H. Nurcan Yazıcı
H. Nurcan Yazıcı

Sayin Tabletçiler; “Trabzon’da Bir Garip ‘Matruşka’ Okulum Ben!”

Evet, bir garip okulum ben; geçen yılın sonunda eski ve yetersiz olduğu için kapatılan, sonra ani bir kararla yeterli bulunarak, tekrardan açılan, hatta şimdilerde ‘ikinci bir okula bile içimde yer bulunan’  bir okulum.
Öyle kocaman bir bina olduğumu falan sanmayın. Ne bir salonum var, ne bir laboratuvarım, ne de teknolojik herhangi bir imkânım…

Düşünün işte, bir köhne binada; iki ayrı tabela ve iki ayrı okul iç içe ve bir arada. Teşbihte hata olmayacak sanırım: Bildiğiniz Matruşka!…

  Vaziyetin traji komikliği sadece bina ile kalsa da iyi, bu süreçte yaşananlar adeta ibretlik olaylar zinciri gibi. Sonucunda ise öğretmenler yorgun, veliler öfkeli, öğrenciler şaşkın… Durum şu: Namık Kemal İlköğretim Okulu’nun fiziki imkânsızlıklar sebebiyle geçen yılın sonunda kapatılmasına karar verildi. Bu arada, yıllardır bu okula söz verilerek TOKİ tarafından yapılan yeni okulun da yapımı sona erdi.

Çalışanlara artık eşyalarınızı toplayın seneye yeni okuldasınız bile dendi. Sene sonunda paldır küldür getirilen 4+4+4 sistemiyle birlikte kafalar karıştırılsa da, tatile girilirken sonuç ne olursa olsun yeni okula gidileceği sözü verildi. Bu söze istinaden çalışanlar tayin isteme hakkını bile kullanmadı. Yaz tatili boyunca da söz konusu yeni okula müdür ve müdür yardımcısı verildi. Adı da ‘Yunus Emre Orta Okulu’ oldu.

İnşaat temizliği Yunus Emre Orta Okulu çalışanlarına yaptırıldı. Sıra, masa, tahta, dolap vs. ihtiyaçlar bulundu. Yine aynı kişiler sırtında taşıdıkları eşyaları okula yerleştirdi.

Bu arada, Yunus Emre Orta Okulu için kıyafet, arma siparişi bile verildi. Yaz tatilinde ayrıca çalışanların görev yerleri Yunus Emre Orta Okulu olarak değiştirildi. Tatil bitip seminer dönemi geldiğinde öğretmenler yeni okullarında görevlerine başladı.

Ancak çok sürmedi… Derken; bir kaç gün sonra okulun ‘İmam Hatip Orta Okulu’ olacağı söylendi.

Dedikodular sürerken tabela bile hazır halde okula, ‘Bahçecik İmam Hatip Orta Okulu’nun müdürü geldi ve Yunus Emre Orta Okulu’nun çalışanlarına eski okullarına dönmesi gerektiği söylendi. Çalışanlar şaşkın halde eski okullarına döndü ancak bu durumda sorun daha farklı bir hal aldı; çünkü artık orada ilkokul vardı ve tüm yerleşimini kendi düzenine göre yapılmıştı dolayısıyla,  ortaokul o binaya sığmıyordu. Denenen tüm senaryolarla da bir kısım öğretmenler norm fazlası durumuna düşüyordu.

Tam bu sırada, tekrar Yunus Emre Orta Okulu‘nun yeni binaya taşınacağı ancak sadece 3. katını kullanacağı haberi geldi. Yeniden tüm öğretmenler ve  öğrenciler (İmam Hatip olarak kullanılan) yeni binanın 3. katına taşındı. Bir hafta eğitim ve öğretim bu şekilde yürütüldü. Lakin bu süre zarfında, İmam Hatip Orta Okulu’nun veli ve öğrencileri “Yunus Emre Orta Okulu‘nun”  hem öğretmenleri hem de öğrencilerine çeşitli sözlü tacizlerde bulundu. O haftanın Cuma gününde gelen bir haberle tüm okul yeni bir şok yaşadı; Yunus Emre Orta Okulu (bir zaman içinde tek okul barındırırken bile yetersiz olarak görülmesine rağmen) içinde Namık Kemal İlköğretim Okulunu barındıran eski binasına ikinci bir okul olarak yeniden gönderildi. Hem de sabahçı ve öğleci olarak ikili sistemle.

Böylece bu yıl eğitim ve öğretime Yunus Emre Orta Okulu’nun öğrencileri üç hafta geç başlamış oldu. İşin garip tarafı bu yoğun git-gel trafiğinde İl Milli Eğitim mensupları bile okulun nerede olduğunu unutup, gelen velilere yanlış bilgiler vermek durumunda kaldılar.

Şimdi ‘Milli Eğitim Bakanı’mıza soruyoruz; Acaba (sevimsiz) bu üç haftanın sorumluluğu kime ait? Madem bu sisteme hazır değiliz neden daha düzgün bir sistem için kafa yormadınız? Yunus Emre Orta Okulu için hazırlanan yeni okulun İmam Hatip Okulu olma hakkında henüz dedikodusu yapılırken, hangi ara tabelasını bile hazırdınız? Yunus Emre Orta Okulu için verilmiş malzemelerin ve yerleşme sırasında yeni okula ciddi emek vermiş insanların haklarının üstüne oturmak kul hakkı yemek değil midir? ‘Trabzon’un Bahçecik mahallesine üç İmam Hatip Okulu yetmez;. yenileri açılmalı’ gibi bir algının hala devam edip etmediği ve de bu konuda çalışmaların daha ne kadar devam edeceği gibi sorulara acilen cevap bekleyen bir Trabzon kamuoyu var, biline. Bu durumda ‘tablet’çilere kapak olsun.

Bırakınız siz ilme, alime karışmayı da, memleketin idari işleriyle uğraşın…’
‘Bir mesleğe haricinden fer gelmez. Bırakınız ilmi muallim yapsın…’ Ziya Gökalp 
 

Zafer Partisi
Zafer Partisi
Giriş Yap

Haberiniz.com.tr ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!