Makale, terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye’deki çatışma ortamında kazandığı modern silah kapasitesini ve Türkiye sınırları içindeki şüpheli İHA hareketliliklerini ele almaktadır. Yazıda, örgütün basit saldırılardan hibrit savaş yeteneklerine ve sofistike drone teknolojilerine geçiş yaptığına dair stratejik uyarılar ön plana çıkarılmaktadır. Özellikle Ankara, Kocaeli ve Balıkesir gibi bölgelerde düşen insansız hava araçlarının sadece Rusya-Ukrayna savaşıyla ilişkilendirilmesi eleştirilerek, bu olayların arkasında PKK veya yabancı istihbarat destekli yapıların olabileceği ihtimali üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, İmralı’dan sızan notlar aracılığıyla örgütün yapay zeka ve hava savunma konularındaki iddiaları paylaşılmakta, savunma sanayi merkezlerine yönelik tehditlere dikkat çekilmektedir. Sonuç olarak metin, Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit eden bu asimetrik risklere karşı daha geniş kapsamlı bir perspektifle teyakkuzda olunması gerektiğini savunmaktadır.
Bölücü terör örgütünün Suriye kolu 7 Nisan 2021’de Afrin’de mini kamikaze drone ve güdümlü anti-tank füzesiyle bir saldırı düzenlediğinde, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi, şu tespit ve uyarılarda bulundu:
– “Suriye iç savaşıyla birlikte PKK/YPG terör örgütü, kategorik olarak düşük yoğunluklu çatışma profilinden giderek daha da hibrit yeteneklere sahip bir kapasiteye evrilmektedir. Söz konusu trend, Türkiye’nin milli güvenliği açısından oldukça endişe vericidir.”
– “Elimizdeki açık-kaynaklı istihbarat verileri, terör örgütünün saldırıda güdümlü anti-tank füzesi kullandığını göstermektedir. Ayrıca, saldırıda bir mini kamikaze drone’un kullanıldığına ilişkin emareler de mevcuttur. Daha önce birçok kez, belirtilen kategorideki silah ve platformlar PKK/YPG tarafından kullanılmıştır.”
– “PKK/YPG terör örgütünün insansız hava araçlarına olan ilgisi de dikkatle izlenmelidir. Henüz bir terörist drone programından söz ediyor olmasak da, yaptığımız çalışmalar, terör örgütünün giderek daha üst segment platformlar kullandığını ve sofistike saldırılara yöneldiğini göstermektedir.”
– “Alınması gereken en ciddi önlemin, Suriye’deki terör saldırılarında hibrit trendlerin iyi analiz edilmesi ve önümüzdeki dönemde Türk güvenlik güçlerinin karşı karşıya kalacakları asimetrik tehdit ortamının doğru tahmin edilmesi olduğunu değerlendirmekteyiz.”
Bundan tam 2 yıl sonra, 2023’te de Anadolu Ajansı’nın bile yayımladığı Washington Post kaynaklı bir haberi okuduk.
Haberde; ABD Savunma Bakanlığı’nın sızdırılan belgelerinde, “Ukrayna askeri istihbarat görevlilerinin Rusya’ya karşı planladığı olası saldırıda hükümetle herhangi bir bağlantı kurulmaması için Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG’li teröristleri eğiterek saldırıları bunlar aracılığıyla yapmayı planladığı” ve “planlarda Rus Wagner güçlerine İHA saldırılarının da yer aldığı” şeklinde bilgilerin bulunduğu, ancak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin şu gerekçelerle planı askıya aldığı kaydedildi:
“Kürtler arası sınır kontrolü meselesi ve bir operasyon merkezi kurma gibi lojistik zorluklar… Ukrayna’nın kısıtlı drone tedariki… Saldırıların başarılı olup olmayacağı şüphesi… ABD baskısı olabileceği.”

Başka İhtimal Yok mu?
Bilindiği gibi; önce 15 Aralık’ta kimliği belirsiz bir İHA Ankara’ya kadar geldi ve ROKETSAN, ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN gibi çok stratejik hedeflerin bulunduğu yerlere erişmek üzereyken düşürüldü…
19 Aralık’ta bu defa İzmit’te kırsal alana İHA’nın düştüğü açıklandı. İçişleri Bakanlığı, İHA’nın Ruslara ait olduğunu duyurdu…
Bundan bir gün sonra ise Balıkesir Manyas’ta boş bir araziye İHA düştüğü bildirildi. Neyse ki, Savunma Bakanlığı’mız buna ilişkin görüntülerin 10 gün öncesine ait olduğunu belirtti de rahatladık!..
15 Aralık’ta Ankara’nın ve stratejik savunma merkezlerinin dibine gelen İHA’yla ilgili olarak yetkililer iki gün ağzını açmadı.
Sadece 17 Aralık’ta Erdoğan, Büyükelçiler Konferansı nedeniyle yaptığı konuşmada; “Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulayarak, savaşın Karadeniz’e sirayet etmesine mâni olduk. Fakat son günlerde düzenlenen karşılıklı saldırılar, Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye bir faydası olmaz. Her iki tarafa da bu konuda ikazlarımızı net bir şekilde iletiyoruz.” dedi.
Bir gün sonra da MSB bir açıklama yaptı. Açıklamada; İHA’yı imha operasyonunun ne kadar başarılı olduğu, hava savunma sistemimizde zafiyet bulunmadığı anlatılıp, “çok küçük parçalara ayrılarak geniş bir alana yayılmasının enkaz tespitini zorlaştırdığı” vurgulandı ve son olarak şunlar kaydedildi:
“Tüm bunlara ilave olarak; Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaş dolayısıyla Karadeniz’in güvenliğine yönelik bu tür olumsuzluklar konusunda her iki tarafın da daha dikkatli olmaları hususunda muhataplarımız ikaz edilmiştir.”
Özetle; “İHA, Ukrayna’nın ve Rusya’nın olabilir de olmayabilir de; ama biz peşinen uyardık” gibi bir durum!..
10 gün geçtikten sonra şimdi de MSB’nin dün yaptığı açıklamaya bakalım.
Yine başarılı bir operasyon yapıldığı, hava savunma sistemimizde herhangi bir zafiyet bulunmadığı, 15 Aralık’ta düşürülen İHA’nın enkazına henüz ulaşılamadığı, Kocaeli ve Balıkesir’deki İHA’ların ise incelendiği, inceleme sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağı belirtilip şöyle denildi:
“Küçük, düşük irtifalı ve düşük radar kesitine sahip İHA’lar, yalnızca Türkiye’nin değil Avrupa ülkeleri dâhil tüm devletlerin karşı karşıya olduğu yeni nesil bir tehdittir. Bu tür hedeflere karşı müdahalede, sivil hava trafiği ve can güvenliği öncelikli olarak dikkate alınmakta ve en uygun unsur devreye sokulmaktadır… Sonuç olarak; bahse konu olaylar, bir hava savunma zafiyetinden ziyade, Ukrayna-Rusya arasında devam eden savaş sebebiyle artan İHA kullanımının bir yansımasıdır. Türkiye, İHA’lara karşı ilave tedbirler almakta, millî projeler ve müttefik entegrasyonlarıyla hava savunma kapasitesini sürekli geliştirmekte ve hava sahasının güvenliğini kararlılıkla sağlamaya devam etmektedir.”
Anlaşılan o ki, Ankara olan biteni Ukrayna-Rusya savaşının yansımaları olarak görmeyi sürdürüyor.
Oysa bu açıklamadan bir gün önce Barzanilerin medyası, ABD’nin PKK/PYD kontrolünde bulunan Fırat’ın doğusundaki askeri üslere yönelik sevkiyatını arttırdığını, bölgeye son 24 saatte içinde “hava savunma sistemleri, füze platformları, ağrı silah, mühimmat ve teknik lojistik malzeme taşıyan” 4 kargo uçağının iniş yaptığını duyurmuştu.
Gel de PKK’nın 22 Nisan’da Pençe-Kilit operasyon bölgesine düzenlediği saldırıda Piyade Uzman Onbaşı Berat Mecit Day’ın şehit düşmesi üzerine Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in şu söylediklerini hatırlama:
“Bu arada dün bir drone attılar, drone da gelip bizim Mehmetçiğe çarptı ve hastaneye götürdük, ama kurtaramadık şehit oldu. Allah rahmet eylesin.”
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) görünümlü PKK/YPG’nin “belli faaliyetleri İsrail’le koordinasyon içinde gerçekleştirdiğini” bizzat Dışişleri Bakanı Hakan Fidan açıkladığı halde nedense bu İHA işlerinde kimsenin aklına PKK/İsrail’in gelmemesi ilginç!..
Oysa cümle alem biliyor ki, PKK’nın elinde bolca drone/İHA var. Ayrıca teröristlerin, 23 Ekim 2024’te Ankara Kahramankazan’daki TUSAŞ’a düzenlediği silahlı saldırı da unutulmamalı.
Teröristbaşının Mayıs Notları
Şuraya geleceğiz:
İmralı’daki teröristbaşının geçtiğimiz Mayıs ayında birileriyle yaptığı görüşmeye ait olduğu bildirilen 28 sayfalık notlar yayımlandı.
DEM, bu notların “gerçeği yansıtmadığını” belirtirken, “orijinal halleriyle bağ kurulmaksızın manipüle edildiğini, içeriklerine eklemeler yapıldığını, özellikle bazı şahsiyetlere yönelik ifadeler iliştirildiğini” savundu. Yani, notların varlığı kabul edilirken, “eksiklikler ve yanlışlar bulunduğu” öne sürüldü.
O “eksiklikler ve yanlışlar” kapsamında mıdır, bilinmez; ama notlarda şöyle bir diyalog geçiyor:
Teröristbaşı: “Saldırı oldu diyorsunuz. Muhtemelen hazırlıkları vardır hareketin de. Öz savunmalarını yapıyorlardır, değil mi?”
Heyetimiz: “Hareketin belirttiğine göre, bugüne kadar 20’den fazla keşif uçağı düşürmüşler. Akıncı, siha vs… Bunları basına fazla yansıtmıyorlar.”
Teröristbaşı: “Öyle mi? Kendileri mi geliştiriyorlar?”
Heyetimiz: “Kendi imkânlarıyla geliştirdiklerini belirtiyorlar. Çok zeki gençleri var. ‘Yapay zekayı kullanmakta bölgede dördünce sıradayız’ diyor ilgililer. Sanırız biraz destek alıyorlardır.”
Teröristbaşı: “(Gülerek ve yetkiliye bakarak) Evet belli ki, PKK’yı hazırlıyorlar. Türkiye’yi de hazırlamışlar. İşte bunu diyorum. Sen kazanırsan Pirus zarferi, o kazanırsa Pirus zaferi. Geriye kalan Gazze durumudur.”
Diyeceğimiz; şu İHA işi konuşulup araştırılırken, ABD-İsrail destekli PKK/YPG/PYD’nin elindekiler de akılda tutulsun, açılım süreci uğruna görmezden gelinmesin!..