Yusuf Dülger
Yusuf Dülger

Ak Parti’de Atatürkçü Ciddi Bir Kesim Var mı?

Önceki yazımda Aydınlık Gazetesi’nin 1 Ağustos 2019 günü, Optimar Araştırma Şirketi’nin bir araştırmasına dayanarak, “Atatürkçülük AK Parti İçinde de Etkili” başlığıyla verdiği haberin bir bölümünü değerlendirmiştim. Bu yazıda o haberin kalan kısmını değerlendiriyorum.
 
Aydınlık Gazetesi orada bir de şöyle ara başlık kullandı:
 
“AK PARTİ DE ATÜTÜRKÇÜ CİDDİ BİR KESİM VAR”
 
Bunu Optimar’ın sahibi iddia ediyor, Aydınlık da kamuoyuna iletiyor. Diyelim ki, Optimar’a: “AKP inişte, Türk halkının sağduyusu AKP’yi gönderecek, sen AKP’yi Atatürk ile boyala da AKP’nin ömrü uzasın” görevi verildi; Optimar’ın sahibi de bunu yaptı. Peki Aydınlık Gazetesi’ne ne oldu da üç sayfalık bir yorum haberin içinden: “AK PARTİ’DE ATATÜRKÇÜ CİDDİ BİR KESİM VAR” cümlesini öne çıkarıyor, AKP’yi cilalıyor? Bunu biraz düşünelim.
 

Biraz düne bakmak gerekiyor:
 
Bu AKP’nin (yahut önde gelen AKP’lilerin) arkasını ve gerisini biraz deşelesek kimler çıkar biliyor musunuz? Said i Nursî saygısı çıkar, Mursi ve Numeyri sevgisi çıkar, İhvan kültürü çıkar, Hikmetyar’ın dizleri çıkar, Tarikat-cemaat baronları çıkar. Çıkar da çıkar ama; hiçbir zaman ve asla ATATÜRK çıkmaz, tersine Atatürk düşmanlığı çıkar.
 
Size, çiçeği burnunda birkaç olayı hatırlatayım; AKP’lilerin, “İki sarhoşun yaptığı kanun” diyerek aşağıladıkları iki kişiden birisi ATATÜRK değil miydi? “Cumhuriyet bizi tarihimizden, kültürümüzden ve dinimizden kopardı. Bu rejim bizi Hıristiyanlaştırmak için kuruldu” iftira ve yalanlarını uyduranlar AKP yöneticileri değiller miydi? “ATATÜRK ve İnönü bizi Lozan’da sattı” diyenler AKP’de değiller mi? Daha dün, ATATÜRK’e, ATATÜRK’ün anne ve babasına alçakça iftira atanlar, “Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunanlılar kazansaydı” diyecek kadar adileşen “FESLİ/PÜSKÜLLÜ BELA”yı hastanede ziyaret edenler, o belanın tabutunu taşıyanlar bugünkü AKP’liler değil de kimlerdi? Şimdi AKP’de “Atatürkçü ciddi bir kesim var” öyle mi? Yahu siz bizi, bu Türk milletini balık yerine mi koyuyorsunuz? Yapmayın, biz insanız.
 
“Kırk yıllık Kani, Olur mu Yani?”
 
“Ak Parti’de Atatürkçü ciddi bir kesim var” cümlesini okuyunca, “Kırk yıllık Kani, ..” tekerlemesi geldi aklıma. 1969’dan beri ruh kökünden aynı çiçek açan AKP’de, köklerinde Mustafa Sabrilerin, İskilipli Atıfların suyu bulunan AKP’de Atatürkçüler barınabilir mi? “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu tescil edilmiş bir partide, ciddi bir Atatürkçü kesim barındırılır mı? Yirmi yıldır “malum” insan tipini inşa eden AKP, Atatürk modeline geçit verir mi?
 
Kuruması büyük oranda gerçekleşmiş, kabuklarının altı kurtlanmış bir ağacı yaşatmak nasıl boşuna ise; AKP’yi yaşatmaya çalışmak da öyledir. Artık AKP; temelleri rutubetlenmiş, demirleri paslanmış, sütunları çürümüş tehlikeli bir binadır. Bu bina mutlaka yıkılacak. Böyle bir binayı ayakta tutmak isteyenler o binayı ayakta tutmaya çalışırlarsa, o enkazın altında kalırlar.
 
Atatürkçüler Nasıl Olur?
 
Bize diyorsunuz ki: “AK Parti’de Atatürkçü ciddi bir kesim var.” Diyelim ki öyle. Peki, ATATÜRKÇÜ CİDDİ BİR KESİM nasıl olur, nasıl davranır? Bu kişi ve kesim Akılcılığı, bağımsızlığı, üreticiliği, Atatürk’ün anladığı ve uygulamaya koyduğu Türk milliyetçiliğini esas alır ve bu ilkelerin AKP’de yerleşmesi için uğraş verir. Şimdi, bu yönüyle AKP’ye bakalım.
 
AKP’de “itaat kültürü” var; akıl ve irade yok. AKP’de bütünüyle Genel Başkan’a bağlılık var, itiraz hakkı yok. AKP “bağımlı olarak” vücut buldu; yediği tokat ve tekmelerle bağımlılığın zararlarını gördü, şu anda bağımsız olmaya çalışıyor gibi ise de, “ipim çekilmesin” diye, özgürleşemiyor, özgürleşemez. AKP üretici değil tüketici; ATATÜRK ve Cumhuriyet’imizin bütün birikimlerini sattı; Türkiye’yi ekonomik açıdan da çökertti. AKP’nin öncüleri İslamcılık yaparak, ATATÜRK milliyetçiliğini “ayaklar altına alarak” iktidar oldular ve iktidarlarını böyle sürdürüyorlar. AKP’nin beyin takımı ve iskeleti “Türk milleti”ni soysuzlaştırmak, Türkçenin yerine Arapçayı egemen kılmak için var gücüyle uğraşıyor. Saydığım bu olumsuzluklar ve daha onlarcası, dün olduğu gibi bugün de Türkiye’de uygulanıyor. Şimdi burada şunu sorayım:
 
Bütün bu olumsuzluklar karşısında, AKP’den bir tek kişi yahut küçük bir grup çıkıp, millet ve ATATÜRK karşıtlıklarına bir kez olsun: “ATATÜRK BÖYLE YAPMAMIŞTI, ATATÜRK’E VE CUMHURİYET’İMİZE ZARAR VERİYORSUNUZ. BU YIKIMI DURDURMAZSANIZ AKP’DEN AYRILIYORUZ” diyebildi mi? Hayır. Öyleyse, AKP’deki Atatürkçü kesim nerede?
 
Siz bakmayın 15-16 Temmuz gecesi, saltanatının dış ve-hain ortakçısı-iç güçler tarafından yıkılmaya başladığını görünce; bayrak ve ATATÜRK posteri asmak zorunda kalanlara. Böylelerinin varlık ve uğraşıları ATATÜRK için değildir. Bakın sana, böyleleri dereyi geçmek için Öcalan’dan yardım ummaya, PKK ile-dolaylı yollardan-ilişki kurmaya başladılar.
 
Şunu da dile getireyim: Düşünce ve yolumuzda bir kişiye düşmanlık yok; Atatürk ve eserine bağlılık kastı, tutarlı olma duyarlılığı var.
 
Ben Türkiye’de, hiçbir kimsenin “OYUNCU” olmasını istemiyorum. Hiç kimse milletimizi yanıltmasın istiyorum. İdealimdeki insan modeli ve öncülük budur.
 
 
Bir sonraki yazımın başlığı: KATKISIZ ATATÜRKÇÜLÜK

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!