Sadece ülkemizde değil, içinde bulunduğumuz coğrafyanın tamamında son yüzyıldan beridir ayrılıkçı Kürt hareketlerini kimler başlatmışsa, onlar izin vermedikçe de bitmemiştir.
Bunun en açık örneği Irak Kürt isyanıdır. İsrail’in Araplar karşısında başarılı olmasını sağlamanın yolu, Arapların birlikte hareket etmesini önlemekti.
İşte bu nedenle ABD ve İsrail Molla Mustafa Barzani’ye yıllarca kol kanat gerdiler. Buna farklı amaçlarla da olsa İran’ı da dahil edebiliriz. Amaç Irak’ın uluslar arası maceralara kalkışmasını engellemekti.
Ne zaman ki işin içerisine Sovyetler, Irak dayanışması girdi. Üç devlette Kürtlerden desteklerini bir anda çekerek, Irak ‘la işbirliği aradılar. Ta ki son körfez savaşına kadar.
PKK için de durum aynıdır. PKK’yı gerektiğinde destekleyen, gerektiğinde dizginleyen güçler, onun bitmesini istemediği müddetçe İmralı ile yapılan görüşmeler toplumu aldatmadan öteye geçmez.
Şüphesiz bunu en iyi bilen de Başbakan ERDOĞAN’dır.Kendisi bir televizyon programında Almanya ve Fransa’nın PKK’yı desteklediğini açıkça söylemişti.
Onun amacı 2014 yılında yapılacak olan belediye ve akabinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanabilmektir.
Zira aynı oyun daha önce de oynanmıştı..2009 yerel seçimleri ile12 Eylül referandumundan önce de PKK “ateşkes” ilan ederek AKP’nin işini kolaylaştırmıştı.
Her defasında bölücü örgüt daha da güçlenmişti.
Sözün özü, AKP’nin devamını isteyenler de, PKK’nın devamını isteyenler de aynı merkezlerdir.
AKP’nin devamına karar verenler, her seçim öncesi PKK ya eylemsizlik kararı alması talimatı vermektedirler.
Bu strateji AKP’nin de, PKK nın da işine gelmektedir. Birisi Türkiye’de iktidarını sürdürmekte, diğeri bölgede varlığını.
İmralıyla görüşülmüşte, BDP devreye girmişte, silahlar susacakmışta, barış olacakmışta… Bunların hepsi tezgâh, hepsi hikâye.
Muhalefet partilerine çok büyük bir sorumluluk düşmektedir.
İşin aslını Türk Milletine açık ve anlaşılır bir dille anlatmalıdırlar.
CHP bu konudaki tavrını netleştirmelidir. Lafı ağzında gevelemeden “ne şiş yansın, ne kebap “ politikasını terk etmeli, tarihi misyonuna uygun tavır almalıdır. Zira dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir.
MHP başından beri en tutarlı ve istikrarlı tavrı gösteren partidir.
Ancak, bu senaryonun perde arkasını milletimize daha etkin anlatacak yol ve yöntemler geliştirmelidir.
Gazetelere tam sayfa ilanlar vermeli, bilbordlara afişler asılmalıdır.
Tüm sivil topluk kuruluşlarına, esnaf teşkilatlarına, muhtarlara mektuplar gönderilmelidir.
Genel Merkezde veya Mecliste bu hususta yapılacak tüm açıklamalar Sayın genel başkan tarafından bizzat yapılmalıdır.
Özcan YENİÇERİ, Yusuf HALAÇOĞLU, Atila KAYA, Sinan OĞAN, Mustafa ERDEM ve Celal ADAN gibi Milletin birikimleri ve ülkücülükleriyle tanıdığı Milletvekilleri ise Anadolu’ya çıkarak, İl ve İlçelerde salon toplantılarını başlatmalıdırlar.