R. Tayyip Erdoğan’ın başbakan olarak bütün rollerin üstesinden geldiği güzelim ülkemde, Adana Valisi H. Avni Çoş’un esamesi bile okunmazdı ama Vali Bey güpegündüz Başbakan’dan rol çalınca, işin boyutu değişti…
Biz böyle çıkışları Başbakan’dan görmeye alışmışken ve de yakın zaman da (yine taze gündem oluşturmak adına) kendilerinden bir atraksiyon beklerken; sen tut olağanüstü bir performansla koskaca başbakanın rolünü çal. Olmadı Sayın Vali, olmadı…
Vallahi vatandaş Kamil bile sitemli: “Boynuz kulağı geçti mi ne?” diye soruyor. (Vali Bey rolü çalmakla da kalmadı; resmen rolü kesti, fazlasıyla hakkını bile verdi. Çok şükür ki, her sahneye çıkışta, en yıldız oyuncuları bile aratmayacak şekilde sesiyle ve beden diliyle, her rolün üstesinden gelen eğitici bir başbakana sahibiz.)
PKK’nın da yardımcı oyuncu rolünü üstlendiği ABD yapımlı senaryoda, aldığı bölücülük rolüyle BOP eşbaşkanlığını sürdüren Başbakan’ı valimiz çok iyi izlemiş olmalı ki, Başbakanın: ‘Ananı da al git’, ‘hadi lan tarzlı’ çıkışlarından bir basamak daha yukarı atlayarak, vatandaşa ‘gav…’ diyebilmek gafletini gösterdi.
Başbakanın bürokratik aksesuarı görünümünde olan valimizin amacı elbette sahnelerde ki esas oğlanı gölgede bırakmak değildir. Tam tersi, başbakanı yansıtan tarz ve edebi sorgulanacak sözlerle, “Başbakana” tam destek vermekti. Ve hamisinden de destekli açıklama da gecikmedi: “Ben valimi yedirmem!..” Bunu duyan vatandaşdan da cevap gecikir mi hiç: “Sayın Başbakanımız merak etmeyin, biz haram ve artık lokmayı ağzımıza almayız!" Mide meselesi işte…
*****
Değerli dostlar, Başbakan cephesinde son durum; bir zamanlar iktidar tarafından önce düşman ilan edilen, daha sonra da AKP’liler tarafından: “Türkiye seninle gurur duyuyor” alkışlarıyla sahneye alınan Barzani yine devrede. Biliyoruz ki Diyarbakır, Erdoğan’ın 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde en önem verdiği merkezler arasında. Dolayısıyla da başbakan, o bölgede seçimlere yatırım olması amacıyla (ülke menfaatlerine ve onuruna ters düşse bile) her türlü siyasi hamleye ve etkinliğe açık.
Sayın Erdoğan’ın, İmralı’nın yanına bir de Barzani’yi eklemesi; “İmralı canisiyle ancak göstermelik kaftan dikebildi, taçlanmak için Türk düşmanı, kedi dostu Barzani’yi kullanım alanı olarak seçti” olarak nitelendiriliyor. Bunun yanında, Başbakanın Barzani hamlesi bir adres şaşırtmaca, bu aynı zamanda PKK’ya: “Bakın işte bütün aktörleriniz baş tacı ediliyor mesajı da oluyor.” diyenler de var.
Erdoğan’ın düğünlü, Şiwan’lı olarak Diyarbakır üzerine, Barzani’yle yaptığı pazarlığın ve ince hesapların kimin yararına gelişeceği aşağı yukarı belli de, merakımız bu çıkar paylaşımında, dün suni olarak restleşilen Barzani’ye, bugün hangi sözlerin verildiği, ne(re)lerin sunulduğunadır!..
Bütün bunlar birilerinin keyfini yerine getirebilir lakin Türk Milletine bir zulümdür… Çölde bir yudum suya hasret şehit düşen Hz. Hüseyin(r.a) ve cihat ehli yoldaşlarından, bugün haksız yere zulüm gören, hakarete uğrayan, sözde demokrasi kılıcının altında inim inim inleyen Müslüman Türk’ün ne farkı vardır?..
Anadolu’nun, Kerbelâ’dan bir farkı kalmış mıdır?.. Günümüzün güç ve iktidar sahiplerinin, Yezid’den farklı yanları nedir?.. Ki iki cihan sultanı peygamber efendimiz ne güzel buyurmuş: “Hüseyin hidayet meşalesi ve kurtuluş gemisidir.”
Aşkımıza helal olsun!.. Hz. Hüseyin izindeki, susuz yiğitlere Bismillah!..
