Değerli okurlarım zaman zaman sizlere, siyaset çukurlarından bahsederim…
Hatta dost sohbetlerinde, bu çukurların nasıl bir zihniyetle açıldığından konuşur, karşılıklı olarak, “nereden geleceği ve derinliği konusunda” birbirimize uyarılarda bulunuruz.
Şu bir gerçek ki, bütün çukurlar, tehlikelidir ve nefis kokar…
Birinin öne çıkmasını, daha fazla varlık göstermesini, hatta başarılı olmasını istemeyenler, bu “siyaset” çukurlarının zebanileridir.
Bunların kafalarında kendilerine has kurguladıkları bir düzen vardır… Ve bu düzeni oluşturmak için yola çıkarken, özellikle farkını fark ettirenleri, var olan sıradanlığı bozmaya çalışanları, menfaatlerine sekte olanları ve kendileri gibi düşünmeyenleri çukura atmanın planlarını yaparlar.
Bütün bu çabalarının ardında da elbette, “kendi sıradanlıklarını kapatma, menfaat ağlarını genişletme… gibi” sinsice hazırladıkları oyunları vardır.
…
“Başarmak, yasal ve ahlakı sınırları aşmadan sonuç almaktır.
Başarmak, sonuç almak ise başaramamak söylenmektir.
Başarı sonuç alır sevinir ve susar.
Başarısızlık, sonuç almaz ve suçlar, söylenir, sızlanır, sinirlenir, sıkıntı yaratır.
Çünkü kaybetmek insanda gaz yapar.” Der yazar…
Dolayısıyla başarısızlık, (eğer inancınızda bir zafiyet varsa) sizi çukurlaştırabilir. Bu türden bir ruh haliyle de, aynada kendinizle yüzleşmek yerine, başkalarıyla uğraşmayı yeğlersiniz…
Hâlbuki akıllı insan, başarısızlığının ve yediği tokadın sahibini aramaz, sebebini arar.
………
Ben/lik duygusu ve iktidar hırsıyla, çukur siyaseti yapanlar; Yapmayın!
Bu, ülkücüleri ayrıştırır, yalnızlaştırır, gönüller arasına nifak sokar. MHP’yi kendi içine kapatır. En kötüsü sizleri, hatıralara ve ülkücü hafızaya, kötü bir maziyle yazar.
Yapmanız gereken kendinizi, hedeflerinizi, yaptıklarınızı ve yapacaklarınızı dürüst bir dille anlatmak, gönül kazanmak, insanları samimiyetinize ve başaracağınıza inandırmak olmalıdır.
Siyasetin bir beceri alanı olduğunu kabul edersek, siyasetinizin başarılı olması için; insanların yaşamında anlamlı bir değişiklik umudu yaratın. Ortamdaki gerginlikleri, “kim daha çok ülkücü” kavgasını azaltın.
YETMEZ. Ülkücü duruşun gereğidir; sizden bir adım önde gidene, çelme takmak yerine, elinizi ve de yüreğinizi uzatın…
"Arı, BAL ALACAK ÇİÇEĞİ bilir." (Akıllı olan, nereye başvuracağını bilendir.)
Kendine güven, ÜLKÜNE güven, millete güven!
H. Nurcan Yazıcı
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı