Her devletin ordusu kutsaldır. Ama Türk ordusu; hem kutsal hem köklü hem de Peygamber ocağıdır. Onun içindir ki adına: MEHMETÇİK denir. Her askerin adı: KINALI KUZUDUR.
TSK’nın özel bir disiplin anlayışı ve asla bozulmayan bir emir-komuta zinciri vardır.
TSK’da kimse kimseye “abi, hocam, devrem” gibi sıfat ve isimlerle hitap edemez. TSK’nın bir tek hitap şekli vardır: Üstlere komutanım, astlara da asker!
Yıllardır TSK, bu disiplini ve hitap şeklini korumuş, bu sayede de disiplinden taviz vermemiştir.
Bu özelliği, Türkiye üzerinde emelleri olanların uykularını kaçırmış emellerin kursaklarda kalmasına neden olmuştur. Onun için TSK’nın bu özelliği ve gücü: içte bazı dinci ve ayrılıkçı unsurlar ile dışta Türkiye ve Ortadoğu’da hesabı olanların önünde en büyük engeldi.
Ergenekon ve Balyoz kumpasları; bu görüşümüzün en büyük kanıtıdır. Kimi ABD’li ve Batılı generaller ve siyasiler yaptıkları açıklamalarda: “Türk ordusu emellerimizin önündeki en büyük engeldi. Onun kafeslenmesi ve gücünün kırılması gerekiyordu. “açıklamaları TSK’nın: Türkiye’nin sigortası olduğunun bir kanıtı değil de nedir?
Kimi cemaat ve tarikatlarda, kendi ŞAH olma hayallerinin önünde TSK’yı bir numaralı engel olarak görmüşler ve yıllarca; “Sarhoşlar, bi namazlar, ne Peygamber ocağı” gibi suçlamalarla bu güzide kuruluşun saygınlığını ve etkinliğini kırmak istemişlerdir.
TSK, köklü ve kendi çürüğünü kendi ayıklayan bir yapıya da sahiptir. Disiplinsizlik gösterenler ya da irticai ve dinci görüş sahibi personeli asla kendi bünyesinde taşımaz ve barındırmaz; her yıl bu tür unsurları kendi bünyesinden tasfiye ederdi.
AKP iktidarlarınca TSK’nın bu tür ihraçlarına hep “ŞERH” konmuş. Askerin disiplin anlayışı törpülenmiş. Ordudan atılanlarsa, AKP’li belediyelerde işe alınarak bir nevi ödüllendirilmişlerdir.
Bütün bunları bir gerçeği izah etmek için yazıyorum. 15 Temmuz soysuz kalkışmasından üç yıl önce TSK, bünyemde 1774 adet irticai ve disiplini bozan elemanım var diye İHBARDA bulunmuş. Her ne hikmetse bu İHBAR edilenler ya görmezden gelinmiş ya da ödüllendirilerek terfi ettirilmiş.
Ne acıdır ki; bu ihbar edilen personelden 1668 i, 15 Temmuz kalkışmasında hükümeti devirmeye ve rejimi ele geçirme kalkışmasında görev almışlar.(21.08.2016 sabah haberleri)
Şimdi başımızı elimize alıp düşünmeyelim mi?
Acaba hırsızın hiç mi suçu yok?
Askeri liselere eleman alınmasında sorular çalınarak, ordunun ele geçirilmesi bilinmiyor muydu? Kurumun suçu ne? İş, bu değerli liseleri kapatmakla mı çözülecek? Yoksa o sınavlar iptal edilerek ya da yeni öğrenciler TSK’nın, disiplin ve seçme kriterleri doğrultusunda alınarak mı?
Kalkışmaya kalkanlar, askeri liselerden yetişti de canları ve kanları pahasına karşı koyanlar İmam-Hatip liselerinden mi yetişmişti?
Lütfen TSK’nın yapısıyla ve disiplin sistemiyle oynamayalım. TSK’nın zayıflaması, bizden başka herkesin ve her kesimin işine gelir:” Sinsi planımız” gerçekleşiyor diye!
Ne olur buna fırsat vermeyiniz. Türk ve Türkiye düşmanlarını kıs kıs güldürmeyiniz. Şu an TSK hava ve deniz de bayağı yara almış vaziyette. Başbakan Binali Bey ve hükümetimiz bu eksikliği gidermenin yollarını aramaktadır. İnşallah tez zamanda bu iki kuvvet komutanlığımız tekrar eski gücüne kavuşacaktır.
Akıl baştan giderse öfke hâkim olur. Öfke ile kalkan da zararla oturur.
Esen kalınız.