Ne boş, ne anlamsız geliyor bazı sabahlar “günaydın” demek… Tıpkı (18 Şubat Perşembe) sabahı gibi… “Hiç uyumadık ki uyanalım” diyorum…
Ankara Kızılay’da, askeri lojmanların bulunduğu sokakta ve Genelkurmaya sadece 300 metre uzaklıkta meydana gelen patlamanın sesi hala kulaklarımızda!
Yapılan saldırı çok önemli, önemli olduğu kadar da çok büyük, hedef ise son derece korkutucu… Zira tam olarak kalbimize yapılmış büyük bir saldırı…
İşin düşündürücü yanı, saldırının “geliyorum” demesi… Yetkililer, ya duymuyor ya da duyamıyor!. Teröristler, bugün tehdit ediyor, akabinde eylemini gerçekleştiriyor…
Yine işin vahim yanı, bizi YÖNETENLERİN, yani iktidarın her terör olayı sonrasında takındığı tavır ve şaşkınlıktır. Sanki olayın çok uzağındalarmış gibi, herkesten evvel yayınladıkları kınama ve taziye mesajları… Rutin, bayat ve anlamsız…
VATANDAŞ ise isyanlarda… "Terörü ve teröristi sadece kınamakla yetinen beceriksiz adamlar, hiç olmazsa bugün susun! Sizin yüzünüzden, DEVLET ACİZ VE ÇARESİZ!" diyor..
SUSUN! Dilleriniz yerine, kafanız, eliniz, MİT’iniz çalışsın.
……………
Değerli okurlarım, aslında bugün, yaklaşık 20 yıldır devam eden, ARTVİN halkının kâbusu haline gelen “madencilik faaliyetlerine” karşı sürdürülen “çevreye duyarlı” insanların mücadelesini yazacaktım…
Daha dün, aynı dili ve hassasiyeti baraj sularına gömülen “Yusufeli” için de göstermiş, yaşam alanlarının yok edilmesini bir “İNSANLIK SUÇU” “ÜLKE GÜVENLİĞİNE TEHDİT” olarak gördüğümü ifade etmiştim.
Öncelikle bilmemiz gereken; toprağımızın altı da üstü de aynı ölçüde DEĞERİMİZDİR, zenginliğimizdir; kuvvetimizdir, rızkımızdır, geleceğimizdir…
Bu yüzden, Orta Doğu coğrafyasında, insan hayatını hiçe sayan (BOP) Büyük Orta Doğu Projesi sahiplerinin, insanlarımızı esir alan, onların yaşam alanlarını yakan-yıkan askerlerimizi-polislerimizi hedef alan ve böylelikle ülkemizin geleceğini karartan PKK, bizler için ne ifade ediyorsa; para için toprağına, inancına, kültürüne, tarihine, yeşiline, suyuna zarar veren yağmacı zihniyet de Türk Milleti için aynıdır.
Hangi mantıkla yapılırsa yapılsın, kimliğimizi ayrıştırmaya çalışanları, canımıza kast edenleri, ormanları rant merkezi haline getirenleri, yaylaları pazarlayanları, suyumuzu yatağında kurutanları, toprağın altını bile yabancılara peşkeş çekenleri, dolayısıyla, ülkemizin ve insanlarının yazgısını, yakarak, yıkarak değiştirmeye çalışanları önce Allah’a, sonra ülkem insanlarının vicdanına havale diyorum…
(Dünyadaki altın madenlerinin işleyişi, bu işleyişin söz sahipleri ile, Karadeniz insanı ve toprağı üzerine dönen oyunları daha sonra yazmak üzere…)
……………….
Son olarak Başkent Ankara’da düzenlen terör saldırısında hayatlarını kaybeden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, kederli ailelerine ve yüce Türk Milletine başsağlığı diliyorum. DUALARIMIZ, yaralılarımızın şifası, ülkesi için canlarını ortaya koyan asker ve polislerimiz için…
Allah yardımcımız… İnşaAllah!
H. Nurcan Yazıcı
Diğer Yazıları
Köşe Yazarı