Şişli’yi Yönetememek

Şişli Belediye başkanı Hayri İNÖNÜ ile başkan yardımcısı Emir SARIGÜL arasındaki çatışma kamuoyunun gündemini epey meşgul etti.
 
Esasen bu olayı da demokrasimizin eksikliği olarak görmek gerekir. Hayri İNÖNÜ İsmet Paşa’nın torunu olmasaydı belediye başkanı olabilir miydi? Emir Sarıgül Mustafa Sarıgül’ün oğlu olmasaydı başkan yardımcısı olabilir miydi?
 
Türkiye’de ünlü bir aileye veya soyada sahip olmak siyasette önemli makamlara getirilmek için yeter şart olmamalı. Türkiye artık üçüncü dünya ülkelerine özgü bu tür uygulamaları aşmalıdır. Şişli belediye başkanı da, başkan yardımcısı da sorumsuz ve şımarık davranışlarını soyadlarına güvenerek yapmaktadırlar.
 
Nitekim başbakanda CHP’yi bu olay üzerinden vurmaya çalıştı “Şişli belediyesini yönetemeyen ülkeyi yönetebilir mi?” diye eleştirdi.
 
Başbakanın bu sorusuna verilecek en kısa cevap şudur; ”Dinime küfreden Müslüman olsa”
 
a)Ahmet DAVUTOĞLU ülkeyi kendisinin yönettiğini mi sanıyor? Dört aydan beri ülkede başbakanlık makamı göstermeliktir. Başbakan da, Cumhurbaşkanı da aynı şahıstır.
 
b)Başbakan bu ülkeyi kendi iktidarlarının yönettiğini mi sanıyor? İktidar olup ta muktedir olamamanın en bariz örneği AKP iktidarıdır.
 
12 yıldan beri bu ülkede vatandaşı kim dinliyor, gazetecileri yazarları kim hapislere attı, Türk Silahlı Kuvvetlerine kim kumpas kurdu, genelkurmay başkanını kim tutuklattı,80 yaşındaki kadın Profesör Türkan Saylan’nın evine baskını kim düzenledi, Yargıda, emniyette kadrolaşanlar kimlerdir?
  Cumhurbaşkanı ve başbakan “bunların tamamını paralel yapı yaptı, bizim haberimiz yok ”diyorlar. O halde Şişli belediyesini bilmem ama ülkeyi kim yönetiyor, siz mi, paralel yapı mı?
 
Mademki bunca yasa dışı işi paralel yapı yaptı öyleyse “ne istediler de vermedik ”açıklamasının en azından siyasi sorumluluğu ne olacak?
 
Şu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a aittir.” Biz samimiyetle, iyi niyetle bugüne kadar inandık. Yoksa biz bunların bugünkü halini 10 sene önceden tespit etmiş olsaydık benim tabii davranışım böyle olmazdı. 10 yıl boyunca uyutulanlar, bu ülkeyi yönettiklerini iddia edebilirler mi?
 
Birkaç gün önce İslamcı yazar Abdurrahman Dilipak şu açıklamayı yaptı ”AKP’yi, ABD, İngiltere ve İsrail kurdurdu ”
 
Dün akşam bir televizyon kanalında (bir başka Abdurrahman), AKP Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman KURT aynen şunları söyledi “Türkiye’de askeri ittifakı bitirmek için ABD ve Cemaat ile işbirliği yaptık
Bu şu demektir; bu ülkeyi AKP iktidarı değil içeride cemaat, dışarıdan da ABD ve benzeri dış güçler yönetiyor. TSK’ya operasyonu da birlikte yaptılar.” Bilindiği gibi Abdurrahman’ın kelimesi manası Allah’ın Kulu demektir. Söyleyene değil, kulunu söyletene bakmalı.
 
LLAH Muhafaza, milli mücadele yıllarına benzer bir dönemi yaşamış olsak bu iktidar ülkemizin çıkarlarını koruyabilir mi? Bırakınız Cemaati, yedi düveli parmağında oynatan Mustafa Kemal İle Lozan’da Avrupa ülkelerinin temsilcilerini bunalıma sokan İsmet Paşa’yı neden aldatıp uyutamadılar da sizi uyuttular?
 
AKP iktidarı bu aklıyla mı PKK ile müzakerelere oturacak? Cemaat gibi bir sivil organizasyonun oyuncağı olanlar, uluslararası bir terör örgütüyle müzakerelerde nasıl başarılı olacaklar? ALLAH milletimizin ve devletimizin yardımcısı olsun…

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!