Bu köşe yazısı, Türkiye çevresindeki jeopolitik gerilimler ile ülke içindeki yolsuzluk ve şantaj dosyaları arasında gizli bir bağ olduğunu öne süren komplo teorisi odaklı bir analizi içermektedir. Yazar, İsrail ve İngiliz istihbarat akıllarının bölgedeki dengeleri bozmak adına kumar, uyuşturucu ve fuhuş gibi yöntemlerle Türk bürokrasisini etkisiz hale getirmeye çalıştığını iddia eder. Özellikle Gürcistan ve Ankara’da yaşanan şüpheli uçak kazalarının, Türkiye’nin Ortadoğu ve Kafkasya’daki nüfuzuna karşı verilmiş dış kaynaklı birer gözdağı olduğu savunulmaktadır. Devlet aklının tüm bu saldırıların farkında olduğu belirtilirken, sınır ötesi operasyonlar ve iç temizlik süreçlerinin bu kirli denklemi bozacağı vurgulanır. Metin genelinde, küresel güçlerin Türkiye’nin bağımsız hareket alanını kısıtlama çabalarına karşı milli bir direnç ve uyanış çağrısı yapılmaktadır.
Suriye ve Akdeniz’de olanlar ile, Karadeniz’deki serseri edevat karmaşası, Rusya’nın hedef gösterilme gayretleri ile Türkiye’deki kumar, fuhuş, Uyuşturucu ve yolsuzluk dosyalarının ve art arda yaşanan uçak kazalarının birbirleri ile ilintili olduğunu düşünüyorum.
Türk devleti zulme uğrayanlara sahip çıkmaya başlaması ile Ortadoğu ve doğu Akdeniz’de çıkarı olanlar hareketlendi. Kuyruk acısı ve korkusu ortak olanlar birleşti. Korku ve hırsları akıllarını başlarından almış!
Orta doğuda çok eski, değişmeyen dengelerin olduğu hepimizin bilgisi içinde! Ben bunlardan sadece birine dikkat çekeceğim. Orta doğudaki denklemlerle en iyi oynayan İngiliz aklıdır. Bir de onun çocuğu olan Siyonizm’dir
Arap aşiret yapısı, mantığı, kibri, altına olan düşkünlükleri, Tutkuları, bağlantıları güncellenerek, yeniden incelenmesi gerektiği düşüncesindeyim. Teşkilatı mahsusa arşivleri tekrar uzmanlarca değerlendirilse güzel olur. Benim düşünceme göre orta doğunun kadim dengelerinin devletimiz tarafından çoktan incelendiği ve gerekli sonuçlara ulaşıldığı düşüncesi her geçen gün daha da güçlenmektedir.
Türkiye ve ABD’deki fuhuş dosyalarının benzerlikler göstermesi bana Talmut’da bulunan “kralların memelerine yapışacaksın” emrini hatırlatıyor. Acaba diyorum ki, ekonomide, siyasette yetkili yerlerde bulunanlar, fuhuş, kumar, uyuşturucu aparatı ile tutsak alınmaya mı çalışılıyor? İçlerinden birinin öz geçmişi ve babasının kritik yerlerde bulunması, adının başında Steven bulunması, çifte vatandaş olması spor camiasında söz sahibi olması sizce rastlantı olabilir mi?
Sınırlarımız çevresindeki ateş çemberinin şiddetlenmesi şeytan üçgenindeki ülkelerin yaptıkları, açıklamalar ile çok yakında açığa çıkması tesadüf müdür, yoksa devletimizin iyi bir zamanlama ile başlattığı operasyon mudur? Siz ne dersiniz*
Uçak kazalarına gelince; Gürcistan’da düşen askeri nakliye uçağımız ile dün akşam Ankara yakınlarında düşen Libya askeri heyetini taşıyan uçağın benzer şekillerde düşmesi, benzer şekilde uçuş süreleri içinde düşmeleri, sağ kurtulan olmaması, İsrail Başbakanın konuşması ardından düşmesi, bazı ciddi olasılıkları akla getirmektedir. Birileri Kafkaslardaki gücümüzden ve doğu Akdeniz’deki kuvvetimizden, Ortadoğu’daki müdahalelerimizden, Çin sınırlarına mücavir bölgelerdeki dostluklarımızdan iyice korkmuşa benziyorlar. Peş peşe bize güçlü mesajlar vermeye çalışıyorlar.
Nerenizi yırtarsanız yırtın, ne yaparsanız yapın devletimiz istediğini yapacak güçtedir. Kimi ve nereyi hedef gösterirseniz gösterin, Kadim Türk devlet aklı bayat, basit ayak oyunlarına düşmeyecektir. Benim düşüncem odur ki; Devletimiz cephe gerisin de temizlik yapıyor.
Suriye’deki gelişmelere bakınca devletimizin her kademesi ciddi açıklamalar yapmış, hazırlıklar yapmış harekete geçmek için doğru vakti bekliyor. “Kim bilir belki yarın, belki de yarından da yakın.” Sanki Netanyahu ve hempalarından izin istiyormuş gibi bir halimiz mi var! Bize izin vermeyeceklerini engelleyeceklerini söylüyor! Acaba yeterli gücünüz var mı?
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, yurdumu ulusumu özünden çok seven, içteki ve dıştaki düşmanlarımızın dişlerini kırmak için yol gözleyen, şehitlerimizin öcünü almak için fırsat kollayanların üzerine olsun vesselam.
