Recep Tayip Erdoğan (RTE) 2002 milletvekili seçimlerinin propagandasını yaparken: “Türkiye’de 120.000 civarında resmi araç var. Bu araçları tasarruf için satacağım…” demişti.
Çok sevinmiştim. Böylesi düşüncelerin iyi olduğunu belirten bir yazı yazdıktan sonra; araçları satın, bir de teşekkür yayınlayayım demiştim.
Aradan on dokuz (19) yıl geçti. Resmi araçlar hala satılmadı. Sevincim kayboldu, öfkem arttı. Çünkü, gün itibariyle resmi araç sayımızın (makam araçların) sayısı yüz yirmi beş bin (125.000)’e ulaştı.
Erdoğan’ın Yeni Konuşmasından
RTE 1 Mart 2021 günü, “Kurumlarımız tasarruflu olsunlar. Ödeneklerin üzerinde harcama yapmasınlar…” dedi. Tasarrufa vurgu yaptı. Nasıl, iyi değil mi?
Geçiyorum. Kendi düşüncelerimi özetliyorum.
Ben Cumhurbaşkanı Olsam
Ben TC’nin Cumhurbaşkanı olsam; borçlanma, işsizlik, tüketicilik ve bir de salgın hastalık yaşadığımız böylesi zamanlarda tasarruf etmek için:
- Cumhurbaşkanlığı’na ait sekiz (8) uçağından yedi (7) tanesini hemen satar, tasarrufa başlarım.
- Sayıları bir bölük (belki tabur) danışman sayısını 3’e, 4’e indiririm. Millete derim ki: “Eleştiri ve önerilerinizi makama yazın.” Gele eleştiri ve önerileri (Külli aklı) uygularım. Millet benden danışmanlık parası almayacağı iyi danışmanlık israfını tasarrufa dönüştürürüm. Külli akıl yanıltmayacağı için bir de güven ve saygı kazanırım.
- Bin iki yüz (1.200) odalı bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda oturmam. Oradan hemen çıkarım, Çankaya’ya giderim. Sarayı ya kiraya verir gelen paralarla bir açığımızı kapatırım ya da bir iki günlük iş için Ankara’ya gelen yurttaşlarıma KONUKEVİ yaparım. Onları Ankara’nın barınma ve harcama sıkıntısından kurtarırım.
- Etrafımdaki emniyet çemberini kaldırır atarım. Milletten korkmam. Her ihtimale karşı 3-5 korumam olur.
- Cuma namazlarına, açılış, temel atma gibi törenlere yüzlerce araç ve güvenlikçiyle gitmem. Yolları kapattırmam. Birilerine: “Senin yalnız bir yıllık güvenlik maliyetin 25-30 milyar/trilyon lira” dedirtmem.
- Makamın çalışanları için değeri çok fazla ve yüzlerce makam aracı kullandırtmam. Üst düzeyde görev yapacak birkaç verimli kişi için 8-10 normal otomobil kullandırtırım. 125.000 makam aracından en fazla bin (1.000) kadarını bıraktırır, yüz yirmi dört bin (124.000) inini de sattırırım. Tüm kamu çalışanlarına derim ki: “Özel araçlarınızla yahut toplu taşıma araçlarıyla işinize gelip gideceksiniz.” Bu kalemden gelen parayla bir fabrika açtırırım.
- Tasarruf adına yapacaklarım sırf bunlar olmaz. Bunlar bir başlangıç olur. Sonrasında, kamu ve özel her yerde: “TASARRUFLU HAYAT, BORÇSUZ TÜRKİYE, KARNI TOK, BAŞI DİK ULUS” hedefli bir planlamaya geçerim.
“Aç tavuk kendisini darı ambarında görürmüş” diyebilirsiniz. Deyin. “Âlemin en akıllısı sen misin?” de diyebilirsiniz. Bu da kabul.
Bir iddia ve düşüncem daha var:
Çoğumuz Cumhurbaşkanı olacak, Türkiye’yi yönetecek kadar akıl, yetenekli ve vicdanlı. Atatürk hariç, sizin Türkiye’de Cumhurbaşkanı olmuş kişilerden neyiniz eksik? Türkiye boş değil. Türkiye’de arsızlığı, hırsızlığı olmayan çok insan var.
Bunu da geçiyorum, ilahi bir uyarı ile bugünü kapatıyorum:
Önce iki ayet meali: “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.” (Kuran, Saf: 61/1-2)