Bir Önceki Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet SEZER, Başbakan ERDOĞAN’a 7 Mart 2005 tarihinde bir mektup göndererek “kadrolaşma”konusunda uyarmıştı. Mektupta özetle şu konuya dikkat çekiyordu.
“Devlet memuru hükümeti değil, devleti temsil etmektedir. Çünkü hükümetler geçici devlet kalıcıdır. Devlet politikası olabilecek konu ve alanlar hükümetten hükümete değişirse devletin sürekliliği sağlanamaz.
Başbakan Erdoğan, her eleştiri ve uyarıya olduğu gibi buna da sinirleniyor ve şöyle cevap veriyordu. “Mevcudu niye alıyorsunuz’ diyorlar. Risk bizim: Milletime sesleniyorum; Bu işin siyasi riskini kim üstleniyor? Hükümet değil mi? Bu işin hesabını meydanlarda biz vereceğiz.”
Van depremi, AKP’nin siyasi kadrolaşmasının millete pahalıya mal olduğunu bir kez daha gösterdi.
Van valisini atayan AKP iktidarıdır. Vali Başbakanın hemşerisidir ve siyasi görüşü de bellidir.
Van’da meydana gelen ikinci depremden iki hafta önce, vali bey bir televizyon kanalına bağlanarak Van’da binaların güvenli olduğundan söz ediyor ve Bayram otelini de örnek gösteriyordu. Bu açıklamadan iki hafta sonra otel çöktü ve 30 kişi hayatını kaybetti.
Şimdi Başbakan’a sormak gerekmez mi, bu işin siyasi sorumlusu kimdir? Devletin valisinin sözüne itibar edip, otelde kalan ve hayatını kaybeden 30 insanımızın hesabını kimden sormalı? Van’a gidip sağa sola gözdağı vererek, bağırıp çağırarak konuyu kapatmaya çalışmakla sorunu çözmüş mü oldunuz?
Aynı sorumsuzluk örneğini 2004 yılında Pamukova’da meydana gelen ve 41 kişinin hayatına mal olan hızlı Tren! facisında da yaşamadık mı? Başbakanın gözüne girebilmek için işgüzarlık yapan, TCDD genel Müdürü bu kazaya neden olmuş, ancak göstermelik bir açığa almadan sonra, görevine devam etmişti.
1999 yılında meydana gelen Marmara depremi 7 ili etkilemiş, Türkiye’nin sanayi bölgesi çökmüş,18 bin insan hayatını kaybetmişti. Zamanın hükümeti bir hafta içerisinde her işi yoluna koyarak, vatandaşlarımızı rahatlatmış, kısa bir süre sonrada depremin izlerini tamamen silmişti.
Şimdi ise, sadece bir il’i etkileyen ve toplam 630 vatandaşımızın hayatını yitirdiği Van depreminde hükümetin eli ayağına dolaşmıştır. Çadır dağıtımını planlayamamış, hasar tespitini yapamamış, gelen yardımları adamakıllı dağıtamamıştır. Üstelik 13 yıl sonrasının ekonomik ve teknolojik avantajına sahip olmasına rağmen, iktidar deprem enkazının altında kalmıştır.
Van depremi AKP’nin 9 yıllık iktidarının genel bir fotoğrafıdır. Bunlar “yeteneksiz demagoglardır. Bir ufacık deprem krizini dahi yönetemediler, kendilerini bölgenin süper gücü diye pazarlıyorlar!"
Başbakan kadrolaşmanın hesabını meydanlarda vereceklerini söylüyordu. Meydanları bir şekliyle halledebilirsiniz, peki, Van’daki deprem cinayeti ne olacak, vicdanlar rahat mı?