Türkiye tarih boyunca “ciddi ve büyük devlet” olarak kabul edilmiştir.
Suriye, yıllarca PKK’yı topraklarında barındırmış ve ülkemize zarar vermesine yardımcı olmuştur. Bu Suriye’den beklenir. Çünkü Suriye suni ve küçük devlettir.
PKK yıllardır Irak’ta üst edinmiş ve ülkemize yönelik faaliyetlerini oradan yürütmektedir. Bunu da normal karşılamak gerekir. Zira Irak birtakım hesaplar sonucu, yakın bir geçmişte kurdurulmuş, küçük bir devlettir.
Bu devletlerden, büyük devlet gibi davranmasını bekleyemeyiz.
Küçük devletlerin “büyük ve köklü” politikaları olmaz. Onlar büyük devletlerin küresel amaçlarında araç olarak kullanılırlar.
Büyük devletler de, menfaatleri gereği başka ülkelere yönelik faaliyetler yürütebilirler. Ancak bunu kendi milli politikaları doğrultusunda, diplomasinin derin ve ince kurallarıyla yaparlar. Bir başka değimle “karda yürür, iz bırakmazlar.”
İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya gibi ülkelerin dış politikada izledikleri yöntemlere bakınca bunu görürüz.
Türkiye, Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasından bu yana hiçbir devletin içişlerine doğrudan müdahale etme basitliğine düşmemiştir.
Atatürk’ün “Yurtta sulh, Cihanda sulh” ilkesi doğrultusunda ülkemizi ve milletimizi kazasız belasız bugünlere ulaştırdık.
AKP izlediği Suriye politikası ile Türkiye’nin “büyük devlet” görüntüsüne gölge düşürmüştür.
Düşürüldüğümüz hale bakınız ki; Suriye gibi küçük bir ülkenin yetkilileri, Türkiye’yi isyancıları silahlandırmakla ve kışkırtmakla suçluyor. Bu ağır bir suçlamadır.
Bölgede her türlü huzursuzluğu yatıştırmada“ağabeylik”rolü üstlenmesi gereken Türkiye, şimdi eski uydusu küçük bir devletin seviyesine düşürülmüş, onunla laf yarıştırıyor.
Bölgesinde denge unsuru olarak kabul edilen, dünyadaki hiçbir devletin açıktan karşısına almaya cesaret edemediği Türkiye; İsyancıları destekleyen, teröristlere silah veren, komşusunun huzurunu kaçıran, müslümanlar üzerinde oynanan oyunlara alet olan, ABD’nin verdiği görevi yerine getirebilme telaşına kapılan bir ülke konumuna düşürülmüştür.
Türkiye’nin Suriye politikası yerine oturmuyor, sırıtıyor. ABD’nin Irak’ta yaptığına sessiz kalanlar, zavallı Suriye’ye karşı aslan kesiliyorlar. Bu bizim Töremize, şanımıza, şöhretimize uygun değildir.
ABD ve İsrail istiyor, ABD’ye mahkûm AKP uyguluyor, AKP’ye mecbur yandaşlar savunuyor. Türk Milleti ise hayretle ve üzüntüyle izliyor…
Hiçbir akıl ve vicdan sahibi bunun doğru bir politika olduğuna inanmıyor.
ABD her yıl bir İslam ülkesini dağıtma projesi hazırlayacak, Türkiye ise bu projenin taşeronu olacak öyle mi?
Geçmişteki devlet büyüklerimizi eleştirmeyi alışkanlık haline getiren başbakan Erdoğan onların yaptıklarını iyi araştırmalıdır. Emperyalistlerin milletimizi ateşe atma oyunlarını nasıl ustaca bertaraf ettiklerini orada görecektir.
Türkiye, Ahmet Davutoğlu’nun ütopik düşüncelerinin deneme tahtası olmamalıdır.
Yüce Türk Milletinin bir mensubu olarak, Suriye meselesinde beni en çok rahatsız eden konu, büyük devlet geleneğimize verilen zarardır. Bu küçümsenmeyecek bir tahribattır.
