Günlerden bir gün, saka kuşunu kafese koyup, kafesi de pencerenin kenarına asmışlar. Saka kuşu ötücü bir kuştur. Sesi de güzeldir.
Saka kuşu gündüz değil ama geceleri öter dururmuş.
Yarasanın biri uzaklardan saka kuşunun sesini duymuş, yaklaşıp “Neden gündüz ötmüyor, susuyorsun da geceleri ötüyorsun?” diye sormuş.
Saka kuşu susmuş, birazcık düşünmüş, derin bir “oh” çekmiş, “Ben gündüz ötüyordum. Çeşitli vaatlerle, verilen yemlerle beni kandırıp yakaladıla r ve bu kafese koydular. Özgürlüğümü elimden aldılar, o günden beri daha dikkatli davranıp geceleri ötüyorum.”
Bu cehalet kokan cevaba yarasa gülmüş, “Şimdi dikkatli davranmışsın ne yazar, ne fark eder. Sen asıl yakalanıp kafese konmadan önce dikkatli davranmalıydın.” demiş.
Özetle hikâye bu.
16 Nisan’da bir Anayasa oylaması olacak. Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP, tıpkı 2010 “Yetmez ama EVET” baskın kampanyasında olduğu gibi devletin bütün olanaklarını kullanıp, “Toplu Açılış Programlarıyla” senden “EVET” oyu isteyecekler.
Sen de, “Benim paramla neden böyle mitingler yapıyorsun, madem toplu toplu açılışlar yapıyorsun da neden işsizlik aldı başını gidiyor?”, “Neden iç ve dış borçlarımız patladı?”, “Neden terör hortladı?”, “ PKK, IŞİD, FETÖ bitecekse, terörün kökü kuruyacaksa, neden 15 yıldır yapmadın, elini tutan mı vardı?” diye sormayacaksın.
Sakın ha kafese girme…
Kafese girdikten sonra, önlem alman da bir işe yaramayacak, senin de bir daha fikrini filan da sormayacaklar!
Vesayet diye diye 15 yıl geçti. Hukuk önce FETÖleşti şimdi de siyasallaştı, şanlı TSK, perperişan oldu.
Ama bir türlü vesayet bitmedi. Galiba tek adam vesayetine sokacaklar
Nereye kadar?
Ben şahsen kafese girmek istemiyorum. Çarşambalarını gördüğüm için de perşembelerine güvenmiyorum.
Elbet irade senin, kararı sen vereceksin? Madem bütün yetkiler bir kişi de olacaksa 600 vekile ne gerek var diye sorgulamadan nereye kadar gideceğini sanmaktasın?
Sandık önüne gelecek, kararı da sen vereceksin. Kafes de karşında durmakta!
Esen kalınız.