Askeri kışladan, PKK’lı biri tarafından Şanlı Türk Bayrağı’nın gönderden indirilmesi; ülkenin gündemine bomba gibi düştü.
Her şeyden önce bu, Aziz ve asil Türk milletine kabul edilemez yapılmış bir densizlik ve hakarettir.
Bu olaya birkaç açıdan bakmak gerekir.
Başbakan açısından bakarsak, hiçte iyi olmamıştır. Cumhurbaşkanlığına giden yolda bir engel daha çıkarmanın ne zamanı ne de gereği idi.
Ordu açısından bakarsak; Büyük bir hakarettir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş bir güce bu, tarihinde yapılmış en büyük saygısızlıktır ve alaya almaktır. Pkk’nın, artık orduyu bile takmadığının ve korkmadığının bir işaretidir.
Hükümet açısından bakarsak; saygın ve seçilmiş onca Bakana yapılmış densiz bir saygısızlıktır. O saygın Bakanlar, o saygın koltuklarda artık nasıl gururla ve şerefle oturabileceklerdir; toplum bunu sorgulamaya başlayacaktır.
O densiz, alnının ortasına kurşunu hak etmiştir. Asker de bunu seve seve yapardı.
sıl soru neden yapmadı da seyretti?
Bana göre doğrusunu yapmışlardır.
Eğer.. O şerefsiz öldürülseydi; şimdi “Gereği yapılacak. Herkes bedelini ödeyecek!” sert (!) açıklamasını yapan Başbakan; o zaman ne diyecekti biliyor musunuz; “Bu, bizim başarıyla ve sabırla yürüttüğümüz açılım sürecine TSK tarafından indirilmiş büyük bir darbedir. Gereği muhakkak yapılacaktır.”
Yine bana göre Askerler, seyrederek çok güzel bir sabır göstermişler ve PKK ile onun yandaşlarının; “Açılım Saçmalığı “adı altında ne kadar cesaretlendirildiklerini ve işi hangi boyutlara kadar getirdiklerini bu millete açık ve seçik göstermişlerdir.
S. Başbakan, en sert açıklamasını yapmış. Nasıl sertse?
Adama sormuşlar: “Adın ne?” “Mülayim.“Sert olsan ne yazar!”
Göreceksiniz, cezalandırılacaklar yine orada görevli komutanlar olacak. S. Başbakan ve hükümetinin Pkk ve yandaşlarına söz söyleyecek mecallerimi var? Nerede o cesaret ve dik duruş?
Bakın göreceksiniz MHP’yi, “Şehit haberleri gelmiyor diye üzülüyorlar. CHP’yi de, “Ortalığı karıştırıyorlar” diye suçlayacaktır. Ne yapsaydık? Sesimizi soluğumuzu çıkarmasak mıydık?
Yollar kaç gündür kapalı, kimlik kontrollerini Pkklılar yapıyor. S. Başbakan ve hükümeti ne yaptı, ne yapıyor, ne yapabilecek?
“Sabrımızı sınamayın- Sabrımızı taşırmayın” Sert açıklamasından başka. Bu nasıl bir sabır taşıymış ki, onca rezillik yaşanıyor hâlâ çatlamadı.
S. Başbakan sert konuşmasında, “Bedelini ödeyecekler!” dedi. Belki de söylediği tek doğru şey bu idi.
Bana göre; Pkk’yı peş peşe verilen tavizlerle şımartan, doğu ve güneydoğu halkının başına bela eden, şehirleri ve özellikle de İstanbul’u yaşanmaz bir şehre çevirten, yolların kapatılmasına, uylaşım ve seyahat hakkının engellenmesine sebep olan başta S. Başbakan olmak üzere bütün bakanların toptan İSTİFA etmeleri gerekir.
TBMM’inde verdikleri destekle S. Başbakan ve Bakanlara bu aymazlığı yaptıran seçkin ve saygın AKP’li vekillerinde derhal o koltukları istifa ederek boşaltmaları gerekir.
Bu güne kadar, S. Başbakan ve onun hükümetinin TSK kıyımına göz yuman, görmezden gelen ve o koltukta oturmayı hak etmeyen S. Genel Kurmay Başkanı ile Ordu komutanlarının da derhal istifa etmeleri gerekir.
Ülkede bunca olumsuz iş ve eylemler yapılırken Peygamber minderinde sessizce oturan, sesini ve soluğunu koltuğu adına çıkarmayan Diyanet İşleri Başkanı’nın da istifa etmesi gerekir.
Bize göre; sağlıklı ve objektif düşünüldüğünde; yapılması gerekenler bunlardır.
Bu yetkili ve görevliler; dönemlerinde,” PKK’lılarca Türk Bayrağı Gönderden İndirilenler” olarak tarihe geçmişlerdir.
Bu ayıp, onların boyunlarında bir utanç madalyası olarak ebedi kalacaktır.
Yazımızı S. AKP’lilerin; “Neredeeeeen nereye.” Sözüne bir ulama ile bitirmek istiyorum. “Nereeeeden nereye.. Hayaldi! Bayrak da gönderden PKK’lılarca İndirildi.”
Umarım inadınız, intiharınız olmaz.
Esen kalınız.
NOT: Lice’de öldürülen iki PKK’lı için askerlerin silahlarına balistik muayene yapılacakmış. Siz o silahları askerin eline; “Tosbağa, kuş, fare avlasın” diye mi vermiştiniz?
Nazım Peker
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı