Mehmet Edip bu köşe yazısında Türkiye’deki siyasi ve hukuki durumu eleştirmektedir. Yazar, “Güdümlü Seçmen + Güdümlü Siyaset + Güdümlü Yargı = Mevcut Hal” formülünü öne sürerek ülkenin mevcut vaziyetini bu üç unsurun yönlendirmesiyle ilişkilendirmektedir. Metinde, emeklilere yapılan ödemelerin harcama zorluğuna değinilmekte ve Apo İti gibi figürlerin Meclis’te desteklenirken, Atatürkçü söylemleri savunanların siyasi linçe maruz kalması gibi çifte standartlar eleştirilmektedir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın (RT) meşruiyetini ABD Başkanı Trump’tan alarak durumunun kolaylaştığı iddia edilmekte ve muhalefetteki İmam (Ekrem İmamoğlu) ve Mansur (Mansur Yavaş) gibi potansiyel adayların “küçük kripto” olarak nitelendirilen Özgür Efendi(Özgür Özel) tarafından siyaseten harcanma tezgâhları anlatılmaktadır. Son olarak, Sayıştay gibi üst düzey denetim mekanizmalarının yerel mahkemelerce yok sayılmasıyla yargı sistemindeki sorunlara dikkat çekilmekte ve medya figürleri ile Erdoğan’ın yazdığı iddia edilen kitaba dair yorumlar yapılmaktadır.
Ekim’in de sonuna vardık. Ey emekli, paranı harca, istediğini al, Dünya turuna falan çık, birşeyler yap, lokantalara müzik hollere git dedik… N’oldu, cebinde dünya kadar para kaldı. Aybaşı bir çuval daha verecekler, gör gününü, nasıl harcayacağını, kara kara düşün… Herkese Merhabalar olsun. Dünya birden büyüktür…
Anadolu’da bir laf vardır. “Taşlar bağlandı, itler serbest” derler. Durum aynıyla vaki. Apo İti için TBMM’de sloganlar atılıyor, amma “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyenler, siyasal, ekonomik ve itibar linçine maruz kalıyor… Dikkatimi çeken iki insan figürü var. Birincisi, Gürsel Tekin yanında kalan iki kişiye dikkatlice bakın. Hele mongo görünümlü iri kıyım biri var ki, iki keçi bile teslim edilemeyecekler arasında… Bu muhteşem ekip CHP’yi kurtaracak, düze çıkaracak, hadi oradan hadi… Bir diğeri de TBMM’de slogan atanlar… Okuma yazması bile şüpheli, burnunun deliği neresi desen, kulağını gösterecek tipler, Apo diye bağırdı. Güdümlü seçmen + güdümlü siyaset + güdümlü yargı = mevcut hal…
AKP Gn. Bşk.ı RT’nin durumu bayağı kolaylaştı. Eskiden milyonlarca seçmeni hoşnut etmek gerekirken, şu an tek kişi yeterli oluyor… ABD Başkanı ayarsız Trump, RT’nin tek seçmeni oldu. Meşruiyeti verdi… Şimdide her konuda, büyük iş başardı diyerek, iç politika malzemesi veriyor. “Asrın Lideri” imajı oluşturuluyor.
“Abi dediklerin teker teker çıkıyor” diyen Ümit Kardeş’imin kulaklarını çınlatarak bu bölüme başlayalım… Menfi şeylerin yerine, keşke müspet olanları çıksa… Kısaca hatırlamaya ne dersiniz. Sürekli aynı kişilerce okunmuyorum. Habire artan okuyucum var… Zihninde kendine odaklı yaklaşımları olan küçük kripto, Özgür Efendi, planını tıkır tıkır işletiyor. Fol yok, yumurta yokken, İmam’ı CB adayı yaparak ateşe attı ve harcattı. Artık, onun bu seçimlerde aday olması mümkün değil. Geriye kalan Mansur’un da bir vesileyle harcanması için, muazzam bir zaman aralığı sundu… Şimdi o, operasyon başladı. Birinden netice alınmaz ise, diğerine yönelecekler. Kücük kripto, İmam’ı destekliyor görünümüyle yaptığı mitinglerle, liderlik konumunu güçlendirdi. Mansur da halledilince “Ne yapalım, aday yapacak kimsemiz kalmadı, mecburen ben adayım” moduna geçilecek. Bir önceki olduğu gibi, anketler vasıtasıyla kandırılacak ve de durumu kabulleneceğiz… Sonrası malûm, gitti bir beş sene daha… Özgür’ün CB yolundaki tezgahlarını bir kenara bırakıp, dönelim mevcut pozisyona… Devlet sisteminde kırk sene yedi ay çalışmış bir kimse olarak, sormak istiyorum. Her kurumun kendi teftiş kurulları, müfettişleri ve de hukukçuları vardır. Onların fevkinde Sayıştay denilen bir kurum var. Her sene yaptığı değerlendirmeleri açıklar. Bunların yaptıkları tetkik ve incelemeleri mahkeme yok sayıp kendi siyasi kriterlerine göre nasıl kararlar vermeye çalışır, anlaşılır bir durum değil… En üst denetim mekanizması Sayıştay devre dışı da Yüksek Seçim Kurulu farklı mı? Anayasa Mahkemesinin bile bozamayacağı kararları olan bu kurum da kıytırık yerel mahkemelerce yok hükmüne itiliyor. Aldığı kararlar iptal ediliyor, yeni kararlar verilip uygulamaya bile geçiliyor… Saha durumu bu ise, Kamuda çalışan, binlerce müfettişe, hâkime, YSK’ya gerek yok. Binlerce, lüzumsuz kadro, Devlet üzerine yük gibi duruyor. Hepsini azaltıp, iki mahkeme ile işler çözülebiliyormuş…
Magazincilere nazire, işlerine biraz el atalım mı? İsmail Küçükkaya TV100’e gitmiş… Al sana Bir demiştik daha. Yıllar önce ne söyledik. Bilen bilir, Truva Atı olarak değerlendirmiştik. Yahu bir bahsettiğimiz de çıkmasın. Neredeyse Megaloman olacağız… Bir hatırlatma daha. Serhan Asker diye biri var. Demiştik ama aklınızda olsun. Zamanla, bir şeyler mutlaka ortaya çıkar.
RT kitap yazmış. Benim, şahsen okuyup kaybedecek vaktim yok. Ayrıyeten, kendinin yazdığına da inanmıyorum. Kim okursa okusun diyeceğim ama, deneme gerek kalmadan cevap geldi… Ermenistan Devlet Başkan’ı, Nikol Peşinyan’ın eşi, Bayan Peşinyan okumuş ve de herkese tavsiye ediyormuş… Ermenistan, Ermenistan olalı herhalde böyle bir devlet zulmü ile karşılaşmamıştır.
Yazımız yarın da olacak, kimler takip etti, kimler etmedi, imtihan var. Yeni kanuna göre, çok büyük para cezalar da geldi. Sonra, bilmiyordum, haberim yoktu falan gibi durumlar dikkate alınmayacaktır, ona göre… Hepiniz Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalınız…