Hasip Sarıgöz tarafından kaleme alınan bu köşe yazısı, adı belirtilmeyen bir siyasi otoriteye karşı yöneltilmiş, ağır suçlamalar içeren ve oldukça sert bir eleştiri manifestosudur. Yazarın temel itirazı, muhatapların “Bebek Katili ve Terörist Elebaşısı Öcalan” ile müzakereye girmesi ve onu ziyaret etmesi gibi eylemlerle ülkeye ve millete ihanet ettiğine dair inancıdır. Metin, bu kararların Anayasaya aykırı olduğunu, halkın iradesi sorulmadan yapıldığını ve özellikle şehit ailelerinin, gazilerin ve Türk milletinin onurunun hiçe sayıldığını vurgulamak için bir dizi retorik soru kullanır. Sarıgöz, siyasetçilerin terörle mücadele vaadinden dönerek “teslimiyet ve müzakere” yolunu seçtiğini iddia ederken, muhatapların Türk kanı veya genini taşımadığını düşündüğünü dahi belirtir. Yazar, bu ihanetin telafisi olmayacağını belirterek, suçlananların kesinlikle bir iç savaş çıkaramayacağını ve ülke bütünlüğünü böldüremeyeceğini vurgular; aksine, kendileriyle sonsuza dek mücadele edileceğini ve hepsinin yargılanıp hesap vereceğini sert bir dille ilan eder.
İmralı’ya, Bebek Katili ve Terörist Elebaşısı Öcalan’ın ayağına gittiniz!!!
Öyle mi?
Yazıklar olsun!
Kanı ve geni bozuklar olduğunuzu zamanında anlayamadık!
Bize de yazıklar olsun!
Büyük Türk Milleti, size böyle bir görev verdi mi?
Hayır!
Anayasamızda ve kanunlarımızda terörle müzakere ve teröristlerle anlaşma var mı?
Yok!
İşinize gelen her konuda “Millet İradesi” diye böğürüyorsunuz ve hemen referanduma gidip, milletten onay alıyorsunuz ya…
Sordunuz mu şimdi?
- Bebek Katili Öcalan’ın ayağına gidilsin mi?
- Terörist Elebaşısı ve eşkıya bozuntusu şerefsizler hapisten çıkarılsın mı?
- Memleketin bir bölümüne özerklik verilsin mi?
- Anayasadan Türklük çıkarılsın mı?
- Türkçe tek resmi dil olmaktan çıkarılsın mı?
Sordunuz mu Millete?
- Şehit annelerinin yüreğine basılsın mı?
- Sordunuz mu, yüreği yanık şehit babalarına, ay yıldızın yanına bir paçavra asılsın mı?
- Sordunuz mu, Öcalan’ın yerine Milletin şeref ve haysiyeti asılsın mı?
- Sordunuz mu firdevsi aladaki şehitlere, onların oluru var mı?
- Sordunuz mu, o dağlarda kolunu, bacağını, böbreğini, dalağını ve gözlerini geride bırakan kahramanlara?
- Sordunuz mu, yıllarca kan ve ter döken, dizlerinde menisküs yırtığı, bellerinde fıtık olan yiğitlere, haklarını helal ediyorlar mı?

Sordunuz mu?
HAYIR!
Öyleyse siz ne ayaksınız?
Hangi milletin kanını, hangi ırkın genini taşıyorsunuz?
Siz millete, ne vaat ederek oyunu aldınız?
Terörle mücadele…
Şimdi yaptığınız ne?
Teslimiyet ve müzakere?
Siz hangi ihanet rüzgarının fırıldağısınız?
Teröriste paye, teröre gaye verirken sordunuz mu hiç kendinize, danıştınız mı kara vicdanlarınıza?
Mademki, böyle bir ihaneti seçtiniz, bilin ki artık dost, kardeş ve kandaş değiliz!
Bilin ki, sonsuza kadar bile olsa sizinle mücadele edeceğiz ve yemin olsun ki sizi alt edeceğiz.
Ne yaparsanız yapın, o bebek katilini Türk Milleti’nin tıktığı o delikten çıkaramayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın, teröristler karşısında Türk Milleti’ne boyun eğdiremeyeceksiniz.
Ne yaparsanız yapın, Türkiye’de bir iç savaş çıkartamayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın, sınırımızda bir terör devleti kurduramayacaksınız.
Ne yaparsanız yapın, ülkemizi böldüremeyecek, milletimizi öldüremeyecek ve yurdumuzu işgal ettiremeyeceksiniz.
Fakat, bu yaptıklarınız yanınıza kar kalacak sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz!
Hepiniz yargılanacaksınız!
Hepiniz hesap vereceksiniz!
Ve hepiniz hak ettiğiniz cezayı alacaksınız!
Unutmayın, bu yaptıklarınız fitil fitil burnunuzdan gelecek!
Çünkü son pişmanlığın ve yalanlarınızın fayda etmeyeceği bir yola girdiniz!
Çünkü Türk töresinde; ihanetin telafisi ve kahpeliğin de bahanesi yoktur!
Biline…