Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Diyanet’in Tarikatlar Raporu -7

Diyanet’in Tarikatlar Raporu -7

Önce uzun bir alıntı yapmak zorundayım.

“1980’li yıllarda ortaya çıkan ve tefsir sohbetleri şeklinde başlayan mealcilik akımının 2.000’li yıllardan itibaren yeni bir dini yaklaşıma evrildiğini müşahede ediyoruz. Bu ise “İslam Kuran’dan ibarettir”; “İslam adına söylenecek her şey Kuran’da yazmaktadır”; “Kuran bize yeter,  hadisler ya İsrailiyat içeren güvenilmez malzemedir ya da Kuran’a uyan alınmadır, uymayanın uydurma olduğuna hükmedilmelidir” ve benzeri ifadelerle kendisini tanımlayan Kurancılık akımıdır. Kurancılık akımı aslında 19. yüzyılın sonlarında İngiliz sömürgesi olan Hint altkıtasında ortaya çıkmış, daha sonra yine aynı bölgede Kadiyaniye-Ahmediye adlarıyla ümmetin ana omurgasından kopmuş bir akımdır…” (Sayfa: 30)

“İlginç bir biçimde Kurancı akım, içine girdiği akıl yürütme biçimindeki tutarsızlıklar yüzünden sürekli savrulmaktadırlar. Bir kısmı bu yaklaşımlarını açıklayamadığını düşündükleri Kuran’ın bazı ayetlerini reddetmeye kadar vardırmıştır…” (Sayfa: 31)

Konuya girmeden önce iki hususa değineceğim:

1-Diyanet bu raporunun değişik sayfalarında “dini gelenek”ten söz etmekte, dini geleneği desteklemektedir. Dini geleneğin içinde Kuran olduğu gibi, “hadis” adı altında, Kuran’ın açık hükümlerine aykırı söz ve davranışlar, zamanı geçmiş fıkıh yorumları, Musevilikten geçme hikâyeler de var. Yani bugün Türkiye’de yaşanan İslam, Hz. Muhammed’in yaşayıp öğrettiği katkısız İslam değildir; katkılı İslam’dır. Diyanet, katkılı İslam’ı esas alarak yola çıktıktan sonra, Orijinal İslam’ı aramaz, arayanları da suçlar. Yukarıdaki alıntılarda olduğu gibi.

2-Diyanet’in “Mealciler, Kurancılar” diye suçladığı kişiler Türkiye’de Kuran’ın peygamberi Hz. Muhammed’i inkâr etmiyorlar. Ben Türkiye’de Kuran esaslı İslam arayanların hiç birisiyle tanışmış değilim. Dinlediğim ve kitaplarını okuduğum kadarıyla bu kişiler Hz. Muhammed’in peygamberliğini kabul ediyorlar ve O peygambere itibar ediyorlar. Bu kişilerle İngilizler arasında bağlantı kurmaya kalkmak, bu kişilerden bir kısmını “Kuran’ın bazı ayetlerini reddediyordiye suçlamak ayıptır ve büyük bir günahtır. Ben Türkiye’deki Meal/Kuran esaslı çalışma yapan ilahiyatçıların hiç birisinden, Kuran’ın bir tek ayetini reddettiklerini ne kendi ağızlarından ne de bir başkasının ağzından duymadım. Bu raporu yazanlar ve onaylayanlar zanda bulunuyorlar, iftira atıyorlar. Zannın ve iftiranın günah olduğunu anlatan Diyanet Müslümanlara kötü örnek olmaktadır.

Diyanet, “Mealciler”in: “İslam Kuran’dan ibaret’tir. İslam adına söylenecek her şey Kuran’da yazmaktadır. Kuran bize yeter. Kuran’a uymayan hadislere itibar edilmemelidir.” Gibi örüşlerinden rahatsız. Bunların nesinden rahatsızsınız? Bunları söyleyen kişiler Müslümanları İslam’ın esasına çağırıyor. Aslında bunları Diyanet olarak sizin savunmanız gerekirdi.

İslam dini tabii ki Kuran’dan ibarettir. Allah İslam dininin iman, ibadet, ahlak, muamelat gibi tüm esaslarını Kuran’da toplamıştır. Allah’ın bildirdiğine ve İslam tarihinin “mütevatır” kaynaklarına göre Kuran, Allah’ın indirdiği gibi eksiksizdir. Önceden de belirttiğim gibi İslam Peygamberi ölmeden önce, Arafat Dağı’ndaki konuşmada: “Size bir emanet bırakıyorum. Ona sarılırsanız sapıtmazsınız. O emanet Allah’ın kitabı Kuran’dır” diyor. Peygamber bile bize: “Size Kuran yeter” dediği halde; neye “İslam Kuran’dır” diyenlere kızıyorsunuz? İnsan bu cümleyi yazarken hem Allah’tan korkar, hem Müslümanlardan utanır.

Diyanet, “Mealciler” dediği kişilerin; “Kuran’a uymayan hadislere itibar edilmemelidir” düşüncelerine de kızıyorlar ki, bunu raporlarına bir eleştiri konusu olarak almışlar. Birileri çıksa da, “Kuran’a uymayan hadisleri alalım. Bunun yararı var zararı yok” dese iyi mi olacaktı, bunu mu beklerdiniz? Sizin kafanıza kim, hangi amaçla girdiyse saf ve özgün Kuran imanına kızıyorsunuz.

 

Bu durum karşısında ben Diyanet’in bu raporunu hazırlayan ve onaylayan kişilere: “Kuran müşrikleri” diyorum. Siz Allah’a şirk koşmuyorsunuz ama, Kuran’a şirk (eş, ortak bulmak) koşmak için uğraşıyorsunuz.

 

Allah’ın Tanıttığı Kuran

Burada sözü Allah’ı bırakalım. Hakem Allah olsun. Allah’ın Kuran hakkında söylediği ayetlerden birkaçını yazıyorum. Bu ayetleri düşünerek Diyanet’in raporunu hazırlayan ve onaylayan üst düzey Diyanetçiler hakkındaki hükmü siz verin.

  • “.. Kitapta (Kuran’da) biz hiçbir şeyi eksik bırakmadık…” (Enam: 6/38)
  • “Doğrusu bu Kuran, en doğru olanı gösterir…” (İsra: 17/9)
  • “Biz sana Kitabı indirdik ki, hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklayasın ve inanan bir kavim için, (o kitap) yol gösterici ve rahmet olsun.” (Nahl: 16/64)
  • “Allah, birbirine benzeyen, ara ara yinelenen en iyi anlatımlı kitabı (sözün en güzelini) indirmiştir…” (Zümer: 39/23)

Bizim elimizde olan bu Kuran Diyanette de var. Diyanet halkımızı neden bu ayetlere göre mümin-Müslüman olmaya çağırmıyor da şeyhler dervişler gibi kenar yollara çekiyor?

Türkiye’de halkımızın bir bölümü Kuran Müslüman’ı olmak yerine tarikat-cemaat Müslüman’ı oldu. Neden? Çünkü Diyanet halkımızı Kuran Müslüman’ı olmaya çağırmıyor; şunun bunun Müslüman’ı olmaya çağırıyor. Olay bu kadar basit ve açık. Peki inancı sağlam Müslümanlar böylesi bir sıkıntıyı nasıl aşacaklar?

Şu şeyh-derviş, tarikat-cemaat Müslümanlığına itibar etmedikleri gibi, böylesi Diyanet’e de itibar etmeyecekler. Unutmayalım ki, bizi gelenekçi, tarikat-cemaatçi yapan Diyanet’e inanıp güvenmek Müslümanlara yarar değil, zarar vermektedir.

 

Devamı var

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!