Sosyal medyanın da sıkı takipçisiyimdir. Beni de sıkı takip ederler.
Dünyadan ve Türkiye’den çeşitli insanlarla konuşmak, fikir ve bilgi alış verişinde bulunmak çok güzel. Kimi zaman bayan dostlarıma dini konularda yardımcı da olurum.
Efendim bir Türk akademisyen yurt dışına akademik kariyer yapmaya gider. Ortama alışınca; Kuran’ın İngilizcesini bir arkadaşına verir ve okumasını ister.
Kuran-ı alan İngiliz, yirmi beş gün kadar sonra gelir ve” Kitabı okudum ve çok etkilendim. Lütfen ikinci cildini de verir misin?” der.
Bizimkisi afallar.
“Bu bizim kutsal inanç kitabımız Kuran-ı Kerimdir ve bunun başka bir cildi yoktur” der.
Der demesine de İngiliz bu, durur mu?
“
Öyleyse sizin yaptıklarınız ve yaşadıklarınız nerede yazıyor?” diye soruyu patlatır. Ardından da: “Sizin yaptıklarınız ve yaşadıklarınız burada yok ki?”
Soru çok ağırdır. Çünkü bizim ne yaptıklarımız ne de yaşadıklarımız; Asla Kuran’ın yazdıkları ve anlattıklarıyla örtüşmüyor.
Sahi bizim yaşadıklarımız ve yaptıklarımız nerede yazıyor, kimlerin dedikleri ve yazdıklarıyla örtüşüyor?
Hadi sizi meraklarda koymayalım ve cevabı yazalım. Bizim yaptıklarımız ve yaşadıklarımız:
TV kanallarında para karşılığı din anlatan şarlatanların dedikleriyle,
Cemaat ve tarikat adamlarının kendi çıkar ve menfalarına göre yazıp anlattıklarıyla,
Kimi üçkâğıtçıların özelikle de EMEVİLER döneminde hadis diye milyonlarca uydurduklarıyla,
İmamın dediğini yap, yaptığını yapma diyen inançsızların dedikleriyle,
Kuran’ı ve Kuran ayetlerini okumayıp, şeyh, hoca, tarikat ehli denilenlerin yazıp anlattıklarıyla,
Birbirlerini asla sevmeyen tarikat ve cemaat kitap ve fetvalarıyla,
Filan ya da falan efendinin dedikleriyle,
Fakire şükretmeyi öğütleyip, çalıp çarpanların, kamu malı yiyenlerin yaptıklarıyla,
İslam israfı ve gösterişi sevmez deyip saraylarda hüküm sürenlerin yaşantılarıyla.
Kısa ve özetle: Bugünkü Müslümanların yaşantısı: Kuran dışında her yerle ve her uydurmayla, hadis ve şeyh demeleriyle örtüşüyor.
Müslüman, “Allahuekber” diyerek kafa keser mi, kul hakkı yer mi, israf ve lüks batağına saplanır mı, insanları küçük görür, karşısındakini aşağılar mı, ilim ve irfan öğreneceği yerde; “Anam karpuzun göbeğinde ALLAH yazıyor” diye buluş yapar mı?
Esen kalınız.
Nazım Peker - Eğitimci/Yazar
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı