Ülke gündemiyle ilgili sohbetler esnasında, bazılarının bulundukları konumlar(!) itibarıyla, kendilerini ve de ülkenin içine düşürüldüğü durumun müsebbiplerini masum göstermek adına ilk dakikalardan hemen sonra; "bende bir zamanlar Ülkücüydüm" diyerek, “maziden referanslı(!)” bir savunma içine girmekte olduklarına sıkça rastlamaktayız. Hal böyle olunca da çaldıkları minarelere kılıf hazırlama durumunda kalanlar, hiç vakit kaybetmeden MHP’yi suçlayıp işin sorumluluğundan kaçma telaşına girmiş bulunmaktadırlar.
Bu kişilere, “Ülkücü; inançla dolup taşan yüreğini başka hesaplarla kirletmez, hele hele mücadele alanını ve arkadaşlarını, menfaat için asla terk etmez” diyor ve duru bir Türk kimliği ile dava adamlığını aynı anda taşıyanların nasıl olma/ma/ları konusunda MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin daha önce de dile getirdiği mesajı, bir kez daha hatırlatmak istiyorum:
“Ülkü Ocakları’ndan, Ülkücülüğü şuurla taşıyan dava arkadaşlarımın arasından; şehide ‘kelle’, katile ‘sayın’ diyen densizler çıkmaz. Teröristlerle kurulan pazarlık masalarında şerefini kaybedenler çıkmaz, İmralı’yla görüşen, Kandil’le mektuplaşan, peşmergeyle kucaklaşan çıkmaz. Türk milletini otuz altı parçaya ayıran sorumsuz ve art niyetliler çıkmaz. Küresel kanlı projelere teşrifatçılık yapan, Müslümanların acılarına seyirci kalan ve bunun failleriyle sarmaş dolaş olan vicdansızlar çıkmaz. Türkiye’yi yıkmak için uğraşan, Cumhuriyet’i dinamitlemek için ısrar eden ve Türk milletini etnik teröre teslim etmek isteyen asla çıkmaz. Habur’da eli kanlı teröristlere kucak açan, hukuku kepaze eden, adaleti kurşuna dizen aşağılık kişiler çıkmaz. Türkiye’yi emperyalist ellerin insafına terk eden, kurtuluş mücadelesinin intikamını almak isteyen fırsatçılar çıkmaz, şehit analarını ağlatan, kalleşleri ‘özgürlük savaşçısı’, yavrularımızı yetim bırakanları ‘barış gönüllüsü’ olarak görenler bizim aramızda bulunmaz. ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ seslenişini tahrik unsuru olarak gören, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ demekten rahatsız olan bizim içimizden yetişmez. Kısacası bizim aramızdan hain çıkmaz, bizim aramızdan ‘Damat Ferit’ çıkmaz ve bizim aramızda millete hasım olan kimse olamaz!”
Öyle ki son zamanlarda sık sık karşımıza çıkıp da “ben de bir zamanlar Ülkücüydüm” diyenlerden yola çıkarak; her dört Türk vatandaşından ikisinin doğuştan Ülkücü olduğu; sonrasında bu iki kişiden birisinin, menfaat ve ülke renklerine (!) göre kendini yeniden konumlandırıp isimlendirdiği, diğer ülkücünün ise canı ve malı(!) pahasına inandığı şekilde mücadelesini devam ettirmek adına MHP içinde kaldığı sonucuna rahatlıkla ulaşabiliriz.
Görünen şu; bazıları(!) konu ne olursa olsun, her durumda MHP’yi suçlamayı yaşam biçimleri haline getirmişler ki, onlara “eğer bir yanlış varsa; gel bir el de sen at, beraber düzeltelim” derseniz şayet; inanın ki adımlar boyu uzağa kaçarlar. Bu ‘ülküsüzlere’; ‘oynamaya gönlü olmayıp, yerim dar da dar diyen gelin’ benzetmesi yapmak, sanırım hata olmayacaktır.
Bugün Ülkücü hangi görevde olursa olsun; Türk Milliyetçiliği’nin küresel güçler tarafından sıkıştırılıp dar bir boğazın içine sokulmak istendiğinin farkında olarak; ‘ülkesine ve insanına sahip çıkmak ilkesiyle’, ‘Türk Milliyetçiliği’ni muhafaza etmek ve de bu konuda gerekirse canını ortaya koymak zorundadır. Milliyetçilik gücünü de korkulardan değil; Türk Milleti’nin tarihi devamlılığı içerisinden süzülerek getirdiği medeniyet birikiminden ve de özgüveninden alması gerektiğini bilmelidir.
Son söz kendi dimağımızdan: ‘Kimse unutmasın ki; geleceğe dair umutları olmayanların; geçmişe dair de bir hikayesi yoktur!..’
……………..
Bu hafta Trabzon’da kongre ile, MHP İl başkanı ve yönetim kurulu değişti. Eski başkanımız Nihat Birinci Bey ve yönetim kuruluna hizmetlerinden ötürü teşekkürü bir borç bilip; MHP Trabzon yeni il Başkanı Muammer Demeli Beye yeni görevinde başarılar diliyorum.
Ülkemizin, Milli Birliğinin parçalanma aşamasında olduğu; bölünme gibi çok ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığı bu günlerde; yeni yönetimin öncelikli çabasının; “birlik, dirilik ve irilik için” tüm Ülkücüler’i, yan yana, kol kola getirmek yolunda olmasını umut ediyorum.
İnancım; görevinin ve sorumluluğunun bilincinde olan bütün MHP yeni il, ilçe ve kadın kolları başkanlıklarının; önümüzdeki süreçte ilk sınavları sayılabilecek yerel seçimlere partiyi birlik ve beraberlik içinde götürüp; beklenen başarıyı MHP camiasına fazlasıyla yaşatacakları yolundadır. Hayırlı olsun.
…………
Türk’ü anlamak için, ‘Türk’ü dinlemek gerektiğini bize en güzel şekilde ifade etmiş; yüreğimizin ‘Türk’çe sesi Neşet Ertaş ozanımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bir Neşet Ertaş daha gelir mi bilmem ama; Rabbim ezanımızı semalarımızdan, bayrağımızı gönderimizden, bir de bizi yüreğimizin ‘Türk’çe sesi olan ‘ozanlarımızdan ve türkülerimizden’ eksik etmesin.
