İstiklâl Harbi imkânsız denilendi.
Yeni Ergenekon şartlarıydı.
Yine çıkacaktık.
Ve İzmir’e Türk süvarilerinin girişi, can suyumuzdu.
İşgale son verişimizdi.
Yeniden doğuşumuzdu.
Kemâleddin Kâmî, iki şiirde o günlerin İzmir hasretini söyler ki enfestir…
Biri budur ve her hatırlayışımda içli bir çocuk gibi yanarım!
İZMİR’E TAHASSÜR
Anne, deniz nerde, yalımız nerde?
Hani gideceğiz İzmir’e der de
Beni uyuturdun dizinde anne!
Geçende ablam da öyle diyordu
Bu bahar İzmir’e girmezse ordu
Kanmam sözünüze sizin de anne!
Yeşil bir bahara büründü dağlar
Bülbüllü bahçeler, üzümlü bağlar
Kimlerin işine yarıyor anne!
O bağlar nerede, bahçeler nerde?
Her akşam güneşin battığı yerde
Gözlerim İzmir’i arıyor anne!
Şimdi bir kuş olsam, kanadım olsa
İzmir’e giden yol eğer bu yolsa
Bir başıma bile giderim anne!
Bir çetin bilmece sorsam Paşa’dan
Söylemem memleket bağışlamadan
Mutlaka İzmir’i isterim anne!
Kemâleddin Kâmî (Kamu)