Orduya Suriye’ye Gir Demeyi Hangi

Hükümet te, AKP zihniyeti de, Erdoğan da TSK’ya asla ve asla güvenmemişlerdir. Ona güvenmedikleri gibi; Onu yıpratmak, gözden düşürmek, itibarsızlaştırmak için de yapılması gereken ne varsa fazlasıyla yapmışlardır.
 
Hatta hükümetin ve Erdoğan’ın “Özgül Ağırlıklı”, “Gözü Yaşlı” ağır abisi B. Arınç bir beyanatında, “İyi ki biz bu generallerle savaşa girmemişiz” deme hafifliğini bile göstermişti.
 
TSK’yı Balyoz, Ümraniye, Ayışığı, Sarıkız, Poyrazköy iftira-itham ve suçlamalarıyla Silivri’de kurulan seyyar mahkemelerde sürüm sürüm süründürmüşlerdi?
 
Sonra da tükürdüklerini unutarak; “Orduya Paralel yapı KUMPAS kurdu” hafifliğine sığınmamışlardı?
 
Paşaların çoğu tutuklanmış. TSK; havada uçamaz, karada yürüyemez, denizde yüzemez hale getirilmemiş miydi? Tutuklanmayan paşalara da, “Yurt dışına Çıkış yasağı” getirilmemiş miydi?
 
Ordu bu haliyle, Kıbrıs’a nasıl gidecek, Suriye’ye nasıl girecekti?
 
Allah onlardan razı olsun AYM’nin değerli hukukçuları işin tehlikesini gördüler. Verilen kararları bozarak bu rezilliğe ve kepazeliğe bir DUR dediler.
 
İş bununla da kalsa iyi idi!
 
Ordunun elinde, ordunun elini güçlü tutacak ne kadar öge varsa onlarda alınmıştı.
 
Bunlardan birisi de GES; Genel Kurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı idi. TSK’nın gözü-kulağı, eli-ayağı olan dış tehditlere karşı güçlü izleme, istihbarat ve erken uyarı sistemi olan bu komutanlık ve birim; F tipi cemaat iş birliği ve Brüksel’in talimatları ile TÜRK ORDUSUNU ÇÖKERTME, güya ASKERİ VESAYETTEN kurtulma, İSTİHBARATIN tek elde toplanması gerekçeleriyle her şeyi ile TSK’dan alınıp Başbakanlığın vesayetine geçtiği söylenen ve iddia edilen MİT’e devredilmişti.
 
Böylece TSK’nın gören gözü oyulmuş, duyan kulağı da kopartılmıştı.
 
Bütün bu işler, bütün bu hatalar, bir öngörüsüzlüğün sonucu muydu yoksa bir taşeronluğun ve alınan ödevin ifasının sonucu muydu?
 
Yorumu siz değerli okuyucularımın yüksek iradesine ve izanına bırakıyorum.
 
IŞİD, PYD, PKK üçgeninde acziyete düşen ve bir açmazla karşı karşıya kalan hükümet ve Erdoğan’ın, TSK’ya CERABLUS’a girin talimatı üzerine; Ordu’nun “Hangi İSTİHBARAT ile?” diyerek GES Faturası da Erdoğan ile Hükümetin önüne konuverdi.
 
Ayıkla pirincin taşını.
 
Ordu, Erdoğan ve hükümetin emrinden dışarı çıkamayan MİT’ e de, MİT’in İSTİHBARAT raporlarına da HAKLI olarak güvenmiyor ve mensuplarıyla birlikte bu milletin GÖZBEBEĞİ olan MEHMETÇİĞİ, ateş hattına sürmede ikircikli davranıyor.
 
Haksız mı?
 
Bütün bunlara rağmen TSK; çekinceleriyle birlikte: “Ordu, verilecek her görevi yapmaya hazırdır!”demekten de geri kalmıyor.
 
Siz TSK’nın yerinde olsanız; siyasi amaçlarla ve Erdoğan ile AKP’yi ayakta tutmaya endeksli MİT’in istihbaratına güvenerek MEHMETÇİĞİ ateşe atar mısınız?
 
TSK’ya Cerablus’a girin diyenler; siz Ordu’nun ne zaman yanında oldunuz da şimdi yanınızda olmasını beklemektesiniz?Ama ordu, milletin yanında ve hizmetindedir.
 
Ama şunu unutmayın ki, yüz verip şımarttığınız İmralı-Kandil PKK-PYD, IŞİD belasının size kestiği faturayı; asla değer ve önem vermediğiniz şanlı TSK, lehinize çevirecektir.
 
Çünkü bu Ordu, peygamber ocağıdır. Bu ordunun adı Mehmetçiktir. Bu ordu şanlıdır, güçlüdür. Her türlü iç ve dış düşmanın üstesinden gelecek kudret, güç ve donanıma sahiptir. Çünkü onun adı: TÜRK ORDUSUDUR!!!!!!!!!!!!
 
Siz birazcık düşünün: Böyle bir orduya neden böylesine bir zulmü ve hakareti reva görmüştük diye!
 
Esen kalınız.