Bugün 23 Nisan… 100 yıl olmuş meclisimiz açılalı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk çocuklara bu bayramı hediye edeli. Gurur duymamak mümkün mü? Ülkesini seven, Atatürk’ü kalbinin derinliklerinde yaşatan birinin bu bayramdan aldığı hazzı tarif edebilmek mümkün mü?
Herkese, hepimize kutlu olsun Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız.
Gönül dilerdi ki bu bayramda meşhur 23 Nisan şiirindeki gibi “neşe dolsaydı insan”…
Heyhat! Bu bayramda tüm çocuklara öyle bir bayram hediyesi(!) var ki…
“KAN DONDURAN OLAY! 9 YAŞINDAKİ KIZI CEYLAN’I DÖVEREK ÖLDÜRDÜ!”
Haber Gaziantep’ten… Detayı kısaca şöyle:
“Olay, geçen cuma günü Güzelvadi Mahallesi’nde meydana geldi. Bir yıl önce tartıştığı eşi Rukiye Aslan’ın boğazını bıçakla kestiği için cezaevine giren ve tahliyesinin ardından artık baba evinde yaşayan eşinden 3 çocuğunu alarak, yaşadığı eve dönen Müslüm Aslan, büyük kızı Ceylan’ı hortumla dövdü. Küçük kız hayata tutunamayarak 21 Nisan’da hayata veda etti.”
Müslüm Aslan adlı baba müsveddesi kim mi? Söyleyeyim efendim:
Hani şu geçen hafta bir yasa çıktı ya! Hani af değildi de ceza indirimiydi ya! Hani kader kurbanları vardı ya! İşte onlardan biri.
Ve işte bu yasanın ilk bayram hediyesi… Artık kapkara güzleriyle kaderine sitem eder gibi başını yana eğmiş bakışıyla hatırlayacağımız dünyalar tatlısı kız artık yok.
Ve başka bir haber gazetelerden… Emrah Serbes açık cezaevine geçti.
Emrah Serbes’i hatırlamayan yoktur sanırım. “Benim adım Emrah Serbes, sonunda T yok.” diye şov yaptığını sanan, sarhoş sarhoş bir aileyi yok eden, sonra da dinleyenleri salak (çok affedersiniz, bu defa yazacağım) yerine koyup kameralar karşısında “Hiçbir şey bir genç kızın hayatı etmez!” diye rol kesen pislik…
Hani şu geçen hafta bir yasa çıktı ya! Hani af değildi de ceza indirimiydi ya! Hani kader kurbanları vardı ya! İşte bu da onlardan biri.
Alaaddin Çakıcı, Erol Evcil gibi magazin yönü olanlardan, on binlerce insanı mağdur etmiş on binlerce “kader mahkûmları(!)”ndan hiç söz etmeyeceğim ama Çiftlik Bank’ın mucidi, meşhur kader kurbanı Mehmet Aydın’dan, nam-ı diğer “tosuncuk” tan söz etmesem olmaz. Bu garip kader kurbanı, ülkeye dönerse, yasadan yararlanacaklardan biri de o!
“Dolandırdıkları ne olacak şimdi?” diye bana sormayın lütfen…
Bir de eski “kader mahkumları”ndan bir haber… Eski dediysem, çok eski değil. 2018 yılından…
“Kayseri’de, bir villanın güvenlik noktasında uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren güvenlik görevlisi Sami Yılmaz’ın (47) cinayet şüphelisi, daha önce kardeşinin de aralarından bulunduğu 7 kişiyi öldürdüğü iddia edilen, çeşitli ceza indirimlerinden yararlanıp 2017 Şubat ayında da cezaevinden tahliye edilen ‘Avcı’ lakaplı Hamdi Kayapınar (39) olduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan Kayapınar’ın, Yılmaz’ı, çok beğendiği silahı için öldürdüğünü söylediği belirtildi.”
Öyle çok ki bu afla çıkıp geri dönenler… O kadar çok ki arkalarında bıraktıkları gözü yaşlılar…
Şimdi tutup da birileri, “Sen hiç okumadın mı kardeşim, yüz bin kapasiteli hapishanelerde 300 bin kişi var. Korona da var, bir yayılırsa…” demezler umarım. Merak buyurmayın. Bu memlekette yaşıyorum ve bunu ben de biliyorum. Elektronik kelepçeler var, salgın geçinceye kadar ev hapsi var, istediğiniz kadar yok sayın, ekonomik sıkıntılarla içeri düşenler var, ayıklayabilirseniz gerçekten kader kurbanları var. Dahası bu af tasarısı, pardon (ne farkı varsa) ceza indirimi tasarısı koronanın k’si yokken birilerinin diline pelesenk olmuştu.
Neyse konumuza dönelim. Son olarak, bu af yasasının söylentisi çıktığı günden beri, bu tasarıyla ilgili olarak iki yazı yazdım. Bir paragrafı bu iki yazıda da kullandım. Üstelik ikincisinde “cezaevinden izinli çıkanlar”ın işlediği cinayetlerden söz etmiştim. (*)O paragrafı burada bir kez daha kullanmak istiyorum:
“Kütahya’nın Simav ilçesinde hayatı MHP’ye hizmet etmekle geçmiş bir İbrahim Aydar var. Onun ülkücü, dağ gibi yiğit oğlu Fatih, uyuşturucu tacirlerinin işlerini bozduğu için maşaları tarafından öldürüldü. O aslan parçasının katilleri dışarı çıktığında babasının yüzüne bakmaya cesaret edebilecek misiniz?”
Şimdi size sesleniyorum, son af yasası için parmak kaldıran sayın vekillerimiz… Size sesleniyorum bu af yasasını hazırlayanlar…
Bakın öbür taraftan 9 yaşındaki Ceylan bakıyor. Çocuk bayramında melül, mahzun… Şimdi onun gözlerine bakın bakalım.
Bakın, bakın…
*YÜREKLER YANIYOR ve SİZ HÂLÂ…
