığı müzakereyi halka şirin göstermek için “Kan akmasını önlemek, anaların gözyaşını durdurmak amacıyla PKK’ya silah bıraktırmak vs.” olarak lanse etmektedir.
 Yandaş medya da bu yalanı gerçekmiş gibi tüm gücüyle halka yutturmaya çalışmaktadır.

Gerçek, AKP Hükümeti’nin göstermeye çalıştığı gibi değildir. Bir kere söz konusu olan şey müzakeredir.
Müzakere, iki taraflı bir faaliyettir. Müzakere masasında her iki taraf taleplerini ortaya koyar ve çetin pazarlıklar sonucunda karşı taraftan en fazla tavizi koparmaya çalışır. Bu, müzakerenin tabiatında vardır. Müzakere masasında karşı taraftan bir şey alabilmek için sizin de bir şey vermeniz gerekir.
Hiçbir şey vermeden almak kesinlikle söz konusu olamaz. 

Yukarıda belirttiğimiz üzere Hükümet, amacın PKK’ya silah bıraktırmak olduğunu iddia ediyor. Bunu doğru kabul edecek olursak Hükümetin teröristbaşı Öcalan’dan talebi PKK’ya silah bıraktırmasıdır.

Teröristbaşının Hükümetin bu talebini kabul edip etmediğini bilmiyoruz. Ancak, teröristbaşının, karşılığında bir şeyler almadan Hükümetin talebini kabul etmeyeceği açıktır.    İmralı tutanaklarına göre teröristbaşı,  “Tanzimattan, Meşrutiyetten, Cumhuriyetten de daha büyük bir rejim değişikliği olacağını, kendisi dahil tüm PKK’lıların özgür olacağını, Kürtlerin kendi kendilerini özgürce ifade edebileceklerini ve özgürce yönetebileceklerini, silahlı güçlerin geri çekilmesinin ancak bazı komisyonların kurulması ve parlementonun kararı ile olabileceğini” iddia etmiştir.  Hükümet bu iddiaları yalanlamamıştır. Bu durumda Hükümetin teröristbaşına bazı sözler verdiği gün gibi açıktır.
Milletimiz, teröristbaşına hangi sözlerin verildiğini teröristbaşı ile müzakerelerin başlatılması talimatını veren Başbakan  ERDOĞAN’dan öğrenmek istemektedir. Bu, milletin en öncelikli ve en haklı  beklentisidir.

Başbakan ERDOĞAN, Türk Milleti’nin bu beklentisine cevap vermek zorundadır. Bu zorunluluk, öncelikle uhdesinde bulunan Başbakanlık görevinin gerektirdiği sorumluluktan, sonra dilinden düşürmediği şeffaf olma iddiasından kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak milletin beklentisini milletin bir ferdi olarak tekrarlıyorum:
Sayın Başbakan, teröristbaşı Öcalan’a hangi sözleri verdiğinizi lütfen açıklayınız. Bu, öncelikle uhdenizde bulundurduğunuz Başbakanlık görevinin gerektirdiği sorumluluktan kaynaklanmaktadır. Bir Başbakanın  en öncelikli görevi  milletine doğruları söylemek,  hiçbir şeyi milletten gizlememektir. 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!