Neval Kavcar’ın yazısında, Kürt Açılımı olarak bilinen sürecin başarısızlıkla sonuçlandığı ele alınmaktadır. Yazar, bu sürecin Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli aracılığıyla yürütülmeye çalışıldığını ancak halkta karşılık bulmadığını iddia etmektedir. Açılımın MHP’ye zarar verdiğini, parti tabanında rahatsızlık yarattığını ve AKP’nin bu durumu MHP’yi manipüle etmek için kullandığını belirtmektedir. Makalede ayrıca, terör sorununa çözüm bulma girişimlerinin yanı sıra diploma yolsuzluğu ve ekonomik sorunlar gibi başka gündemlerin de süreci gölgede bıraktığına değinilmektedir. Sonuç olarak, yazar açılımın tek kazananının PKK olduğunu ve MHP ile CHP’nin bu süreçte kaybeden taraflar olduğunu öne sürmektedir.
Devlet Bahçeli’nin toplumdaki güvenirliği göz önüne alınarak, “Kürt Açılımı” ona yaptırıldı. Muhtemeldir ki, “PKK’nın fonksiyonu bitti, Öcalan’la görüşüldü, siz söylediğinizde bu iş bitecek” dendi.
Erdoğan hiç ortalarda görülmedi. Yeni değil önce nabız yoklatır, kötü olursa ondan olmasın. Hiç öyle olmadı, 30 PKK’lı tiyatrosunu kimse yutmadı. KCK denilen, PKK-PYD ve PJAK’ı kontrol eden ABD, PKK’yı bitiriyor gibi yapılmasına karşılık MHP’yi yedi. Hem de lideri Devlet Bahçeli eli ile.
Hatta parti akil adamlığa soyunduruldu, Erzurum ile başladılar. Erzurumlu yüz vermedi. İşin tuhaf yanı ittifak ortakları AKP-BBP kimseden “açılımla ilgili” çıt çıkmazken, MHP şamar oğlanına döndü. Biraz uyanır gibi oldular tam değil. Yıl sonuna kadar Aralık 2025 de bu iş bitecekmiş.
En başta dedikleri, PKK’nın hiçbir talebi olmadan çıt çıkarmadan.24 Ağustos 1984’e dönülecekmiş. Allah akıl, fikir versin.
Tabi, MHP teşkilatlarından Ankara’ya bilgi akıyor. Vatandaşın tavrı yansıtılıyor. Teşkilat insan içine çıkamaz halde. Yapılanın halkta karşılığı yok. İktidar elindeki medya gücüne rağmen yapılanı kabul ettiremedi. “Terörsüz Türkiye”yi anlatamamışken, diploma yolsuzluğu patladı. Nereyi tutsan elinde kalırken, ekonomi tepetaklak giderken alel acele komisyon oluşturuldu ki “en büyük ortaklık suç ortaklığıdır” hesabı yarın AKP yine kendini kenara çeksin.
Öcalan ve DEM’in geçtiğimiz mayıstaki görüşme tutanakları tam da bu kargaşada ortama salındı. Yok açılımı baltalamak için değil “kendi söyleyemediklerini ilk ağızdan duyurmak” için. Milleti törpülüyorlar.
AKP’li eski vekil, yazar, ülkücü kırıntıları da “Anayasa’daki değişikliği nasıl yapsak da vatandaşa yedirsek” peşindeler. Kimse yemez o bayat numaraları. Yapmayı planladıkları her neye bunu referanduma götürsünler diyeceğim “egemenliğimizi mi oylayacağız?”
MHP kendini gömdü anladık da vakitli kenara çekilsin ülkenin bekası kurtulsun. “Önce ülkem, sonra falan filan” palavra mıydı? Bal gibi AKP’nin kumpasına uğradılar. Şimdi Aralık’ta süreç bitsin de seçime kadar milleti “uyuturuz” diyorlar. Kolay sanıyorlar, Orta Doğu’da ABD ile dansı.
Bu arada YPG de Suriye’de Cumhurbaşkanı Şara ile dalaşıyor “bizi rahat bırakın” diyor. Suriye Kürdistanı yakındır.
Turpun büyüğü meğer MHP içinmiş. Başlıkta aranıyor dediğim suçlu MHP. Çünkü partinin DNA’sına ters açılım mayası tutmadı. Teşkilatlar bırak çalışmayı, yok oldular. Üç beş yağdanlıktan başka sesi çıkan olmadı.
Açılımın diğer kaybedeni de CHP. Onca B.Ş.Belediyesinde taş üstünde taş kalmazken DEM’liler türkü söyleyerek aradı eşeği. CHP’yi yalnız bıraktı. Çünkü Erdoğan’la anlaştılar.
Açılımın tek kazananı PKK velhasıl.
