Sağlanan metinler, Türkiye’deki muhalefetin ve Türk Milliyetçilerinin izlemesi gereken siyasi stratejilere odaklanmaktadır. Yazar, CHP’nin öncelikle “kumpastan çıkması” ve ardından muhalefetin anayasal zeminde buluşması gerektiğini savunmakta, DEM Parti’den medet umulmaması gerektiği görüşünü belirtmektedir. Metinler özellikle PKK açılımının bir ABD-İsrail projesi olduğu ve uzun vadede bölünmeye yol açabileceği endişesini vurgulayarak, bu görüşmelerin meclisten çıkarılması çağrısında bulunmaktadır. Türk Milliyetçilerinin sandık güvenliği dahil olmak üzere kapsamlı stratejiler geliştirmesi ve örgütlenmesi gerektiği belirtilirken, muhalefetin oylarını Türk Milliyetçilerinden ve Cumhur İttifakı’nın bıkkın tabanından alacağı öngörülmektedir. Son olarak, metinler mevcut iktidarın şer açılımını meclise taşıyarak milleti arkasına alma çabasına dikkat çekerek, bu duruma karşı kitlesel bir mücadele döneminin yaklaştığını ifade etmektedir.
Geçmişte CHP zihniyetinden çok çekmiş; mesela sürülerek işsiz kalmış, mesela yandaş savcılarca cezaevine atılmış, üniversitede sürekli olayların içinde okumaya çalışmış, solcularla mücadele ederken hayatı ıskalamış, eşinin kardeşini komünist katillerin şehit ettiği, 12 Eylül’de yine sakıncalı personel olarak işsiz kalındığı dönemden geliyorum. O bakımdan; en küçük kaybı olmamış olanlar olumsuz değil yapıcı olsun. Başka Türkiye yok.
Şu an içinde bulunduğumuz hal de Cumhur İttifakı yanına bölücü ırkçı Kürtçü yedi düvel emrindekileri aldı. Şu saatten sonra CHP bilecek ki, DEM’den hayır yok.
Bu arada Türk Milliyetçileri masa önlerine geldiğinde elleri kuvvetli oturacak. Nasıl olacak o? Başta Türk Ocakları Twit atmanın birkaç adım ötesine geçip, şubelerinin olduğu yerlerde “PKK Açılımı ve bölgesel problemlerde Türkiye’nin çıkmaz sokağa” girdiğini anlatan toplantılar yapmalı.
Türk Milliyetçisi partiler de geniş kapsamlı salon- alan toplantıları ile bazen birlikte Türk Milletini aydınlatacak, sosyal medyada daha güçlü hale gelecek stratejiler geliştirecek. Asla geçmişte o hata, şu hata denmeyecek. Bunlar liderlerin toplantısına bırakılmalı.
PKK açılımının ABD-İsrail projesi olduğu, uzun vadede bölünme getirebileceği üzerinde hemfikir olunup, PKK görüşmelerinin meclisten çıkarılması adımında anlaşılmalıdır. Zira; Ülkenin her bakımdan çivisi çıkmış durumdadır. En basit tokatlama olayında mafyadan yardım isteyen insanlar bize devletin yaylarının gevşediği, Türk Milletinin devlet mekanizmasına güveninin sarsıldığımı göstermeli. Velhasıl öncelikle devlet kurumları onarılmalı, ekonomi düze çıkarılmalı, vatandaşın parasının yanlış yerlere aktarımının önü kesilmelidir.
CHP “Öcalan Açılımından vaz geçmez, son anda olmadık adayı ortaya kor” gibi söylemlerin tek suçlusu CHP değil. O sırada masada oturanlar da samimiyetsiz davranmış, CHP’yi arkadan vurmuştur. Adayı son ana bırakmak değil de üzerinde anlaşıp başına bir şey gelmeyecek zaman diliminde açıklamakta fayda var.
Şu an freni bozuk kamyon gibi devleti uçuruma sürükleyen “Öcalan Açılımı” milletten gizli, önemli sonuç doğuracak düşünce gelişimi 51 vekilin tasarrufuna bırakmak, Türk Milletini hiçe saymaktır.
Özet: Muhalefet; DEM’den değil Türk Milliyetçilerinden, yıpranmış, perişan olmuş, işsiz kalmış, üniversite bitirmiş evde oturan 5 milyon ev gencinin ailesinden ve aldığı asgari ücreti ev kirasına yetmeyen garip gurebadan ve Cumhur İttifakın bıkkın tabanından oy alacaktır.
***
TÜRK MİLLETİ PKK AÇILIMINA KARŞI
Türk Milliyetçilerinin, şehit ve gazi yakınlarının en çok üzüldüğü konuların aşında geliyor. İktidar ve MHP, şer açılımını meclis çatısı altına taşıyarak sanki milletin muvafakatini almış gibi davranış içindedir. O kadar gazi ve şehit yakınlarını bu sürece dahil etme stratejisi içinde, devletten çeşitli yardım alan bu kitleyi kullanma kararı alınmıştır.
En basit örneği, Fırat Çakıroğlu’na “devlet şehitlik unvanı” verilerek, annesinin ağzından bildiri hazırlandığını hatırlayalım.
Velhasıl, kitlesel, her cephede savaşılacak dönem önümüzdedir. Ya bu son şans heba edilecek ya da birleşip milletin selameti, devletin bekası için AKP iktidarının son bulması anlamında; başta sandık güvenliği dahil olmak üzere kapsamlı strateji geliştirilecektir.
Yan çizenler, son anda satanlar iktidarla anlaşma içindedir, ondan sonrası iş Allah’a kalmış demektir.
