Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Din Adına Aptallaştırma

featured

Kuran’da ve Hz. Muhammed’in hayatında beş yaşındaki çocuklara abdest aldırmak, camiye götürmek, ihram giydirip tavaf ettirmek gibi bir dindarlık yoktur. O yaştaki çocuklarımızın dengeli beslenmeye, düşünsel özelliklerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. 8-10 yaşındaki çocukların eline bıçak verilip kan akıtma ruhu yaratmak yanlıştır. Bu yaştaki çocuklara metafizik bir simge olan şeytan taşlamayı öğreteceğimize, içinde yaşadığı dünyanın yapısını öğretelim, onları tarım, orman, sanayi, teknoloji ili baş başa bırakalım.

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) bir protokol imzalanmıştı. Adı ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) olan protokole göre DİB okullarda faaliyette bulunuyor. Bu faaliyetlerin Bazıları şöyle:

Öğrencilere cami ve mezarlık temizliği yaptırmak. Sınıflara Kâbe maketi koyup öğrencilere tavaf yaptırmak, şeytan taşlatmak. Çocukları sabah namazlarına götürmek. Çocuklara küçükbaş hayvanların maketi üzerinden kurban kestirmek, türbecilik yaptırmak. (Menemen’de öğrenciler İlçe Müftüsü ve İzmir Müftü Yardımcısı’nın öncülüğünde, Kubilay’ın testere ile boğazlanmasına sebep olduğu için idama mahkûm edilen; yaş haddi nedeniyle cezası müebbet hapse çevrilen Nakşî-Kadrî Şeyhi Esat Erbili’nin mezarını ettirmek) gibi.

Bu olaylar bize MEB ile DİB yöneticilerinin (büyük çoğunluğu) akıl, sağduyu, insanlık, vicdan, ruh bilimi gibi erdemlerden uzak olduklarını gösteriyor. Bu olaylar bize Diyanet’te İslam’ı doğru anlayan, sırf Allah’tan korkan, samimi yaşayan yönetici, müftü, vaiz ve hoca sayısının tükendiğini din tahripçilerinin arttığını belgeliyor.

Bakın, Türkiye’nin her alanında olduğu gibi, MEB ve DİB’te de uygarlık, Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığı var ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. Biz bunlara “durdemedikçe; Araplaşacağız, ilkelleşeceğiz.

Türkiye’deki aymazlığın, sapıklık ve hainliğin zirve yapması hayra alamet değildir. Ecelimizi bekler gibiyiz. Bu sessizlik ahmaklıktır. Çocuk, genç, öğrenci, yetişkin ve yaşlılarımız; “Din ve Değerler Eğitimi” adına aptallaştırılıyoruz. Bu durum karşısında hepimiz ilgililere: “Okullarda eğitimci Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerimiz var. Diyanet işine baksın, cemaatle uğraşsın” demeliyiz.

Diyanet’in bugünkü kadrosu (başkanı, uzmanı, müftüsü, vaizi, hocalarıyla itibariyle çoğu) değil okullarımızda eğitimcilik yapama, kendi görevini bile yapmaktan acizdir. Bunların birçoğu bizim huzurumuzu bozuyor. Örneğin bunlar birlik, sevgi, saygı gibi insani erdemleri yayacakları yerde; Atatürk’e lanet okuyarak fitne-fesat yaratıyor, Türkiye Cumhuriyeti ile uğraşıyor, tarikat-cemaat şeyhlerini kutsallaştırarak tevhit inancını bozuyor. Bu durumda bize düşen görev okullarımızı Diyanet’ten kurtarmak, huzur ve uygarlığın kılavuza öncülük edecek bir Diyaneti kurmaktır.

Kuran’da ve Hz. Muhammed’in hayatında beş yaşındaki çocuklara abdest aldırmak, camiye götürmek, ihram giydirip tavaf ettirmek gibi bir dindarlık yoktur. O yaştaki çocuklarımızın dengeli beslenmeye, düşünsel özelliklerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. 8-10 yaşındaki çocukların eline bıçak verilip kan akıtma ruhu yaratmak yanlıştır. Bu yaştaki çocuklara metafizik bir simge olan şeytan taşlamayı öğreteceğimize, içinde yaşadığı dünyanın yapısını öğretelim, onları tarım, orman, sanayi, teknoloji ili baş başa bırakalım.

Diyanet bunu yapmıyor; “Ahret, ahret” diyerek çocuk, genç, yetişkin her kesimi mistik, miskin, sürü, fakir, güdülen bir sürü yapmak için uğraşıyor. Buna karşı çıkalım. Diyanet bizim dünyamızı bu bozuyor. Kuşkunuz olmasın, bu dünyası bozuk olanın öbür dünyası da bozuk olur.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!