Yeni Çözüm Süreci Planı
Abdülkadir Selvi Hürriyet’te yeni bir çözüm sürecinden dem vurdu.
Kandil, İmralı ve MİT hattında yeni iletişim kanallarının devreye girdiğini anlamamak için hödük olmak icap eder.
Belli ki birileri yeni bir çözüm süreci için düğmeye basmış bulunuyor.
Öyle ya terörist öldür öldür nereye kadar…
Bunu şimdiden birçok yazar dillendirmeye başladı bile…
Hani eskiden de analar ağlamasın söylemi vardı.
O söylemle Türkiye David Phillips ile Henri Barkey’in Çözüm Sürecine yattı.
BİT ile CIA arasında PKK Transferi demiştim ben buna…
Deşifre etmiştim.
Kürt Sorununa Türk Tarih Felsefesi Açısından Bir Yaklaşım* kitabımın ikinci baskısına yaptığım elli sayfayı aşkın ilavede bu hususun ayrıntılarını açıkladım.
Çözüm süreci çok sevindirik işletiliyordu.
Cemaat memnundu.
ABD memnundu.
CIA, demokratlar, Cumhuriyetçiler, Neo-Con’lar filan memnundu.
AB memnundu…
Patrik memnundu.
Papa memnundu…
Şehit analarının yavrusunu dağlarda yitirmiş anaların memnun olması için de kampanya yapılmıştı.
Bütün bir ülke hatta evren sahibinin sesi köpek marka plak gibi nameler düzmüştü…
Meğerse teröristler hendek siyaseti için yığınak yapıyorlarmış deme lüksüne sahip olanların zerre-i miskal devlet adamlığı tecrübesinden bahsedilebilir mi?
Olsundu…
Biz tarihsel olarak kandırılma sosyal psikolojisinin genlerine sahiptik nasılsa…
Bir vesile ile yeni bir çözüm süreci başlatılacak.
Başlatılacak başlatılacak olmasına da bu nasıl olacak?
Şehit aileleri bunu nasıl karşılayacak.
Artık şehit söylemleri Chopin’den Itrî’ye kadar uzandığına ve milletimiz şehitleri her geçen zamana nispetle daha fazla bağrına bastığına ve bir zamanlar “Güneydoğuda terör davasında ölenler şehit sayılmaz” diyen çok bilmiş kalemşorlar bile artık şehit türküleri söylediğine göre bu biraz zor.
Yeni bir çözüm sürecinin masaya getirilmesi demek yeni bir ikna metodları kitabının yazılması demek.
Bunu yazacak sosyal psikolog var mı?
Bunu yazabilecek bir iletişimsel eylem kuramcısı?
Türkiye’nin Habermas’ı kim olacak acaba?
Davutoğlu böyle bir işe soyunabilir mi?
Ya da Tayyip Bey?..
Bu kadar kahramanlık söylemlerinden herhangi bir MHP’linin bile söylemediği nutukları irad buyurduktan sonra bu gerçekten zor olur…
Ama olacak…
PYD ile PKK’nın ayrı örgüt olduğu PKK’nın terörist, PYD’nin yurtsever kahramanlar olduğu tezi ABD’nin yeni dönemde Türklere yeni ikna metodu kitabının yazılması yolunda anahtar kelimelerdi.
Bizim taraftan akademisyenler, siyasetçiler, iletişimciler bunu idrak edemedi.
Bazı yeni moda Çandar’lar bu işe soyundular.
PYD ile anlaşıp Suriye’de bir özgür Kurt bölgesi kurulması ABOD ile paralel düşmemize sebep olabilirdi.
Zaten bazı iyiniyetli Müslüman(cı) kalemler de iktidarın paralel ile durup dururken didişmesine bir anlam verememişlerdi…
Bu yeni soyut paralel siyasetin gündeme gelmesi yeni çözüm sürecinin de ateşleyicisi olacaktır.
Türkiye PYD’yi IŞİD’e karşı savaşan yurtsever kahramanlar olarak görecek yeni Kobani münasebetleri dizayn edilecek ve sonunda Türkiye’de terör odakları dış siyasetin ikna metoduyla inlerine çekilirken sahte bir barış süreci bu masum milletin kalbini yine mutmain kılmaya çalışacak.
ABD de diyecek ki; tıpkı Irak meselesinde dediği gibi: nasılsa Kuzey Suriye’de de-facto olarak bir devlet ortaya çıkmış, en iyisi mi sizin himayenizde gelişsin bu…
“Ne demek efendim başüstüne!” diyecek politikacı ve medyamen çoktur bu ülkede…
Hatta bunu, büyük bir dehanın müthiş stratejik buluşu olarak takdim bile edebilirler.
ABD baş oyuncu olarak yeni bir barış sürecine pax-Americana’ya imza atabilir.
Putin de ikna edilir, İran da, Esed de…
Geriye Türkiye’nin ikna edilmesi kalır…
Suriye’de de Irak’taki gibi bir Kürdistan modeli devreye girer. Kırmızı çizgiler unutulur. Azez – Cerablus, Tel Abyad gibi olur. Türkmen Dağı da şiirlere yansır.
İçerde de bir kandırmaca başlar.
İçeri Kürt(çü)lerine talimatlar yağar.
İmralı’dan şurdan burdan…
Yeni masalar kurulur.
Yeni artizler devreye girer.
Yeni akil adamlar filan…
Lütfü Şahsuvaroğlu
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı
