Almanların ünlü özdeyişi “Jeder für sich, Gott für uns alle”, “Herkes kendi için, Tanrı hepimiz için” anlamına gelmektedir. Bu deyiş, ülkemizde karşı karşıya olduğumuz meselelerde izlediğimiz yolu bize çok iyi göstermektedir.
Türkiye’de günümüzde toplumsal menfaatleri hiçe sayan bir ferdiyetçilik, almış başını gitmiştir. Herkes kendi için yaşamakta ve istemekte ama Allah’ın hepimiz için en iyisini yapmasını dilemekte ve beklemektedir.
Allah, bu kadar yanlışı yapan ve doğruyu söylemeyen insanlar için, her şeyin en iyisini niçin yapsın?
Geçen gün benimde katıldığım bir toplantıda ABD’nin Louisville Üniversitesi öğretim üyesi tarihçi Prof. Dr. Justin Mc.Carthy “Gerçeği görüp de söylemeyen kişinin gerçek düşmanıyım” diye çok doğru bir söz ederek, Batı Dünyası’nı yalancılıkla suçladı.
Peki, hep kendisi için isteyenler ve Türk Milletine yalan söyleyenler, sadece Batı Dünyası’na mensup olanlar mı?
Göktürk Kağanı Tandu kendisine gelen Bizans elçisi Valentinus’un tavrı ve soruları karşısında hiddetlenerek “Siz, ustalıkla yalan söyleyen Bizanslılar değil misiniz?” diye sorarak ekledi “Yalan, biz Türklerin en yabancı olduğu ve sevmediği bir şeydir”…
Öyleyse Türk Milleti’ne karşı Türkiye’de söylenilen bütün bu yalanlar nedir? Türkler, yine Türk’ün içinden çıkmış etnik mikro milliyetçileri bir tutmak niyedir? Bunlar kimin haddinedir?
Açılımcı, Kürtçü, borçlandırıcı, parçalayıcı, dağıtıcı, kutuplaştırıcı, vs. ol, ondan sonrada ne idüğü belirsiz fikrinle, milliyetsiz, inançsız bir birleştiriciliğe soyun… Kimi kandıracaksın?
Ey Türk Milliyetçilerine ve dolayısıyla Türk Milleti’ne yani “TÜRK” adına laf söylemeye çalışan kafa; bak Mustafa Kemal Atatürk sana ne söylüyor “Bu insanlık dünyasında en az yüz milyonu aşan nüfusuyla bir Türk milleti (bu gün üçyüz milyon civarı) ve bu milletin dünyada genişliği oranında tarihte de bir derinliği vardır… En açık, en keskin ve en maddi tarihi delillere dayanarak söyleyebiliriz ki, Türkler onbeş asır evvel Asya’nın göbeğinde muazzam devletler teşkil etmiş ve insanlığın her türlü kabiliyetine tecelli yeri olmuş bir unsurdur. Elçilerini Çin’e gönderen ve Bizans’ın elçilerini kabul eden Türk devleti, atamız olan Türk milletinin teşkil eylediği bir devlettir.” Anladın mı? Hiç bir kefeyle tartılamayacak olan Türklerin kısa ve öz tarifi bu…
Eğer bunlar yeni şeyler, Atatürk bunları uydurdu, Türk diye bir şey yok diyorsan, o zaman Türk’ün diğer ataları Bilge Kağan ile Kültigin Kağan’a kulak ver “Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu kılınmış. İnsanoğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutuvermiş, düzenleyivermiş.”
Evet, herkes kendini menfaatlerini korumak ister ancak bunu toplum birliğini ve bütünlüğünü bozmak uğruna yapamaz. Devletin varlığına halel getiremez. Hele bunları yalan söyleyerek ve gerçekleri saptırarak hiç bir şekilde ifade edemez. Eğer bunları yapan olursa, Türk Milleti ve tarih onu asla affetmez.
Türkiye’nin bir batağın içine çoktan sokulduğu ve şimdi hep birlikte bu bataklıkta çırpındığımız aşikârdır. Justin Mc.Carthy; Batı’nın ve yerli işbirlikçilerinin 100 yıl öncede yalan söyleyerek Türk topraklarını böldüğünü ve Türkleri soykırıma uğratarak temizlediğini söylemesi çok manidardır. Bu günde birilerinin, Türk Milleti’ni hedef alarak benzer yalanlarla ülkemizi bölmek ve peşkeş çekmek istediklerini söylersek herhalde yalan söylemiş olmayız.
Allah, Türk Milleti’ni bukalemunu da geçmiş bu çok yüzlülerin şerrinden ve ihanetinden korusun.