Hükümet karar alıyormuş:
Ankara meskûn mahallinde bulunan bütün askeri tesisler dışarı çıkarılacakmış.
Çıkarsa çıksın…
Hatta bütün ordu mesela Diyarbakır’a konuşlansın.
Ya da ne bileyim Halep’e…
Ankara’dan asker çıkacakmış.
Çıksın…
Vaka-yi Hayriyye’ymiş…
Olsun…
Son Yeniçeri’yi bulana kadar devam etsin takip…
Bütün tanklara birer çip takılsın.
Bütün belediye araçları tankın yerini alsın. Kamyon sürücüleri tank sürücüsü olsun.
Askerlerin yerini apaçi gençliği alsın.
Ordu ne yapıyorsa yapsın…
O kadar kurmay yetiştiriyorlar…
O kadar Akın Paşa’ya görev vermişlermiş…
Olsun…
Askeri tesisler dışarı çıkacakmış çıksın…
Amma velakin…
Sakın ha…
Onlardan boşalan yerleri rantiye hevesine alet etmeyin…
Sakın ha…
Askeri tesisleri belediyeye vermeyin.
TOKİ’ye de vermeyin…
KİMSEYE VERMEYİN…
YAPMAYIN ALLAH AŞKINA…
Sakın ha…
Sakın ha o çoğu yeşille donanmış arazileri peşkeş çekmeyin…
Zırhlı Birlikler Etimesgut…
Tam da Konutkent’in, Ümitköy’ün karşısı…
İlerisi Bağlıca orası bile rantiye için ne efsunkâr…
Ya Mamak Muhabere Okulu ve civarı…
Ya Genelkurmay…
Ya Deniz Kuvvetleri…
Ya Hava Kuvvetleri…
Ya Jandarma…
Sorun arsa değerini o tanınmış emlakçıya…
Salih Bey kaç para eder sizce?
Sonra Etimesgut Askeri Havaalanı..
Jandarma…
Jandarma’nın arsasına güç yeter mi?
….
Vay be…
Birilerinin gözleri nasıl da şimdiden dolar işaretiyle ışıl ışıl…
Ağaçlar kesilecek ve yerine AVM’ler, toplu konutlar, rezidanslar, towerslar… twinsler yapılacak…
Aman Allah’ım…
Bu korkunç cinayete sakın izin vermeyin…
Sayın Cumhurbaşkanım ve Sayın Başbakanım…
Sayın devlet büyüklerim…
Eğer askeri Ankara’dan çıkaracaksanız, o yemyeşil arazileri kesinlikle çevre duyarlılığıyla koruyun.
Çünkü Hakkın sesi ve ideolojisi, “yarın öleceğinizi bilseniz ağaç dikin” diye yol gösteriyor insanlığa…
AVM yapın, rezidans yapın, towers yapın, twins yapın, toplu konut yapın; beton dikin demiyor.
Lütfen yeşili koruyun ve Türkiye’yi sevin.
Ya da Türkiye’yi koruyun ve yeşili sevin…
…
Darbe bazılarına darphane olmasın…
SAKIN HA!
AĞAÇLARA KIYMAYIN EFENDİLER…
Ha tanklar insan üzerine yürümüş…
Ha dozerler ağaç üzerine, yeşil üzerine…
Sakın birisi çıkıp da “bu iki olay aynı şey mi?” demesin.
Bence ikincisi daha vahim…
Zira tankın karşısına duracak insan gücümüz var şükrolsun…
Tankı bir insan durdurabilir…
İnsanlık darbeyi önleyebilir.
Fakat yeşilin katliamı ya…
Dozerlerin yürüyüşünü hangi ağaç önleyebilir ki?
Hangi yeşil kendisine kıymak isteyen baltaya, dozere, rantiyeye karşı durabilir ki…
Hani Arafat’ta kuru bir dal bile kırmak büyük günah….
Arafat sayın Ankara’yı…
Mübarek olsun sâyınız…
Yeşile kıymayın…
Koca ABD’nin başkenti Washington’un nüfusu yirmi yıl önce 400 bin idi.
Bugün kaç Washington DC’nin nüfusu?
Yine aynı…
Hiç kimse ama hiç kimse o kente çivi çakamaz. Bir kaçak kat bile çıkamaz.
ABD başkanı kendi güvenliği için bile Beyaz Saray’ın bahçesine bir nöbetçi kulübesi bile dikemez.
Şehre kimse kıyamaz.
Hele hele eski şehir, tarihi doku özellikle korunur.
Ankara’yı daha fazla betonla doldurmayın…
He yaparsanız yapın ama buna tevessül etmeyin.
Sakın ha!
Allah çarpar…
