Nazım Peker
Nazım Peker

Kadına Şiddet ve Törelerimiz

Kadın nedir?

İnsan denen kıymetli ve şerefli yaratık ikilisinden birisidir. Kadın, cennetin ayakları altına alındığı tek yaratıktır. Evin düzenini, ailenin sosyal nizamını tanzim eden bir memeli türüdür. Karşılıksız seven, sevdiği için para talep etmeyen, evi, eşi ve çocukları için saçını süpürge eden müstesna bir hoşgörü timsalidir.

Öyle ise kadına yönelik bu şiddet ve terörün sebebi nedir?

Gün geçmiyor ki eşi, babası, kardeşi ya da oğlu tarafından katledilen kadın haberleri duymayalım! Oysa bizim toplumumuz, öldürmenin haram olduğunu deklere eden bir dinin de mensuplarıdır.

Nedir bu toplumun içinde bulunduğu ruh hali? Neden böyle bir noktaya geldik/getirildik? Resmi istatistiklere göre kadına yönelik cinayetlerde yüzde 1400 artış yaşanmaktaymış. Bu veriler ürkütücüdür, bu rakamlar insanın kanını donduracak türdendir. Günde ortalama beş kadın öyle ya da böyle bir cinayete kurban gitmektedir.

Dayak yiyenler, tacize uğrayanlar, sakat kalanlar, ruh hali bozulanları da eklerseniz; korkunç bir ruh sapmasının içinde olduğumuz ortaya çıkıyor. Kadın cinayetlerinin çoğunun, hayatlarına giren erkekler tarafından olduğu da ayrı bir gerçektir.

İnanın bu kadın cinayetlerini seyredip okudukça moralim bozuluyor, geceleri uyku uyuyamaz oluyorum. Nedir o boğazı kesilmiş, her bir parçası bir çuvala konmuş kadın cesetleri öyle? İntihar, tecavüz, taciz, boşanma haberleri de işin tuzu biberi oluyor.

Bu durum maalesef ülkemizin giderek bir CİNNET toplumu haline geldiğinin acı göstergesidir. Bunun ekonomik sebepleri kadar psikolojik ve insani sebepleri de elbette vardır. En önemli sebepse; Batı’nın bize verdiği maddi kültür ile yozlaşma, dinden uzaklaşma, ahlaki bozulma ve sosyal çözülmedir.

Okullarımız, camilerimiz, STK’mız, basınımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız, Hükümetimiz, Yasalarımız ne yazık ki bu bozulma, çözülme ve yozlaşmayı önleyemez durumdadırlar.

Yasak olmasına rağmen çocuk yaşta zorla evlendirmeler önlenemiyor. Koca dayakları durdurulamıyor, koca, baba, kardeş baskılarının önüne geçilemiyor.

Yani kadın, bir nevi toplumun stres topuna döndürülmüş vaziyette. Canı sıkılan, işi bozulan hıncını ve öfkesini kadında söndürmeye, kadında dindirmeye çalışıyor.  Bunun sonucun da gelinen nokta ortada.

Evlilik denen kurumun iki parçasından birisi erkek, diğeri de kadındır. Erkek hep korunur iken kadının bu kadar korumasız bırakılması hangi mantığın, hangi dinin kuralıdır?

Zina yapılan yere baskın yapılır. Kadınlar yakalanır erkekler görmezden gelinir. Oysa zina denen suç, iki kişiliktir, birisi kadın öbürü erkektir. Kadına ceza reva görülürken erkeğin görmezden gelinmesi hangi hukukun, hangi dinin emridir?

Anlayan var mı?

Çocuk yaşta evlendiriliyor kız. Kocası olacak anguttan, işkence görüyor, dayak yiyor. Dayanamıyor kaçıyor. Baba evine sığınıyor. Bir başkasına gönül veriyor ve onunla kaçıyor. Baba peşine düşüyor, acımasızca ve hunharca kızını öldürüyor. Adına namus cinayeti, töre cinayeti deniyor.  Kadın gördüğü şiddete dayanamıyor, boşanıyor. Devletten koruma istiyor, bugün yarınla geçiştirilirken adam, kadını öldürüyor. Yargılama sonucu 10-12 yıl toplam hapis net olarak 5-6 yıl yatıp çıkıyor. Buna hukuk denir mi? Bu hukukla bunun önüne geçilir mi?

Türkün töresinde bunun yeri olamaz, olmamalı.

Böylesi cinayetleri töre şemsiyesi altına alarak savunmak, bir zavallılığın işaretidir. İslam, kadına bunu reva görmüyor, biz kendimiz uyduruyoruz. Bu nasıl töre ve insanlık ki ellerinle büyüttüğün yavruna kıyabiliyorsun!

Ayrıca insanlarımızı tekrar TÜRK KÜLTÜRÜ ve İSLAM AHLAKI ile donatmalıyız ki bu tür cinayetler son bulsun. Hukuki ve polisiye tedbirlerle bunun önüne geçilemez. Adam suçuna razı olduktan sonra öldürebilir.

NOT: Bütün okurlarımın, Türk-İslâm âleminin Kurban Bayramı’nı kutlar. Her gününüzün, bayram coşkusunda ve mutluluğunda olmasını dilerim..
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!