MHP Lideri Sayın Dr. Devlet Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanlığı için ifade ettiği çatı aday düşüncesi, gündemi ağırlıklı olarak belirlemeye devam ediyor.
Yapılacak seçime, yaşanan kutuplaşma, çözülme ve çöküş ayrı bir önem katmaktadır. Cumhuriyet tarihinin en önemli dönemeçlerinden biri olan bu dönem, genel seçimlerin de ötesinde bir değer ifade eder konuma gelmiştir. Çatı adayın değerlendirmelerde önemle öne çıkışı işte bu sebepledir.
Sayın Bahçeli’nin işaret ettiği çatı aday özelliklerini, bir anlamda Türk Milletinin merkezi olarak değerlendirmek, aynı zamanda büyük çatının temelleri olarak nitelemek sağlıklı bir yaklaşım olarak öne çıkmaktadır.
MHP Lideri şöyle ifade ediyor;
“1- Milliyetçi olacak, 2- Muhafazakâr olacak, 3- Manevi değerleri taşıyacak. Devam edelim; laik bir aday olacak. Demokratik değerlere sahip olacak. Hukukun üstünlüğüne inanacak. Cumhuriyetin değerlerini içine sindirmiş biri… Nitelikleri böyle devam ediyor.” Diyerek tamamlıyor.
Tarih şuuru, ülke önceliği, adalet anlayışı, tarafsızlık, yüksek sorumluluk duygusu ufuk derinliği muhakkak ki bu niteliklerin yine öne çıkanlarıdır.
*
Tüm bu değerler manzumesini şahsında taşıyan bir lidere, “tamam kazanır diyebilir miyiz” sorusunun cevabı önemlidir. Türkiye’nin sosyo-kültürel gerçeklerine bakıp, siyasi gelişmelerin seyrini dikkate alırsak tüm bu hasletlere ilave özellikler mutlaka hesaba dâhil edilmek durumundadır.
Bu anlamda;
- Öncelikle toplum; sağ-sol ikileminden çıkarılıp, bahsedilen merkez değerleri öncelik kabul eden ağırlıklı kesim dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu oranı % 65-70 olarak görmek yanlış olmayacaktır. Geri kalan % 30-35 lik bölüm maalesef bu değerler açısından kayıp orandır. Bu kayıp oranın, tam tekmil hangi zihniyetin arkasında olacağı aşikâr iken, ilave yüzdelerin bu orana dâhil oluşunu engelleyecek zemin mutlaka oluşturulabilmelidir.
- Cumhurbaşkanı adayının kesinlikle gündemi belirleyecek bir hikâyesi veya hikâyeleri olmalıdır. Duruşu olmalıdır. Toplum, bu yönü ile öne çıkarabilmelidir. Özellikle ilk defa halkın seçeceği Cumhurbaşkanı oluşu, adayın bu özelliklerini, taşıdığı değerler kadar önemli kılmaktadır.
- Siyasi bir kimlik oluşu çoğu aşamaları kolaylaştırabilecektir.
- İlk turda kesinlikle her parti kendi adayını çıkarmalıdır. Ancak bu şekilde mevcut zihniyetin alanı daralacak, irtifa kaybedecektir. Kısmi savrulmalar önlenebilecektir.
- İkinci tura kalacak olan iki adaydan biri muhakkak MHP’nin belirlediği isim olmalıdır. Türkiye gerçekleri, sosyal demokrat bir adayın final yarışında şansını nerdeyse yok denecek kadar sınırlamaktadır. Dolayısı ile ülkemizin tek şansı, sosyal demokrat kesimin tüm ortak değerlerde tartışmasız desteğini alabilecek, milliyetçi-muhafazakâr bir ismin, karşı zihniyetle ikinci tur yarışına çıkabilmesine bağlıdır.
- Tüm il teşkilatları tam kadro, en üst düzey çalışma zemini oluşturabilecek şekilde her türlü donanıma kavuşturulabilmelidir.
*
Unutulmamalıdır ki;
Mevcut zihniyet tüm devlet imkânları ve gücünü her anlamda sonuna kadar kullanacak yapı ve anlayış üzerinedir. Yine devlet kurum ve kadroları sonuna kadar durumun içinde konuşlandırılacaktır.
Ekonomik güç çok farklı katmanlarda farklı şekillerde sonuç almaya dönük olabildiğince değerlendirilme yoluna gidilecektir.
Medya yine en büyük belirleyici alan olarak her türlü karartma, yönlendirme tekniklerini pervasızca uygulayacaktır.
***
İşte bu sebeplerledir ki;
Sayın Bahçeli’nin son derece temkinli ve hassas bir şekilde seçim dönemini sürdürmesi, gündemi ilmek, ilmek dokuması, ancak bu “önemin” idrakinde, konunun hakkını veriyor oluşları, tespitiyle değerlendirilebilir. Yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun dikkat ve sorumlulukları aynı şekilde değerlendirilmelidir. Eşzamanlı olarak iktidarın, “bizim adayımız belli” şeklinde zafer çığlıkları atışının pervasızlığı, yukarda bahsettiğimiz kayıp değerler üzerinde kendilerini tartışmasız tek sahip olarak görmelerinden kaynaklanmaktadır.
Ben Türk Milletinin de, bu dönemin özel anlamının idrak edilişinde gereken sorumluluğu ortaya koyacağına inanmak istiyorum.
% 65 Birlik olabilmelidir. Tüm ufak kaygı ve hesaplardan sıyrılabilmelidir. Türkiye Cumhuriyetine devleti ve milletiyle sahip çıkmalıdır.