H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

(Na)Milli Eğitim Şûrası!..

Eğitim Şûra’ları, Bakanlığın en yüksek danışma organıdır. Öneri ve tavsiye niteliğinde aldığı kararlarla, Türk Eğitim Sistemine yön verir.

1921’den bu yana, Türk Eğitim tarihi içerisinde önemli bir yere sahip, insana yönelik en büyük yatırım olan eğitim konusunun enine boyuna ele alındığı ya da alınmasını temenni ettiğimiz Şûranın son toplanma yeri ise, Antalya’nın Manavgat ilçesi…

Her fırsatta bolca nutuklar savurarak bu ülkenin en büyük eksikliği eğitimsizlik demeyi çok iyi biliyoruz. Lakin “eğitim” gibi önemli bir görevi üslenen şûrayı takip ederek öncelikli gündemimiz haline getirmemiz gerekirken; Cumhurbaşkanı’nın içi boş söylemleriyle dikkatimizin dağılıp, önceliklerimizin değişmesi de üzücü bir durum olsa gerek.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı başkanlığında iki bin iki yüz akademisyen ve ilgili kişilerin katıldığı 19. Milli Eğitim Şûra’sında dört ana başlık açıldı

Öğretim programları, haftalık ders çizelgeleri, öğretmen, eğitim ve yöneticilerin niteliğini artırma ve okulların güvenliği…”

Bir önceki, 1-5 Kasım 2010 tarihleri arasında, “Eğitimde 2023 Vizyonu” gündemiyle toplanan şûrada da: “Öğretmen yetiştirme, eğitim ortamları ve kurum kültürü, ortaöğretimin güçlendirilmesi, rehberlik ve yönlendirme, spor, sanat, beceri eğitimi…” konuları, yine beş ana konu başlığı altında görüşülmüş ve tartışılmıştı.

 (2010’dan, 2014’e) Bütün bunları neden mi hatırlatıyorum… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şûra açılış konuşmasında sarf ettiği: “Einstein’ı bilen, İbni Sina kimdir deseniz bilemeyen gençler var.
Yabancı pop şarkılarını ezbere sayan ama Itri’yi bilmeyen, Neşet Ertaş dinlemekten utanan gençlerimiz var. Bu gençleri de hiçbir şekilde suçlayamayız. Öğrencilerimize kompleks, eziklik değil, öz güven aşılamalıyız
.” şeklinde ki öğrencilerimizi suçlayıcı ve eğitimi eleştiren konuşması nedeniyle…

İktidar oldukları zaman içinde, Milli Eğitim kararlarına ve uygulamalarına bir göz atarsanız, asıl suçluların bizzat kendi politikaları olduğunu görmeniz de mümkün olur.

Eğitim sistemimizdeki ‘millilik’ kavramına hunharca saldıranların; bir ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun!’ diye haykırdığımız ‘Andımız’a tahammül edemeyen, ‘Yeryüzünde yer beğen, nereye dikilmek istersen, söyle seni oraya dikeyim’ dediğimiz ‘Bayrak’ şiirimize dahi katlanamayan bir siyasi iradenin, şimdi bunları konuşması en hafif ifadeyle riyakârlık değil de nedir?

Erdoğan; “Kendisini bilen, toplumunu bilen gençlere ihtiyaç olduğunu” ifade ederken, bu durumun aslında bir “milli kimlik” problemi olduğunu açık bir dille ifade etmekten kaçınmıştır.

Her zamanki gibi işin ucu milli olmaya hatta Milliyetçiliğe gider korkusuyla söylemlerini ağzında gevelemiştir.

Hâlbuki Şûra’da konuşulması gereken öncelikli konu; çocuklarımıza bir ideal kazandırılması ve de çok sağlam bir ahlak ve millet sevgisi verilmesi olmalıydı. Yoksa ruhu bedeninden ayrı düşürülmüş bir şura’dan, ülke geleceğine bir umut ve eğitime katkı beklemek hayal olur…

Ha bir de söylemeden edemeyeceğim: Görevi ve alınacak kararları önceden belirlenmiş olan bu şurayı takip edememişseniz şayet çok da bir şey kaybetmiş sayılmazsınız. Bu yüzden de üzülmenize hiç gerek yok!. Hepimiz biliyoruz ki, her zaman ki gibi, Şûra’da alınan kararlar ve parlak fikirler yine kâğıt üzerinde kalacak… Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği el yordamı ile yol almaya devam edecek.

Şûra için bile; Eğitim şart!

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!