Nazım Peker
Nazım Peker

Ekmel Bey Erdoğan’ı Sıkacak Gibi

Türkiye, Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşayacak. Cumhurbaşkanını direkt olarak halk seçecek. Bu, iyi midir, kötü müdür zaman içinde göreceğiz. İşin ilginç yanı, bu seçime katılacak adayların; en az yirmi milletvekilinin teklifi ile yapılabilir olması.
 
Madem halk seçecek, öyleyse bırakın milletvekillerinin teklif ettiğini değil de halk, kendi istediğini aday yapıp seçsin. Bundan neden korkmaktasınız? Mecliste gurubu olan partilerin dayattığı adayı,  bu halka neden zorla seçtiriyorsunuz? (Sizin demokrasi anlayışınızı sevsinler emi) S. Başbakan tarafından küçümsenen ve iş yapamazlar diye adlandırdığı muhalefet, bu konuda eteklerindeki taşları dökerek, ortak bir aday da anlaştılar ve bu adaylarını da altına imzalarını attıkları dilekçeleriyle TBMM başkanlığına bildirdiler.
 
AKP ve R. Tayyip Erdoğan, bu konuda biraz yavaştan aldılar. Oysa her konuda gündemi onlar oluştururlardı.
 
Muhalefetin adayı, kimya profesörü, Ekmeleddin İHSANOĞLU’nu Türk kamuoyu fazla tanımıyor.  İnternetten şöyle bir araştırdım; Ekmeleddin Beyin; “Ananı da al git- Yuhalarsan yersin tokadı- Ben tek dil demedim, tek din dedim- Türk milliyetçiliği de olmak üzere bütün milliyetçilikleri ayaklarımın altına aldım-Oğlum sıfırladınız mı dolarları?” beyanlarının olmadığı gibi; seçimler yaklaştıkça: “ Ben tek din demedim. Tek devlet, tek bayrak,  tek dil dedim” gibi birbirini tutmaz ve toplumu; alevi-sünni, Türk-Kürt, Sivas’ın ötesi-berisi diye ayrıştırıcı söylemlerine rastlamadım. Bu konularda halkın tanımadığı doğru! Bu güne kadar, lehinde bir şey demedikleri gibi, aleyhinde de dişe dokunur bir bühtanda da bulunmadılar. Oysa AKP ve kurmayları bu konuda çok deneyimli idiler.
 
Hayret!
 
B. Arınç, yarım ağız bir konuşmasında; Ekmeleddin İhsanoğlu’nda bir eksiklik keşfetmiş gibi sözler etti. Ekmel bey bir açıklamasında bana kısaca “Ekmel” derler sözüne; “Neden Ekmeleddin demiyorsun. Din ilavesinden neden çekiniyorsun?” yollu bir göndermede bulunabildi.
 
Tuttu mu? Ne gezer.
 
Oysa kendileri, “Dindar Başbakan, dindar cumhurbaşkanı, dindar valiler, dindar bakanlar” türküleriyle bu halkı kandırıp iktidar oldular. Kandırma sözü bana ait değil. Bizzat kendilerine aittir. Pek çok açıklama ve izahatlarında ve de özellikle, AKP’nin kapatılması için açılan dava sonucu mahkemenin; “İrticai faaliyetlerin odağıdır” mealindeki kararından sonra: “Biz dinci bir parti değiliz. Dindarlık bizim söylemimiz değildir” demediler mi?
 
Öyle görünüyor ki muhalefet, Ekmeleddin Beyde isabetli bir karar vermişler.  Bu sayede, AKP’yi ve S. Başbakanı biraz sıkıştıracak ve korkutacaklar gibi.
 
Meydanlar, yeniden hareketlenecek. CHP’li muhaliflerin ve özellikle de Süheyl Batum’un çıkışını yadırgadım. Sanki AKP’nin değirmenine su taşıyorlar gibi geldi. Bir MHP’li olarak,  Ekmeleddin İhsanoğlu elbette benim gönlümün de adayı değil. Ama Türkiye şartlarını düşününce, söz konusu vatan olunca gerisi teferruat gibi geliyor.
 
Bu seçimin, Türk demokrasisine, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve aziz Türk milletine hayırlı olmasını dilerim. Kötüler ve kötü emelliler hüsrana uğrasın. Kazanan her zaman Türkiye olsun.
 
Esen kalınız.   
 
 
NOT: CHP ve MHP gerçekten de Ekmeleddin Beyin Cumhurbaşkanı seçilmesini istiyorsa; daha etkin ve ses getirecek bir seçim stratejisi geliştirsinler.

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!